Çocukluğu itibariyle, karşılaştığı her zorlukta bir büyüğün özellikle bir erkeğin yardımını almış kadınlar, ileri yaşlarda ve yardımını alacağı kimse yanlarında olmadığında savunma mekanizmaları çalışmaz hale geliyor.
Saçını çekene seni babama dicem diyen kız çocuğu, genç kadınlık döneminde karşılaştığı zorluklarda önce erkek arkadaşlarına ardından abisine ya da erişkin erkek kuzenlerine sığınır.
Ama artık babalarına değil, bahanelere sığınır.
Son zamanlarda ise katlanamadığım savunma mekanizması dişiliğini kullanma.
Çıkar yol bulmadığında, çıkarı kalmadığında cümleye "ben kadın olduğum için", "ben savunmasız olduğum için", "bana kadın olduğum için", "zaten kadınım" diye başlayan cümleler kurarak kadın cinsini aciz, savunmasız ve haklı çıkamayacağını anladığında dişiliğine başvuran bir imaj çizmeye başlıyorlar.
Bu yüzdendir artık, kadına karşı oluşan ileri derecede hassasiyet, ileri derecede güvensizliğe dönüşmüş durumda.
Örneğin kadın memur; haciz mahallini terk edip zapta bunu geçiyor, ama adliyeye gidince avukat bana sarktı ben de haczi yarıda kestim diyor. Halbuki avukat ona sarkmamış, yalnızca borçlunun gösterdiği mal değil, kabil bütün malları yazması gerektiği aksi halde müdürünü arayacağını söylemiştir.
Kadın paçayı kurtarmak için, bana sarktılar gibi affı asla olmayacak bir çamur atmayı tercih etmiştir.
Örneğin kadın müşteri; oturduğu cafenin artık kapanacak olmasından dolayı kalkması gerektiği yönünde garson tarafından uyarılıp taşkınlık çıkardıktan sonra, polis ve zabıtalar gelince, bu garson bana imada bulundu zaten sabahtan beri göğüslerime bakıyor bana işaret veriyordu diyor.
Sonra da kadın gerçekten taciz edildiğinde ya da gerçekten mağdur edildiğinde bu gibi kendine güveni olmayan, aciz kadın tipi yüzünden inanılmayarak, daha çok mağdur ediliyor.