kadınların doğurmaktan başka bir işe yaramaması

entry387 galeri4
    26.
  1. Bir fikri olduğunu sanan fikirsizin, Cümle kurmaktan acizin, cahilin, dar görüşlünün, boş olduğunun hiç farkında olmayan; Kendini analiz etmeye yanaşmayıp sürekli etrafta günah keçisi arayan, empatiden bihaber ve öğretmenlerinin zoruyla okuduğu çoktan tarihe karışmış iki kitabın adıyla bilgili olduğunu iddia eden daha doğrusu öyle olduğunu sanan, ya da böyle bir iddiada bulunan kişinin annesi doğurup bırakmıştır kendi haline ve tüm kadınların öyle olduğu sanısına kapılmıştır.
    4 ...
  2. 27.
  3. Kadın düşmenlığı ile dikkat çekmek için abuk sabuk başlık açmak arasında, gidip gelen bir önermedir.
    2 ...
  4. 28.
  5. fikrini tuvalete kadar tutamayan bireyin ortalığa bırakmasıdır. şimdi kendisine en yakın kadını çağırması ve ortalığı temizletmesi gerekiyor * * * *.
    4 ...
  6. 29.
  7. kadınların doğurmaktan başka bir işe yaramaması

    tanım: deli saçması.

    şöyle ki, bir kadının yapmadığı ve yapamayacağı şey yoktur. sadece istesin.
    mühim olan bunun ne kadar farkında olduğun, ne kadar idrak edebildiğindir. bir kadını ( annesi de dahil ) sadece üreyebilen bir hayvan misali; düşünme kabiliyeti olmadığını varsayarak, her şeyden öte bir insan olduğu için aynı haklara sahip olduğu gerçeğini görmezden gelerek, hiçbir işe yaramayan bir asalak tadında niteleyen insanın insanlığından şüpheye düşerim.

    siz de düşün. o da düşsün. bu aralar aynaya bakmayı ihmal ediyor olmalı ki, bu kadar densizce bir açıklama yapma gafletinde bulunmuş. yazık. cidden çok yazık. sana değil ama, anneciğine.

    çok klişe ve basit bir örnekle durumu toparlamak gerekirse : merak ettim, annesinin karşısına geçip '' sen hiçbir şeye yaramayan, sadece beni dünyaya getirmiş, bir asalaksın'' diyebilir mi? diyebilir misin? desin. yiyosa desin. içi elveriyorsa desin.
    diyemez ki!
    yahu senin gibi , türü, cinsi belirlenemeyen bir yaratığı dahi '' yavrum '' deyu bağrına basıyor, hayatının merkezine oturtup tüm yaşamını aman çocuğum mutlu olsun, aman çocuğum şöyle olsun böyle olsun deyu sana odaklıyor ya, sence başka birşey yapmasına ihtiyaç var mı kimliği, cinsi, türü belirlenememiş mikrop?

    hangi çılgın, kadınlara dil uzatacakmış? şaşarım!
    yırtarım o ağzını, başlığını da bi tarafına sokarım.
    4 ...
  8. 30.
  9. 31.
  10. kendisini doğuran anneye saygısının sıfırın altında olan insanın sarf edeceği, korku filmi kıvamındaki replik.
    4 ...
  11. 32.
  12. doğurmanın ne denli önemli olduğunu da vurgular ayrıca. erkeklerin doğuramamaktan başka herşeyi yapması önermesiyle de hemen hemen eşittir. kötü bir şey demiyor bu cümle. aksine bence dünya sizin ellerinizde demek bu. düşünsenize bir kadının ben hiçbir şey yapmayacağım artık demesini bu cümleye göre yani.
    2 ...
  13. 33.
  14. antik yunan'da geçerli olan düşünce.

    erkekler arasında homoseksüellik çok yaygın olduğu ve kadın cins olarak küçümsendiği için, yalnızca üreme fonksiyonuyla kadın istihdam ediliyordu yoksa kesinlikle bir cinsel arzu ve aşk hedefi olamazdı kadın o zamanlar. toplumda yeri hiç yoktu, aşırı küçümsenirdi, adeta bir hayvan gibi böyle..
    1 ...
  15. 34.
  16. kadınları sadece bir et parçası ya da cinsel bir obje olarak gören sığ düşünce yapısına sahip bir yaratığın * düşüncesidir.
    yazık ki bu türün annesi de bir kadın ve yine ne yazık ki onun gibi bir yaratığın doğmasında payı var.
    muhtemelen kahrolmuştur ama ne yapsın başa gelen çekilir diyordur kesin.
    allah bu tür insanların annesine sabır versin...
    2 ...
  17. 35.
  18. kadınlara damızlık olarak bakıldığını gösteren bir önermedir.
    1 ...
  19. 36.
  20. Çirkinlik. insanları olabilecek veya oldurulacak her şekilde bölme ve ayrıştırma uğraşının en çirkin yüzü bu seksistlik. En çirkini çünkü bunun dini,vatanı, milleti, ideolojisi yok. kadın her yerde kadın. Konu trollce ele alınmış olabilir fakat bu şekilde karşımıza çıktı diye vahameti azalmıyor. Bin yıllardır var olan ve maalesef uzun süre çözülemeyecek bir gafletten bahsediliyor.

