18. yüzyıl sonlarına kadar Finlandiya, izlanda, isveç, Avustralya'daki bazı koloniler ve ABD'nin bazı eyaletlerinde bu hak tanınmaktaydı. 1900 yıllarının başlaması ile birçok ülke bu uygulamaya geçmiştir. Suudi Arabistan'da kadınlar ilk kez 2015 yılında oy kullanabildi.
not: Türkiye'de 5 Aralık 1934’de Anayasada yapılan yasa değişikliği ile tanındı.
not: fransa bu hakkı 1944 yılında tanımıştır. (şuan kadın haklarında ve uygulamasında bizden çok ilerideler)
bi not daha: bitik olan padişahlı osmanlının halk tanımayan dönemine son verip modern ve halktan gücünü alan bir yapıya devrimleri ile döndüren mustafa kemal paşa'ya minnettarım.
son not: devrimleri ile bu ülkede kadınların varlığını göstermesine vesile olan Atatürk'e hakaret eden ve yok öyle yaptı böyle yaptı diye küçük beyni ile eleştiren kadınları kınıyorum.
valla son not: adam sana istediğin kişiyi seçme imkanı sağlamış, hürriyet tanımış, benlik kazandırmış ama sen fesli bunağınızdan duydukların ile çamur at, sevmiyorum falan de. düşün adam sana kendisini eleştirebileceğin bir ülke yapmış.
Türkiye’de kadınların siyasal haklarını kazanmaları Cumhuriyet dönemiyle birlikte
gerçekleşmiştir. Kadınlar siyasal haklarına 1930’da Belediye seçimlerine, 1932’de
Muhtarlık seçimlerine ve 1934’te ise Genel seçimlere katılma haklarının
verilmesiyle kavuşmuşlardır. Bu haklar, iktidardaki kadrolar tarafından, Batılılaşma
ve medenileşme hedeflerini gerçekleştirme amacıyla tanınmıştır.
Türkiye’de kadın haklarının iktidar tarafından verilmesi farklı yorumları da beraberinde getirmiştir.
Kemalist kadınlar ve Cumhuriyetin ilk kuşak kadınları, bu reformların demokratik bir
toplumun gelişmesinde kaçınılmaz olduğunu ve yapılan reformların Türk kadınının
kurtuluşunu sağladığını savunmuşlardır.
Son dönem kadın yazarları ve akademisyenler ise bu durumu farklı yorumlar yaparak açıklamışlardır. Kadınlara
siyasal haklarının tanınmasının cumhuriyet döneminde yürütülen modernleşme
politikaları içinde büyük “simgesel ve stratejik” öneme sahip olduğu vurgulanmış,
Cumhuriyet dönemiyle birlikte, laik-ulus devletin kurulma sürecinde islami kurum
ve değerlere açılan savaşta, kadınların önemli bir hareket noktası olduğu
belirtilmiştir.
Hani ikinci meclis atamızın oyuncağıydı? Hani memleket diktatörlükle yönetiliyordu? Şunu da ekleyeyim: atamız istediği halde ikinci meclis ve sonraki meclisler daha birçok yasaya taş koydu. Konuyu dağıtmamak için oralara girmiyorum şimdilik...
hadi secilme hakkina anlam verilebilir belki farketmedigi bir ozelligi vardir ve erkekler o kadini secmek isteyebilir ama kadinlarin secim yapabilme ve karar verebilme hakki olmasi bana biraz enteresan geliyor. kadinlarin oy kullanma hakki tekrar gozden gecirilebilir.