özeti verdikten sonra delikanlı takılan benim gibi nice delikanlının kadınları salak yerine koymak gibi bir hatanın sonucunda oluşan önermedir. Şimdi bunun sadece, biz delikanlılar yapmıyor, kadınlarda yapıyor apayrı bir konu.
Şimdi; diyelim ki bir erkek bir kadına bakıyor...
Baktığı daha doğrusu incelediği kadının biraz geniş bir yaşam ve düşünce tarzı olduğunu görüyor. konuşma tarzının yüksek miktarda klişeler ve sıradan sözler içerdiğini görüyor. kadının çok fazla espri yapmamasına veya yapamamasına bakarak kadının espri yeteneğinin çok yüksek düzeyde olmadığı ve mizah duygusundan yoksun olduğu sonucuna varıyor...
gündemle yani olan bitenle pek ilgilenmediğini, düzenli olarak gazete okuma alışkanlığı olmadığını, alışverişe olan ilgisinin siyasi veya sosyolojik konulara olan ilgisinden daha büyük olduğunu görüyor...
bunun gibi gibi şeylerin doğal sonucu olarak da bu kadın salak sonucuna varıyor.
zekanın yüzlerce farklı boyutu var. geniş yaşayan, gazete okuma alışkanlığı olmayan, siyasi veya sosyolojik konulara olan ilgisi alışverişi olan ilgisinden daha az olan bir insanın da kendine özgü bir zekası olabileceğini yadsıyamayız.
sürekli siyasi gündemle ilgilenmek, bütün olayları siyasi bir çerçeveden algılamak da ayrı bir salaklık olduğunu belirtmeden geçmeyelim ...
şimdi; espri yeteneğine gelince; bize hep espri yeteneğinin en büyük zeka göstergesi olduğu söylendi, daha doğrusu biz buna inandık, ve işin kötüsü ,özellikle biz delikanlı türk erkekleri olarak, zeki ve esprili bireyler olduğumuza da inandık...
"espri üstüne espri patlatıyorum yani çok zeki ve özel biriyim masalıyla geçirdik yıllarımızı. bizi çok zeki ve özel biri kıldığını düşündüğümüz esprilerimizle salak olduğunu düşündüğümüz bir takım kadınları etkilemeye ve yatağa atmaya çalıştık...
o kadınların olayı tamamen farklı bir açıdan algılıyor olabileceklerini, salağa bak beni esprileriyle etkilemeye çalışıyor diye düşünmüş olabileceklerini, hatta bu salaklığımızı göre göre bizimle yatağa girmiş olabileceklerini, çünkü salak ama en azından pipisi var,parası var, acaip kariyeri var, tipi de aşırı kötü değil, beni cinsel olarak tatmin edebilir diye düşünmüş olabileceklerini aklımıza getirmedik...
tabii ki her zaman böyle gelişmemiştir olaylar, ama böyle geliştiği çok sayıda durum olduğunu düşünüyorum. Yamuluyor olabilirim de
senin espri üstüne espri patlatman, karşındaki kadınınsa sade, hatta klişeler içeren bir üslupta karşılık veriyor olması, senin daha zeki olduğunu kanıtlamaz, güçlü bir mizah duygusuna sahip olduğunu da kanıtlamaz. daha ziyade, senin kafayı espri yapmakla bozduğunu, karşındaki kadının ise mizahı ve "humor"u farklı bir boyutta algıladığını gösterir. derin mizah duygusuna sahip olan insan, espri üstüne espri patlatan insan değildir, eğer öyle olsaydı, dünya üzerindeki en derin mizah duygusuna sahip olan insanlar 18 yaşındaki kız peşinde koşan erkek çocukları olurdu...
mizahı algılama derinliği ile espri üretme sıklığı farklı şeylerdir. erkek hamal gibi espri üstüne espri üretirken, kadın mizahı daha sade bir biçimde bakışlar, ses tonu, jestler vb. nonverbalyani sözel olmayan sinyaller üzerinden algılıyor olabilir...
