hangi mesleği icra ediyor, hangi şehirde yaşıyor, kaç yaşında oluyorsa olsun her kadının ortak düşkünlüğüdür. sularken onlarla konuşur, kendi öz çocuğuna kimi zaman göstermediği şefkati verir, hele ki kadının evden uzak olduğu dönemde çiçeğin periyodik sulanma ihtiyacı unutulduysa, şiddetli tepkiler alınabilir, öyle hassas olunur bu konuda.
yine yaşanan tartışmalarda çiçeklere olan düşkünlük erkeği kurtarıcı rol oynar, bi çeşit zaaftır.
çoğunun çiçekleri sevmesindendir.
ama önemli günlerde bir sap çiçekle giderseniz; bayan kişisinin yüzünde hafiften eğrilip bükülmeye başlamış bir gülümseme ve içten içe;
- böyle önemli bir günü bir çiçekle savuşturmak ha, ühüüüü beni hiç sevmemiş...
haykırışları yükselir.
her daim kadınların bu ot merakı dikkatimi cezbetmiştir. estetiğe, duygusal çağrışımlara aç olan bünyelerini anlarım. lakin çiçeğin duygusal çağrışımını, estetiğini idrak edemedim. illa bir ot'a gönül verilecekse, "soğan" olmalı. mis.
kadınlar güzel olanı herşeyi sewer ve düşkünlük duyarlar;
bunlardan sadece birisidir çiçekler..
aslında erkeklerde sewer çiçeği ama kadınlar kadar vurgulayamazlar bunu..
rajona ters durumlardan biridir bu onlar için.
çiçekler narindir,
güzelliği ifade eder,
incitilmek öldürür onları..
ve
*kadınlar bi çiçektir*