istisnasız dünya üzerinde yaşayan ve varlığını devam ettirme amacı içinde bulunan tüm dişi bireylerde görülen ruhsal durum ve egoist eylemdir.
kadınlar aşık olmayı değil aşık olunmayı severler. geceleri rüyalarını süsleyen, gün içerisinde akıllarını meşgul eden, henüz bulamadıkları gerçek aşklarının bencillik ve egoizm dolu olmasının yanında; kurdukları hayallerde gözlerinin önüne aşık oldukları adamın gülüşünü, bakışını, dokunuşu getirmekten çok aşık oldukları adamın gözünden kendilerini izlerler, onun kendilerine nasıl da hayran hayran baktığı, beğenisini gizleyemediği, karşısında büyülendiğini anları düşlerler.
kendi gülüşünün, kendi bakışının, kendi güzelliğinin beğenilmesinin ve takdir edilmesinin hayalini kurarlar. kısaca kadınlar aşık olmayı değil aşık olunmayı isterler. erkeğin aşkı istiyorum iken, kadının aşkı isteniyorumdur.
Çok doğru bir sözdür. Kadınlar sevildiği surece karşı tarafı önemsemezler. Tüm ihtiyaçları onları seven, övgüler yağdıran, dertlerini dinleyen birileridir.
Yaratılıştan gelen bir özellikleri olduğunu düşünüyorum. Evet hakları olduğunu da biliyorum. Kadınlar zayıf, kırılgan, ince ruhlu yaratılmışlardır istisnaları olsada geneli öyledir yani. Küçük hediyeler alıp onları şımartmanızı, el üstünde tutup, değerli olduğunu hissettirip sadece kuru sevgiyle değilde zaman zaman jestlerle onu sevdiğinizi belli etmenizi beklerler.
Kadınlar sevmedikleri bir adam bile ona ilgi gösterse hoşlarına gider. Kadınlar aşık olup bir erkeğin peşinden gitmezler aşklarına aşık olurlar genellikle...
Siz, bir kadını ne kadar severseniz sevin, o, sizi hiç sevmeyecektir. Çünkü kadın, yaradılışı gereği bir erkeği sevemez. Onun sevebileceği, yalnızca yarattıkları; yani, çocuklarıdır. Yemeyin beni.
Swarm'dan nerede oldugunu herkese ilan edip sadece sevgilisine söylemeyen modellerden de bu beklenirdi dedirten tespit. Bir de psikopat versiyonları var sevilmediginde yapisip kaliyorlar. Illa seveceksin. Insanin aysel git basimdan şiirini tersten okuyasi geliyor.
içlerinde sevenler var ama genel eğilim sevilme yönünde. o yüzden onların gerçekten sevmek nedir, acısı ya da keyfi nasıl bir maksimum seviyeye çıkar gibi kavramların tadını tam olarak alamadıklarını, bizi bu yüzden anlamadıklarını düşünüyorum. hele bugün bunun doruğa tırmandığını düşünüyorum. internet diye bir şey var, birçok insana istediğin zaman ulaşabiliyorsun. yalnızım pozları verenlerin çoğunun elinden telefon düşmüyor. birileriyle konuşuyorlar. cidden yalnızlığın dibine vuran insanları ayrı tutuyorum. var öyle insanlar. ben de onlardan biriyim. birikmiş ve yazacak çok şeyim olduğundan burdayım zaten. öte yandan çoğu zaman tercih eden yani seçen kadın olduğu için erkek daha duygusal bir varlık olduğundan buna alıştırıyor kendini, bırakıyor, bağlanıyor. sonra gözlerini bir sabah bir açıyor o insan hayalet olmuş. çoğu zaman can sıkıntısından ibaret tercihleri var. dertleri tam olarak sevilmek de değil. ne istediklerini bilmiyorlar. ama bi sıralama söz konusu olduğunda maddi unsurları ilk sıraya koyuyorlar. kah adamın mesleği, kah tipi, kah kariyer gibi faktörlerden dolayı sevgi ikinci plana atılıyor. yani kadınlar materyalizmin etkisinde kalmış varlıklar. onların birini gerçekten sevdiğine lise yıllarında rastlarsınız çoğu zaman. yani sevme dediğimiz şey sadece erkeğin işi değil ama ihale bize kalmış durumda. onların üşengeçliği ve çıkarcılığı sevilme eğilimi yaratmış. birini sevip karşılık alamayınca bir daha sevmemeye, bağlanmamaya yemin etmelerinin birini sevme gerçeğinden kaçmaktan başka bir şey olmadığını düşünüyorum. öyle de sürüp gidiyor. başka ülkeleri bilmiyorum ama bizim ülkemizde durum tam olarak budur. bana hiçbir kadın aşkı, sevmeyi öğretemez. ancak benden öğrenir bu yüzden...