hemcinslerimin ugg takıntısı, tektaş takıntısını, hatta kıvanç takıntısını kafa yorup emptati kurup anlayabiliyorum ama şu çanta meselesini bir türlü anlayamadım.
her ünlü kadınla röportajda konu mutlaka oraya gelir mesela:
-Modayla aranız nasıl, hangi markaları tercih edersiniz?
+X, Y, Z markalarına bayılırım. Ama BENNN asılll çanta manyağıyımmm. Çanta takıntım var! Evde böyle 300 tane felan çantam var benim.Çanta delisiyim.(hakikaten delisin.)
Şu an bunları bir sandalyeye oturmuş yazıyorum.Sandalyeye çantamı tutturmuşum.Döndüm, bakıyorum çantaya. Kahverengi, orta boy birşey. Bir daha bir daha bakıyorum. Ya ne dicem, manyak mısınız? çanta nihayetinde. Takıntılı olcak üç boyutlu başka şey mi yok?
Hadi ayakkabıya takıntın olsa gene empati kuracağım..
Dışarıda, evde, arkadaş toplantısında, okulda, sinemada, kütüphanede, barda, tuvalette, konserde heryerde ayakkabılar seninledir.
Ama çantayı bir dışarı çıkarken takıyorsun be kardeşim! Ve sanki o taktığın zaman dilimi içersinde sanma ki herkes gözlerini senin çantana dikmiş bakıyor.
Yeni tanıştığın bir erkek genellikle vücut ölçülerine, göz rengine, popona, göğüslerine vs bakar.
Yeni tanıştığın bir kadınsa genellikle saçının kesimine, o göbekle o nasıl düşük bel giymeye cesaret edebildiğine falan.
Hadi hepsini geçtim, sen bile aynaya şöyle bir bakmak istediğinde makyajına bakarsın, saçına bakarsın. Aynanın karşısına geçip seyretmediğin birşey için o kadar para harcayıp, siyam üçüzü, dördüzü, beşizi çantalardan neden satın alıp alıp duruyorsun?Yok bavul tipi, yok elde taşınan tipi (bunlar da cüzdanın evrimleşmemiş hali gibi duruyor biraz),yok zımbalısı, yok zımbasızı, yok püsküllü, yok deri, yok neon ışıklı, yok ponponlu, yok boklu yok bilmem ne.
Ha, bu kadar giydiriyorsun da sen sanki aynı bokun içinde yüzmüyorsun diyorsanız, hayır şanslı sayıyorum kendimi ve neyseki takıntı deresine ayağımı bile sokmadım ben.
Üç çantam var. Biri gri, çapraz asarım. Biri kahverengi, demin tanıştınız. Biri de sırt çantası, lisede de işimi gördü hala görüyor.
ayakkabı ve çanta bir anda kıyafeti değiştirabilen parçalardır da ondan. ayrıca toplumsal statüyü veya tarzınızı belirleme/belirtme konusunda diğer tüm giysilerden daha fazla etkiye sahiptirler. örneğin converse ve sırt çantasının ifade ettiği karakter ile stiletto ve louis vouitton çantanın ifade ettiği karakterin farkını en hödük erkeğin bile bir bakışta anlayabileceğinden eminim. bu nedenle bir çeşit dışa vurum kaygısı olarak tanımlayabiliriz belki bunu. bir de bu kadar laf edip de topuklu giyen her kıza dibi düşen erkekleri kendilerine bir dönüp bakmaya davet ediyorum, çanta takıntısının iç dinamiklerini açıklamaya ise tecrübem yetmiyor.