Tüm insanlar belli bir beyin yapısı kapasitesi ile (nörolojik rahatsızlıklar bozukluklar genetik durumlar sosyal yapı etkileri vb etkenlere değinmeye gerek görmüyorum) varolur.
Tıpkı üretim bandından çıkan bir telefon, bir araba, bir bilgisayar vb gibi düşünün.
Modeli yapısı içeriği kapasitesi her ürün için belirlenmiş örn: Mercedes arabanın belli bir modeli gibi özellikleri aynıdır.
Beyin de böyle bir durumda...
insan beyninin kullanılması, düşünme, akıl yürütme zekanın gelişimini sağlar (akıl ile zekâ aynı olgular değildir)
Az önce verilen örnek bazında yaklaşırsak bir arabayı telefonu bilgisayarı daha iyi yapan onu kullanan, bakımını yapan, kullanım alanına dikkat eden, ihtiyacına göre geliştiren üreten değil son kullanıcının yaptığıdır.
Allah Tanrı Odin Zeus doğa yaşam evren her kim ise insan beyninin ortaya çıkmasında etken olan güç benim aptal geri zekâlı lafı götünden anlayan tip olmamda suçlu değil.
Zekâ bir tercih meselesidir.
Beyin ile alâkalı durum değildir.
Zekâ ihtiyaçlar zorunluluklar ile gelişir.
ilk çağlarda yaşasam ve benden daha hızlı olan hayvanı yakalayıp yemem açlığımı gidermem gerekirse bunun için aklımı kullanmam lazımdı.
Kullanılan akıl zekâyı ortaya çıkarır ve geliştirir.
Oysa bu hayvanı biri benim için yakalayıp o gün için karnımı doyursa benim aklımı kullanmama ve zekâmın ortaya çıkmasına gelişmesine gerek olmazdı.
Buradan sosyolojik ve davranış biçimlerine, insanları kullanma sanatına, ideoloji din inanç kimlik kölelik sömürü vb açılara gelmeye gerek yok.
Konu kadın olduğuna göre ve yaşamın kaynağı da kadın olduğuna göre, böyle kaynağa sahip olmak için çalışacak erkek de varolduğuna göre kadın neden aklını kullansın?
Aklını kullanma zorunluluğu olmayan kadın için zeki değil, erkek daha zeki denmez.
Kadın için öncelik biyolojik gerçekliği fiziki olmuştur, zekâ hiç bir zaman kadın için öncelik olmamıştır.
Evet, bazen "çocuk da yaparım, kariyer de" diyerek başarısız denemeleri oluyor ama yaşamın gerçekliği içinde bunda çok çabuk pes ediyorlar.
Sonuç olarak, zekâ; bir tercih ve zorunluluk ile ortaya çıkan olgudur.
kadınların zeka olarak değerlendirilmesini yaparken yaşam içinde elde ettikleri sahip oldukları yaşam mücadelesi kazanımları vb sırasında kadının aklı kullanması açısından yaklaşım yapılması ve kadınlar erkeklerden daha zeki denmesi yanılmaya yol açıyor.
herkesin anlayacağı bir örnek verelim.
kadın bir erkeği elde etmek veya basit bir ilişki için beynini kullanmasına gerek bile yoktur.
bir kadın ile birlikte olan erkeğe kadının bir şey yaptırmasında beyin öncelikli araç değildir.
ne bileyim, batan bir gemide tahliye sandalına binmesi önceliğini kazanmak için de beynini kullanması gerekmez.
denize düşerim, boğulurum diye bebek sahilinde karaköy sahilinde yürürken "galiba yüzme öğrenmeliyim" diye düşünmez. kendini kurtaracak denize atlayacak onlarca insan vardır.
benim elimde olan telefonum 3. yılında ama eşimin bu sürede elinde olan 3. telefon.
düşürüp kırmaması, zarar vermeden telefonu kullanma için, kırınca bana yeni telefon al demesi, beni yönlendirmesine için zekasına ihtiyaç yok.
ne bileyim, mutfağı eşyayı yenilerken, evi dekor ettirirken istediğini yaptırmak için de zekasını kullanmaya gerek duymuyor.
sadece bu olsun diyor, tartışma bile olmuyor.
tüm bunlara bakarak "kadınlar erkekten daha zeki" diyemeyiz ki; çok şükür zeki değiller.
kadınlar erkeklerden zeki olsalar bile zekalarını kullanmadıkları iççin onlara teşekkür etmeliyiz.
zaten insanlık tarihi boyunca, insanların ilk evresi avcı toplayıcı toplum halinde yaşadığı zaman bile kadın av hayvanından pay alabilmek, kabile içinde yaşamak için zekasını kullanmamıştır.
unutmadan; şahsen, zekasını kullanan kadın görmedim.
mutlaka vardır, nesli tükenmiş olamaz.
edibüdü: şimdi bu saat de sözlük kızları yatmıştır.
sabah uyandıklarında içlerinden birinin kezbanlığı tutar da bu girdiyi kadın düşmanlığı gibi algılarsa üzülürüm.
aynı şekilde meriçler de öyle...
burada bir cinsiyeti aşağılama yoktur.
yanlış önermedir. erkekler kadınlardan daha zekidir. ama kadınlar mevcut zekalarını daha akıllıca kullanırken çoğu zaman erkekler zekalarını tasarruf modunda kullanırlar.
her insan eşit zeka ile doğar. yaşanılan çevre ve kişinin karakteri beyni geliştirir. anne ve babası doktor olan birinin oğlunun doktor olması tesadüf değildir.
Erkekler düz mantıktır. Bu yüzden zekaları da basittir. Kadınlar daha dolanbaçlı düşünür, teferruatlıdır. iki farklı mekanizmanın kıyaslanması yanlıştır.
Ozaman sorarim size; neden dunyanin kaderini degisterecek seyler hep erkekler tarafindan bulundu? Yercekimi telefon elektirik buharli makina bilgisayar vs ?
şimdi bilim adamları kadınlardan daha fazla vs diyenler için geçmişten günümeze kadar bilim adamı olan erkeklerin kadınlardan daha fazla olmasının nedeni, yüzyıllar boyunca erkeklerin, kadınların görüşünü dikkate almaması ve onların kendilerini geliştirmesi için önünü açmamasıdır. kadın evde hep çocuğuna bakıp kocasını beslediğinden zekasını ve yeteneğini başkalarına gösterme fırsatı olmadı. göstermeye çalıştığında toplum tarafından ayıplandı veya ezildi. kendini gösterebilen kadın bilimcilerin sayısı da bu yüzden azdır. şuna da dikkatinizi çekmek isterim son yıllarda bilim adamı lafı yerine bilim insanı lafı kullanılıyor. çünkü günümüzde bilimle ilgilenen kadınların sayısı arttı ve bilimadamı lafı cinsiyetçilik içeriyordu.
inanmadığım durumdur. zira bilim adamlarından tutunda en iyi ahçıların, heykeltıraşların, liderlerin, müzisyenlerin vs. erkek olması normal bir durum değildir.
sezgisel yetenekleri, erkeklerden daha üstündür. beynin sağ lobunu yani duyguların yoğun olarak işlendiği bölgeye daha fazla hakimlerdir. amigdala her ne kadar bilgi işleminde ve kararların verilmesinde büyük rol oynasa da, nihai sonuç korteks tarafından verilir.
fakat konu mantık kısmına geldiğinde, erkek ile baş edemezler. illa ki kanıt istiyorum diyorsanız; filozofların cinsiyetine göz atmanız yeterlidir.