-ayrıyken hayatıma kimse girmedi.
-saçmalama tabiki ilk seninle öpüştüm.
-berk seni çok sevmiş.(berk kızımızın kankası efenim)
-aaa ayıp ediyosun çok güzel yemek yaparım!
-kitap okuyorum aşkım sen napıyorsun? (hunharca sıçıyor)
-askim nooldu? eski kiz arkadasim sinemin bana sarilmasina mi bozulduun?
-ne alakasi var yaa.. arka masadaki kizin kolyesi benimkiyle ayni. ona canim skldi..
-hee..
- sen çıktığım 2. adamsın hayatım.
- ee osman'a da öyle demişsin.
- o adammı beee.
- ya şerafettin oda 2.ymiş.
- sus sus o tam bi kaypak zaten.
- Muhsin?
- Amaaan bırak şu pısırığı.
- Mevlüt?
- Aşkım sen bana inanmıyomusun sorgulayıp duruyosun, ne demek istiyorsun sen bana.
- inanmaz olurmuyum hayatım, bi an algılayamadım. Salaklığıma ver.
- Ha şunu bileydin kemal.
- Kemal değil, Recep olacaktı yalnız.
- ne yalanı? benim aşkım bana yalan söylemez asla!
ilişki sonrasında;
- hepsi yalan mıydı nalan, bühü!
üçünün de ortak noktası, ortada bir yalan olup olmadığı konusunda kesin bir fikre sahip olunmamasıdır. acı demiyorum; komik ama gerçek bir durum bu.
beyhude çabadır arkadaşlar. cem yılmaz bu konuda haklı. onların doğasında var, küçüklükten antremanlılar. anlamaya çalışmak daha komik duruma sokar, en güzeli rahat olmak. yoksa kafayı yeme, paranoya durumu oluşabilir.
ayrılırken söylenen her söz.
-Sana layık değilim
-Daha iyilerine layıksın.
-Kişiliğimiz uyuşmuyor.
-Biraz ara verelim ilşkimize.
-Seni çok seviyorum ama...
-Çok tatlısın ama daha fazla yapamıcam.
-Seni asla unutmıcam ama elveda...
(bkz: Aşk , ihtiras , ihanet ve tutkulu yalanlar)
(bkz: rozalinda tadında yalanlar)
çoğu erkeğin bana ufak bir yalan söylese bile anlarım dediği fakat bariz yalan olduğu belli olan hadiseyi bile anlamadıkları yalanlardır ki çok ta haklı sebeplerden söylenmiştir.