tümden genellemenin yanlış olacağı ama görmezden de gelinmeyecek bir durumdur. örnek verecek olursam çoğu eğitim hayatımda karşılaştığım bayan hocalarım biz erkeklere daha sıcak, şen şakrak ve cana yakın davranıyordu ama bayan öğrencilerle bayan öğretmenler arasında çoğu zaman gizli bir soğukluk oluyor, sessiz fırtınalar kopuyordu.
güzellikleri bir kenara en iyi anlaşan iki kadın bile birbirinin başarılarını çekememektedir. bu da bir müddet sonra aralarının bozulmasına neden olmaktadır.
Bir ortamda ayşe var. Esmere yakın ten, koyu kestane saçlar, kahverengi gözler ve 79 kilo ile kendisini aşırı beğeniyor. Ben varım, yine normal standart görüntüye sahibim ama ayşe'den daha güzelim çünkü 72 kiloyum. Zaten etraf abazan kaynıyor, şimdilik biriyle idare edeyim daha iyisini bulunca ayrılırım diyen erkekler tarafından mesajlara, imâlara, bilmem nelere boğuluyoruz.
Sonra bir gün içeri bir kadın giriyor. Esmer güzeli ya da sarışın olabilir, belki beyaz tenlidir, önemli değil. ince beli, geniş kalçası, güzel şekilli gözleri, güzel gülümsemesi ve yürüyüşü ile ortalığı yıkıyor. Akıllı, hanımefendi ve ilgiye cevap vermiyor. Bir anda ortamda tüm erkekler yeni gelen bu kadına sahip olmak için rekabete başlar. O ortamda en zengin ve en fakir, amansız bir mücadeleye girişir. Rekabet büyüdükçe kadın güzelleşir.
Ayşe ve ben ise çirkin olduğumuzu kabul edemeyiz. Çünkü o güne kadar bize ilgi gösteren erkekler iyi ve zararsız olarak kodlanmıştır beynimize. O kadar şımartılmış ve layık olmadığımız ilgiye öyle kapılmışızdır ki kendimize bok atmayız asla. O yeni gelen kadın kötü olur, erkekleri kandırıyor olur, aslında en aptal odur. Erkeklerin Asıl cilveli, asıl akıllı ve her iyi özelliğe sahip olan bize değil ona gitmesi ise ucuz malın alıcısının çok olması ile açıklanabilir.
Türkiye'de böyle. Farklı ülke kadınlarında rekabet çoğu zaman daha farklı. Onlar birbirlerini ucuz olmakla ya da kötü olmakla suçlamıyor. Kendilerini geliştirmeye çalışıyorlar ya da daha bakımlı olmaya çalışıyorlar.
Hatta çoğu rus abla türkiye'ye gelince hafif kafayı yer. Onların ülkesinde rekabet kendini geliştirmeye yönelik, burada ise diğer kadının üstüne basarak kendini övmeye yönelik.
Şirkete rus abla geliyor, evli ve çocuklu. Kimseyle muhabbet etmiyor, eşi ve çocuğu olduğunu sürekli söylüyor. Çoğu erkek kadının evli olduğuna bakmadan kadına sahip olmaya çalışıyor. Kadınların biri bile çıkıp erkekler ne iğrenç demiyor, o kadının yanında olup ona destek olmuyor. Vay orospu diyor.
Şu an verdiğim örnek var ya, kimse ayşe olduğunu kabul edemeyecek. Herkes o içeri giren ve uğruna rekabet edilen kadın olduğunu düşünecek. Sonra kimse kimseyi çekemez tabii. Eee böyle olunca son derece normal değil mi?
