Bugün bir video gördüm. Şahinci bir hıyar, sevgilisini ağaçlık bir bölgeye götürmüş. Polis baskın yapınca da ceza yememek için arabayı da kızı da bırakıp ormana kaçmış. Kız polise en son diyordu ki beni şimdi Eve kim bırakacak. Keşke neden böyle bir tiple birlikte olduğunu sorgulasa.
of bu konu hakkında çok doluyum ama öyle yağdırmak istemiyorum. keşke şartlar, mekan ve algı farklı olsaydı. nefret ediyorum ama seviyorum da. kabullenmem gereken bir gerçek.
En önemli sebebi mağara devridir. Homo sapiens'in 300 bin yıllık geçmişi var. Ataları sayarsak çok daha uzun elbette. Bunu sadece son 10 bin yılı "uygar" denebilecek düzeyde geçti ki ona da ne kadar uygar diyebilirsek. Günümüz kadın haklarının geçmişi ise en fazla 1ü0 yıl kadar eski.
Kadınlar bu dönemde sürekli tehlike içindeydi.alfa erkek ile ters düştüler mi öldürülmeleri, kaynaklara ulaşımlarının kısıtlanması, çocuklarını besleyememeleri işten bile değildi.
Evrim uyum sağlayanı kollar. Bu durumda uyum nasıl sağlanır? Alfa erkeği beğenme, ona itaat etme ama diğer taraftan allem kallem istediğini yaptırma becerileri en fazla olan en avantajlı olur. Kadınların insanları erkeklerden daha iyi anlamasının da sebebi budur. Zira grup içi sosyal ilişkilerde başarı kadınlar için erkekler için olduğundan daha hayati bir meseleydi.
Peki mağara devrinin alfa erkeği kimdi? Sakın piç erkek olarak tarif edilen tipler olmasın?
Milyonlarca yıllık yaşam savaşının oluşturduğu beyin yapısının, içgüdülerin 100 yıllık kadın hakları hareketiyle değişmesi mümkün değildir elbette.
Düzeltebileceklerini düşünürler aptallar.
Bir de bunun "psikolojisi bozuk/canı yanmış" erkek versiyonunu seven kesimi var. (bkz: bir zamanlar ben)
Sonra o psikolojisi bozuk insan gelip hayatının orta yerine gözünün içine bakaaaa baka sıçıyor defolup gidiyor. işin kötüsü gitmeyip devam eden de oluyor.
Kadınlardan hep bir şeyleri düzeltmesi beklendiği için böyle saçmalıklara kalkıştıklarına inanıyorum. Şiddetin, saygısızlığın sevgiyle karıştırıldığı bir dünyada böyle şeyler yaşamak çok normal.
Bir de heyecan arıyorlar hayatlarında. Sanki aksiyon filminde yaşıyoruz.
iyi ki aklım başıma geldi. Hayatıma giren tüm sorunlulara bu yüzden teşekkür ederim. Yoksa meseleyi anlayıp ilişkilerinden ne istediğimi kavrayamazdım.
Tamamen mallıktır. Efendi insanlar varken piçler ile birlikte olmak vurdurmaktır. Vurduruyor derler hep.
Bizim orada 2 çocuk annesi, ailesinin premsesi tesettürlü bir abla vardı. Eşi gece gündüz ailesi için çalışıyordu. Sonuçta çocuklarının piyano dersleri ve özel okul parası için çok para gerekiyordu. Efendi eş kısa zaman önce mahalleye gelen tamirciye kaçtı çocukları alıp. Utanmadan, nafaka için adliyelerde sabahlıyordu.
Bi de bizim sokakta kocaman gözlüklü, mühendis, hiç kimsenin sesini duymadığı efendi bir abi vardı. 2 hasta çocuğunu bırakıp bi hayat kadını ile beraber olmaya başladı. Eşi hasta çocukları alıp evden çıkmak zorunda kaldı çünkü o eve hayat kadını geldi.
Çalıştığım yerde acayip efendi muhendis bir abi ile yine evli mühendis ablanın neden birlikte işe geldiği günler şirket arabasının hep ıssız yerlerde yarım saat kadar durduğunu sorguluyoruz ama kismelerin günahını almayalım. Orman yolunda araç durur yani, ne varmış?
Yine çok efendi, babası siyasetçi, iyi okullarda okumuş efendi bir arkadaş evli, sevgilisinden ayrıldı diye her akşam deniz kenarında ağlıyor. Eve gidip eşine sarılıyordur muhtemel.
Bizim toplumda her haltı efendiler yer, suçu piçlerin üstüne atar. Bakın emin olun bahsettiğim tüm bu insanlar ahlaklı olduğunu savunuyor, piçleri ahlaksız buluyor.
Yani özetle durum şu. Efendi tipler arkadaşlarının eşlerinin kalçasına bakıp eve gidiyor ve o kalçayı düşünüp ağlaya ağlaya mastürbasyon yapıyor. Piç ise arkadaşının eşiyle direkt yatıyor. Efendi yatabilse daha çok zevk alır ama yatamadığı için daha ahlaklı. Durum bundan ibaret.
çünkü "sen olsan bari" şarkısı, "gönlüm hep seni arıyor neredesin sen" türküsünden daha çok prim yapıyor.
çünkü kahraman tazeoğlu, turgut uyar'dan daha çok prim yapıyor.
çünkü "dönerse senindir, dönmezse zaten hiç senin olmamıştır" sözü "itten aç, yılandan çıplak, vurgun ve bela. gelip durmuşsam kapına var mı ki doymazlığım" dizesinden daha çok prim yapıyor.
çünkü alelâde konuşmak, o incinir diye on kere düşünerek konuşmaktan daha çok prim yapıyor.
çünkü "ne iş yapıyorsun? aylık gelirin ne kadar?" soruları "mutsuzluğa da var mısın?" sorusundan daha çok prim yapıyor.
çünkü "koyarım götüne tekmeyi defolup gider" demek "eli elimde olsun, kapı kapı dilenek" demekten daha çok prim yapıyor.
çünkü murat boz, neşet ertaş'tan daha çok prim yapıyor.
çünkü basit içi boş aforizmalar, şiirden daha çok prim yapıyor.
çünkü her ay sevgili değiştirip, bütün sevgililerine "aşkmmm sni çk svyrm yeaa" demek, "evvelim sen oldun, ahirim sensin" demekten daha çok prim yapıyor.
çünkü starbucks'ta içilen latte, evde demlenen çaydan daha çok prim yapıyor.
çünkü altında son model arabayla sokaklarda hız gösterisi yapan insan, sokakta yem yiyen kuş gördüğünde, uçmasın diye yolunu değiştiren insandan daha çok prim yapıyor.
Birçok sebebi var aslında. Efendi erkeğin kendini önemsiz sayması, karşıdaki için her şeyi yapabilmesi (kendinden feragat ederek) kadınlar tarafından tiksinç bulunmasına yol açar. Buna dikkat etseniz yeter.