    Doğum, ne bir erkeğin ne de bir kadının işidir. Bu doğanın gereğidir ve birkaç mikroorganizma dışında yaşayan her türde iki cinsiyete de ihtiyaç duyar. Dolayısıyla kadının ve erkeğin bu mevzudaki rolleri eşittir. Efendiler, elimize bir tornavida alıp vida döndürmüyoruz. Yek vücut olmak vasıtasıyla bir insan yaratmaktan bahsediyoruz. Kimse kimsenin aracı değil sadece bütünün diğer yarısı.

    Kadınlar dar çerçevelerinden bakmazlar hayata. Gözleri kapatıldığından göremezler.

    Daha doğduklarında, sırf erkek değiller diye bir hüzün kaplar ay gibi doğması gereken haneyi. Sessizlik, doğan bebeğin kız olduğunu söyler. bundan sonra ev işlerini yapmakla yükümlü bedava işçi muamelesi görürler. Düşünceleri, umutları, hayalleri hatta benlikleri önemsenmez. Çok zaman aşık olduklarıyla evlenemezler, çıkarlar sonucu ailenin istediği herhangi biriyle evliliğe zorlanırlar. Onlara tecavüz edenlerle bile evlendirilirler. Önemsendikleri tek nokta namus denilen dandik kavramdır. Bilimden, insan vücudunun zerresinden anlamayan mantıksızlar tarafından çarşaftaki kızıl leke ile ölümlerine veya ölü gibi yaşamlarına karar verilir. Ve daha saymakla bitmeyecek bir sürü aptal saptal olaylara maruz kalırlar.

    Biraz daha şanslı olanlarının prangaları sadece az daha gevşektir. Bir birey olma mücadelesi verme hakkını elde etmişlerdir. Ancak yine de kendilerinden önce kadındırlar. Özgür olmayan kadının erkeğindeki cehalet onun hayatında yerini kayıtsızlığa bırakmıştır. Bir et yığını ve sevişme aracı olarak görülür. Yaptıkları veya yapmaya çalıştıkları kimsenin umrunda değildir, çok zaman sadece bacaklarının arasına giriş vizesi alabilmek için duyarlılık martavalları atanlar çıkar karşılarına. Belki sevdikleriyle evlenebilirler. Fakat karşılarına tekrardan çıkar erkek hegemonyası. Belki bu sefer erkek iyi niyetlidir fakat özü yine aynıdır. Kadın yine kadındır.

    Duygusal ve fiziksel bir yıpranıştan, bir sömürüden ibarettir hayatları. Ancak emin ol efendi, iki dakika kendi işmizi kendimiz becerebilseydik, birazcık rahat bıraksaydık felsefenin de sanatın da en alasını yaparlardı o kadınlar. Belki de yaptılar. O mahareti ellerini etrafındakilerin götünü toplamakla yormasaydı müthiş ve özgün başyapıtlar yaratırlardı. Kendi başlarına ayaklı doğadırlar, imandırlar, bilimdirler. annedirler. Kendilerinden gayri herkese hazırı yaratırlar. onlar anlarlar ve düşünürler ancak onları kimse önemsemediği için bu farkedilmez. Hatta belki kendileri bile farkında değillerdir.

    Alice Walker bir makalesinde şöyle bir şeyler diyor :

    ''Ve belki, 200 yıl önce Afrika'da öyle bir anne vardı ki; belki kulubesinin duvarlarını renkli ve cüretkar dekorasyonlarla turuncalara, yeşillere ve sarıya boyamıştı; belki Roberta Flack'ın sesine benzer bir tatlılıkta köyünün etrafında şarkılar söylüyordu; belki en muhteşem hasır örgüleri örmüştü ya da en dahiyane öyküleri anlatmıştı. Belki de bir şairdi kendi başına, bildiğimiz şiirlerinin altında kızının ismi imzalı olsa da...''

    Görebildik mi? Biz görmedik diye onlar yapmamış mı oldular?

    Mübarek Mevlana, ''cahillerdir kadından üstün olduklarını sananlar. Cahiller kabadır. Sevgi ve güleryüz nedir bilmezler. Bunlar hayvani niteliklerdir. Seven erkek ise, kadınla eşittir.'' demiş.