yani asıl derin mizah duygusu, erkeklerden ziyade kadınlarda olabilir. gerçi, bu noktada da çok genelleyici olmak yanlış olur elbette...
eklemeden geçmemeliyim diye düşünüyorum; feminizme gram sempati duyan biri değilim, kadınların erkeklerden daha derin düşündüklerini, daha derin yaşadıklarını savunan birisi de değilim...
kadınların herhangi bir şekilde korunup kollanmalarından, saygısızlığa maruz kalmamalarından yana olan biri de değilim... ama kadınların salak oldukları gibi bir genelleme yapabilmek ya da en azından kadınların salak oldukları noktaların hangi noktalar, zeki oldukları noktaların hangi noktalar olduğu, hangi kadının zeki hangi kadının salak olduğu vb. konuları doğru değerlendirebilmek için, epey bir deneyim, kültür ve yaşanmışlık gerektiği kanaatindeyim. yani "kadınlar salaktır" da diyebilirsiniz, "kadınlar orospudur" da diyebilirsiniz, bu tarz genellemelerde benim kanaatimce hiçbir etik sakınca yok, ama bu tarz konularda değerlendirme yapabilecek deneyim ve birikime sahip değilseniz, çapınızı aşan değerlendirmeler yaparak kendinizi komik duruma düşürmekten kaçınmanızda fayda olabilir. kendi kendinize "kadınlar salak olabilirler, ama ya ben bu konuda konuşma yetkisine sahip olamayacak kadar salaksam?" demenizde fayda olabilir.
evet. aziz nesin haklı. çoğu salak. sizlerin arasında da çok salak var. yalnızca bu yazıda bir hakaret olduğunu algılayıp, eksi vermeye aklınız eriyor. daha fazlasına değil. benim ne demeye çalıştığımı düşünmeye bile tenezzül etmiyorsunuz.
neyine eksi veriyorsunuz demicem. trollün hakkını trolle ver ama burda trollük yapmıyorum. ciddi ciddi bu entrye eksi veren kadınlar var. demek oluyor ki bunlar feysinden erkek silinmesinden memnun. o yav$ak sizin kıçınıza tekmeyi bastığında görürüm sizin yalnızlığınızda boğulmanızı. bu kadar ezik olmayın lan. salaksınzı çünkü.
kadınlar öyle salak birşeydirler ki sevmezsen sikmekte dahil herşeyi yapabilirsin, seversen durum değişir; sevme durumunda erkek tabiri caizse yarrağı yiyen taraf olur. bu bağlamda kadınlar salaktır diyebiliriz.
Kadınları salak yapan erkeklerin salak olduğunu unutmalarıdır. Bir salağı sevdiğini ve o salak için yaptıklarının karşılığını alamayıca/göremeyince ve sonunda her şey açıklığa kavuşunca..
Erkek: sen salaksın.
Haklı. Haklı olmasa kadını salak yerine koyamazdı.
Haklı ki salak.
Tavsiyem nedir mi?
Erkeği bu salak halinden kurtarın ve sonra her salaklığa başlayın.
hiç derin kişilik analizi yapmanıza gerek yok. makyaj ile zekanın ters orantılı olduğunu bilmeniz yeter. çok az istisna vardır buna. inanmıyorsanız dışarı çıkın biraz, veya çevrenizdeki kadınları bir inceleyin.
tabii salak olmak sadece kadınlara özgü değildir. zaten insanlar genel olarak salaktır.
salak değil de şimdi doğruya doğru, maalesef kadınlara biraz rahat batıyor. basit yaşamayı bilmiyorlar ve bu saçma sapan özelliği de "detaycılık, kadın beyni" gibi boktan bir bahanenin arkasına sığınarak savunuyorlar.
ilişki ne kadar sorunsuz olursa o kadar ufak şeylere takılmaya ve onlardan huzursuzluk çıkarmaya başlıyorlar.
ağızlarından "huzur" kelimesi düşmüyor ama huzurlu ortama da tahammül edemiyorlar.
