Neden şiir yazılır. Geneli sevgi, özlem, hasret vesaire. Erkekler özlenmez, sevilmez. Kadının ilgisini çekmek için şiir bir amaca araçlık eder. Ama erkekler kadınların ilgisini çekmez. zaten bir mesajla iş bitiren kadınlar mevcut.
sebebi kadının seçen, erkeğin seçilen olmasıdır. kadın için üreyecek canlı bulması kolayken erkeğin başına hayatta birkaç kez ancak gelir(gerçek sevgi).
bu da erkeği yoksunluk hissine ardından beğenilme, insanların(özellikle kadınların) ilgisini çekme amacına iter. bakın tarihe, neredeyse bütün şairlerin, bilim insanlarının, mucitlerin, kahramanların neredeyse hepsi erkektir. insan yoksunluk, yalnızlık hissiyle üretme ihtiyacı duyar, aşkın söndürülememiş heyecanını diri tutar.
kavuşsaydı mecnun sevdasına asla tanımamış olurduk leylayı.
hatta bana göre felsefenin bile en elzem ve hatta tek yakıtı kadındır.
bilmeyenler eksilemesin şimdi. bilmemek değil öğrenmemek ayıp. öğrenmek isteyene sabaha kadar anlatırım.
zamanında aşık olduğum bey için şiiri bırak üç tane şarkı bestelemiştim. ne demek kadınlar şiir yazamıyor? birisi şunlara sappho lesbos'u anlatmadı mı?
iki sigaram kaldı bu gece için
yüzyıl yetecek çocukluğum,
iki muhabbet kuşum,
biraz da ateşim var.
dua ediyorum ateşe
vazgeçsin diye beni yakmaktan bu gece
dünyanın bütün sabahları için iki bilet al maviş anne
aman umutsuz bir yer olmasın!
iki kendim varmış maviş anne
biri benmişim biri mutsuz
ben ölürsem maviş anne, mutsuz için
dünyanın bütün sabahlarına bir bilet al.
ben ölürsem mutsuza iyi bak!
Dün gece sen uyurken,
Yüreğim bir yıldız gibi bağlandı sana ,
işte bu yüzden, sırf bu yüzden ,
Yeni bir isim verdim sana ,
Destina ...
Sen öyle umarsız uyusan da bir köşede ,
işte bu yüzden, sırf bu yüzden işte ,
Yaşamdan çok ölüme yakın olduğun için
Seni bu denli yıktıkları için ,
Yaşamımın gizini vereceğim sana...
er kişi utanmazken, çekinmezken, rahatça büyürken, güzelleşirken, gezerken, pipisinin boyundan, aşkının sinesinden, eski sevgilisinden, aldığı yaştan falan bahsederken; biz gelenekti, ayıptı, temizlikti, tozdu, yemekti, bulaşıktı, bebekti, çocuktu, kılımızdı, tüyümüzdü, ilerleyen yaşımız çoğalan kırışığımızdı biiir bir uğraşıyoruz. marjinal olsak o marjinden düşmemiz, olmasak gözden düşmemiz an meselesi. durum böyleyken bazen hiç olmayacak bir anda bir şiir çiçekleniveriyor, “ hay senin çiçeğine “ deyip dal budak olmaya dönüyoruz. yazıyor muyuz, e tabii ki yazıyoruz gönül ister ki hayat daha çok yazdırsın, ama şiir bu beslenmeden çıkmaz, ha bir de her yazılan şiir olmaz
Şükufe Nihal
Halide Nusret Zorlutuna
Gülten Akın
Türkan ildeniz
Lale Müldür
Nilgün Marmara
Didem Madak
Birhan Keskin
Sevgilim sabahın erkenini seviyor,
ben geceyi ve esmerliğini onun,
o dorukları seviyor, korkuyor bundan
ben rüzgarla buluşan tepeyi, tuhaflığı,
ona bir yeşil gülümsüyor,
ben, hayatı delice sevdiysem nasıl,
diyorum, seni de öyle.
O kendi boşluğunda oyalanan günlerde
canı sıkılan bir çocuk gibi uyuyor,
ben göğe bakıyorum geceden,
kendi çukurunu bulmuş deniz gibiyim
diyorum, yanında,
o sabahları eğilip öpüyor denizi.
Çıplağın çıplağımda, rüzgarın dağımda olsun,
esmerliğin gecemde, öyle kal.
“Bulutlara bak, gidiyorlar, hızla” diyorsun,
yağmur bir yalıyor yüzümü,
bir duruyor. Sabahları eğilip yüzüme
öpüşün geçiyor bir, bir duruyor aklım.
Su ve rüzgar, dağ ve doruk, sonsuz hepsi,
oysa camdaki sardunya gibi üşür
bana biçtiğin ömür, ölüm geliyor aklıma bir
bir, çıplağın çıplağımda.
Rüzgarın dağımda olsun esmerliğin gecemde
öyle kal, sana sonsuz sarıldığımda
Yazamaması olsa katılmayacağım başlıktır kendileri. Kadınlar sevdiğine çok şiir yazmaz çünkü şiirin öznesi ve faili olmayı tercih ederler. Bu erkeğin inşa ettiği bir roldür sanırım ve kadın da bunu zaman içinde benimsemiştir.
Kadınların sevgi ifadeleri daha çok ayrılık aforizmalarından ibaretlen erkek kişisi içlenmeyi hormonel bir duruma dönüştürmüştür.