    Öte yandan sanırım Sokrates'ti, '' Kadınla erkek bir kere eşit oldu mu bir daha eşitlikten bahsedilemez demiş.

    bu iki görüş farklı olsa da çıkış noktaları aynıdır. Ben, Mevlana kadar olumlu bakamıyorum bu konuya. Gönül tabii ki ister ki cinsiyet ayrımcılığı tamamen kalksın fakat mümkün gözükmüyor. Neden mi ? Kadın, bir anlamda ondan korkulduğundan dolayı bastırılmıştır. Nelere göğüs gerdiklerine bir bakın, kadınlar erkeklerden kesinlikle ama kesinlikle üstündür. Bunu bilen erkek fiziki gücünün ayrdmıyla onu sindirmiştir, eğer kadınlara erkeklerin sahip olduğu özgürlük verilirse dünya şüphesiz onların etrafında dönecektir. Bunu da henüz o kadar özgür olmadıkları halde, hiç bir şey yapmasalar dahi erkeklerin peşlerinden nasıl koştuklarına bakarak söylüyorum. Kendine yetebilen bir kadın, erkeğin en büyük korkusudur.

    kadın cephesinden anarka feministler, bir bildirisinde :

    ''asırlardır yeraltında kalarak gizli, kurnaz, marifetli, sessiz, direngen, fazlasıyla duyarlı ve tüm iletişim yeteneklerinde uzman hale gelmeyi öğrendik. kendi hayatta kalma [mücadelemiz] için, "hükmeden" gözlere gözükmeyen devrim ağlarını örmeyi öğrendik. biz botların neye benzediğini biliriz altından bakıldığında,biz botların felsefesini biliriz...yakında yabani otlar gibi işgal edeceğiz, her yeri ancak yavaşça; tutsak bitkiler bizimle beraber isyan edecekler, çitler devrilecek, sarsılıp yıkılacak tuğladan duvarlar, artık çizmeler olmayacak, bu arada pislikle besleniyor ve uyuyoruz; ayaklarınızın altında bekliyoruz. saldır dediğimiz de hiçbir şey işitmeyeceksiniz ilk önce.''

    Onlar sadece anlaşılmayı, yok sayılmamayı istiyorlar. Bu konu maalesef çok ciddi noktalara gelmiştir. Ataerkilcilik ya da feminizm ikisi de savunmuyorum asla. Konuya insan olarak bakabilsek çözmek pek de zor değil fakat hayatlarımız birbirimize cinsiyet farklılığımızı hissettirtmekle geçiyor, geçmişten sıyrılamıyoruz.

    Sürekli bir çatışma halindeyiz. Savaşmayıp sevişmemiz gereken yerde...
    0 ...
  21. 37.
  22. prezervatife olan talep yalanlıyor.
    yine kendi kendinizi çürüttünüz. ben bir şey yaptım mı, hayır.
    2 ...
  23. 38.
  24. kadınlarla ildigi sorun yaşayan erkeklerin söyleyebileceği bir sözdür. muhtemelen cinsel kimlik kazanamamıştır.
    0 ...
  25. 39.
  26. Ona bir ev verirseniz, size bir yuva verir; Ona sebze verirseniz, size yemek verir. Ona bir gülücük verirseniz, size kalbini verir. Ona bir şarkı söyleyin, size konser verir, Kendisine verileni, çarpıp çogaltarak geri verir... ve ona çamur atarsanız, karşılığında bir bataklıkta boğulmaya hazır olun...
    2 ...
  27. 40.
  28. her şeyin anlamı değeri aslında insanların o olaylara bakış açılarıyla oluşuyor. ama hangi beyinsiz kadınları ve onlara yücelik kazandıran doğurma yetisini bu derece iğrenç bir manaya sokabilir gerçekten merak ediyorum.hadi kadınlara saygın yok ulan senin anan neydi.. soruyorum..
    1 ...
  29. 41.
  30. Annesi ile arası pek iyi olmayan hayırlı evlat cümlelerinden seçmeler.
    1 ...
  31. 42.
  32. kadınları kuluçka makinesi zanneden malların önermesi. her insan bir bireydir. sana yaranmak için doğmaz, doğurmaz.
    2 ...
  33. 43.
  34. 44.
  35. müdürlerinin ya da patronlarının kadın olmasından dolayı ezik psikolojiye girmiş erkek söylemi.
    0 ...
  36. 45.
  37. 46.
  38. 47.
  39. -kadın üremeye yardımcı olmaktan öteye gidemez!
    +sorun üretme kernel,bileydim senin üreyeceğini yardım eder miydim?
    6 ...
  40. 48.
  41. +kadın üremeye yardımcı olmaktan öteye gidemez neriman.
    -2 dakka markete gittim böyle mi oldu mahmut.
    1 ...
  42. 49.
  43. kernel- anne çok açım...
    anne- doğurdum seni daha ne istiyorsun insafsız!
    1 ...
  44. 50.
  45. +kadınlar üremeye yardımcı olmaktan öteye gidemez!
    -erkekler nereye kadar gidebilir?
    +erkekler sürekli dünyayı geliştiriyorlar!
    -bir tane örnek versene.
    +Albert Einstein mesela.
    -Albert Einstein'i laboratuvarda mı yaptılar?
    +Hayır onu da bir kadın doğurdu ama işte doğurmaktan öteye gidemiyorsunuz.
    -Neden bir mühendis çok işe yarayan bir makine yapınca başarı mühendisin oluyor da kadın fizikçi doğurunca tüm başarı fizikçinin oluyor?
    +Çünkü ben bir öküzüm ve ancak kadınları aşağılayarak kendimi bir şey sanabiliyorum.
    -Mantıklı!
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük