kadınlar hayatın olağan sıkıntılarından muaf mı sanki? Hem hayatın olağan sıkıntılarını yaşıyor, hayatın her alanında kadın olmanın zorluğunu yaşıyor, hem de regl sıkıntılarını yaşıyorlar. inşaatta çalışan, açlık sınırında yaşayan adamın karısı regl olmuyor mu? O da belki üç kuruş ekmek parası için temizliğe gitmiyor mu? Bunca hayat sıkıntısının üzerine bir de onu çekmiyor mu? Sadece inşaattan örnek vermeye de gerek yok, tüm gün onun bunun ağız kokusunu çeken, sadece kadın olduğu için her gün makyaj yapmak, topuklu giymek zorunda kalan kurumsal şirketteki merve; hastaların ve hasta yakınlarının aşağılamalarına alışmış hemşire yeşim; ekmek parasını kazanmak için çabalarken erkek öğrencilerinin gözle tacizine hatta psikolojik şiddetine maruz kalan öğretmen sevda... Kadın olmak biyolojik olarak zor, bu ülkede bir kadın olmak on kat daha zor.
Ahahaha, hihiih diye ötesini berisini düşünmeden yaptığınız güya ciddiyetiz genellemeleriniz, kadınları ve hayatlarını yaftaladığınız her konuda kadınları suçladığınız, her yerde kadına şiddet uyguladığınız yeter artık.
Duygu Durum değişiklikleri regl ile değil, daha çok PMS ile alakalıdır. Reglden önce başlar, genellikle reglin ortalarda hormonlarınız düzelince pamuk gibi olursunuz.
Gelelim adamlar kollarını bacaklarını kaybediyorlar savaşta ama gık demiyorlarmış. Benim çevremde, çok şükür ki, savaşta bir yerini kaybetmiş kimse yok. Herkes kendi hayatında düşünsün acaba böyle kaç tane erkekle karşılaşıyor? Ancak tüm kadınlar, hayatlarının büyük bir kısmında her ay regl oluyorlar. AYRICA savaşları da zaten erkekler çıkartıyor. savaşmak istemiyorlarsa ataerkil siyaset savaş çıkartmasın, testosteronlarını yatak odasına saklasınlar, ülkeler arası kimin tüfeği daha büyük mücadeleleri yapılmadan barış içerisinde yaşayalım.
Elbetteki tüm erkekler futboldan hoşlanmıyor ancak hoşlananları çok fazla, üstelik futbol son derece ataerkil bir spor haline getirilmiş durumda medya tarafından. Dünyadaki açlığa üzÜlen beyler kombine bilet, Forma, lisanslı ürün alacağına bir yardım kuruluşuna bağışlasın.
abartmıyorlar. bakın ben bir kadın olarak söylüyorum bunu. ancak iğneyle ağrısını kesebilen, duygusal olarak çöken, çevresindekileri kıran, kendini mutsuz hisseden binlerce kadın var ve bunu her ay yaşıyorlar.
ama bunun yanında şöyle de bir gerçek var onu da belirtmek lazım. dünya üzerinde bizim sahip olduğumuz ağrı kesicilere, ped' lere ulaşamayan bi sürü kadın var ve şikayet edecek yerleri de yok. sızlanırken bu kadınları hatırlamak lazım der sosyal mesajımı da veritim.*
kardeş bu olayı fazla abartma istersen. bu işin hamileliği, doğumu ve doğum sonrası var. herhalde daha evli değilsin. karının canı tatlı çekecek alacaksın, naz yapacak katlanacaksın, ağlayacak (mantıksız şeylere de ağlasa) teselli edeceksin. hapşırsa yanında biteceksin. yok katlanamam dersen "ben annemin yanına gidiyorum" diyen taraf sen olursun. hayattan soğursun. huzur için idare etmen şart. yani 1 yıl aralıksız devam edeceğine ayda birkaç gün nöbet say sen o günleri şükret haline.
Arkadaşa hormonlardan bahsedelim. Acısı ağrısı falan bundan bahsetmiyorum ben, yaşamadığım için bilemem ağrı az mı çok mu. Ama vücudunda bi kısımdan bi parça kopuyo yani biraz biyoloji bilsen iyi olur. Ayrıca hormonların ne çok şeyi etkilediğini bilsen aklın durur. Bugün de hep biyoloji için entry girdim aq yeter.