özellikle ilk senemde bir abla vardı bana hayatı zindan etmişti. bana sen bu işyerinde fazlalıksın demişti. sonra benden üç ay sonra doğum iznine ayrıldı. Geri dönemedi. Yerini üç ayda doldurdular çünkü. keyiflendim bak durduk yere.
işe başladım çalışan kadınlar hep benle sohbet etmeye başladılar sanki güzin ablayım.
neyse biri gelirdi yanıma aaa ayşe ne yapmış bik bik. ayşe gelirdi fatmayı kötüler, fatma ayselin arkasından sallardı. yemekte çay molasında benim kafa beyin kalmazdı. ha bir araya gelince ay hayatım tatlım canım cicim. yanınından biri kalksın kalkanın arkasından atmalar.
sonra ben bunlardan sohbetten uzaklaştım soğuk yapıyordum yemeğe çaya çağırdıklarında gitmiyordum. firmacı kızlar benle sohbet etmeye başlayınca çalışan kadınlar bu sefer benim hakkımda iftira atıp müdüre gizliden şikayet ediyorlarmış birde yüzüme gülüyorlardı.
iki tane kız arkadaş var. birinin kocası zengin araba aldı her imkanı sunuyor. diğeri okumuş müzmin bekar. birgün kocası zengin kız geldi benden bilgisayarı ile ilgili birşey sordu ve gitti. müzmin bekar hemen arkasından aa kıyafetide temizlikçi hanım konsepti yok köylü varoş okumamışta kocası bunu nasıl beğenmiş araba almış bik bik. gelincede a bebeğim tatlım araban hayırlı olsunlar felan ne içersinler.
kadınların bu iki yüzlülüğünü görünce buz gibi soğuyorum. bu hasetlik bu ego.
aslında bu daha çok öz güvensiz insanların yapacağı bir hareket. yani kadınlara kıyasla az olsa da bunu yapan erkekler de yok değil.
aşırı güzel bir kadın ya da başarılı bir insan gördüğümde çok imrenirim, ama asla hakkında kötü düşünmem ya da sahip olduğu şeyleri kaybetmesini dilemem. " ne güzel kız. ALLAH nazardan korusun " diye dua ettiğim ya da " ben de bu kadar başarılı biri olsam keşke " diye dilediğim çok olmuştur.
eğer karşınızdaki insanın bir konuda sizden iyi olduğunu düşünüyorsanız yapmanız gereken şey, herhangi bir konuda onun kadar ya da ondan daha iyi olmaya çabalamak. onu karalamak ya da aşağıya çekmeye çalışmakla hiçbir şey elde edemediğiniz gibi adınızı da hazımsız, kıskanç ve kötü insana çıkarırsınız. herkesin kendi içerisinden bulup çıkarması gereken güzellikleri var. başkalarıyla değil o güzellikleri bulmaya çalışmakla uğraşmalı insan.
işin özeti; akıllı insan işiyle, akılsız insan kişiyle uğraşır.
Sadece kadınlar arası değil, tüm insanların Fesatlığının ana kaynağı inanç eksikliğidir. ikinci unsuru hırsla paralellik arzeden menfaat çatışması. Fakat en önemli ögesi benlik kavgası. Yani Ego. Özgüven eksikliği ise kimliğin kişiliğin oturup olgunlaşmamasından, bilgisizlik tecrübesizlik ve cahillikten, uyanıklık kurnazlık ve tembellikten sebep yetersizlikten ve en önemlisi hoşnutsuzluk (içinde bulunulan şartlara rıza göstermemek ve yetinmemek hep daha fazlasını istemek, tuli emel, ölümsüzce yaşama isteği, dünyevi arzular, hırs) ve dürüst olmamaktan kaynaklanır..
Çünkü, Kadınların da çoğu erkekler gibi yüzeyde yaşarlar.
Yüzeyin insanlarında ortak yönler olmakla beraber kadın ve erkek düşencesizliklerinde ve zayıflıklarında cinsiyetlerine uygun düşen davranışlar sergilerler.
Bu noktada erkekler bize belki daha az zararlı daha az kötü fikirli, daha az bencilmiş gibi görünürken, kadınlar duyguları ve zaafiyetleri konusunda kendilerini daha az gizleyebildikleri için daha şeytancıl, daha içten pazarlıklı, daha kötü kalplilermiş gibi görünürler.
Halbuki kendi yüzeyinin katmanlarını aşan bir kadın en büyük erdemleri ruhunun minesinde taşıdığı gerçeğiyle karşılaşır. Ve insanlar da ona hayranlıkla karışık bir ilgi, sevgi duyarlar.
Belki de bu katmanın aşılması meselesinde onlara yardımcı olacak bir erkeğe ihtiyaçları vardır.