kadınların doğurmaktan başka bir işe yaramaması fakat bu gerçeği kabullenmeyip ısrarla erkeklerle eşit olmaya çalışmaları ve her ısrar edişlerinde sıçışlarına yeni bir boyut kazandırmaları durumudur.
kadinlar dar çerçevelerinden bakarlar hayata. anlamaz, duşunmez, mantik olgulari yoktur, felsefeyi anlamaz ve uretemezler, sanatin gelişimi icin yeni birşey ortaya koyacak bireysel ozgun yaraticiliktan ve dogayi orneklemekten yoksun, basit ornekcilerdir. hicbirşeyle ilgilenip egilim gosterip dunyaya bir şey vermeye calişmazlar. hazıra dağ dayanmaz tezinin en kuvvetli ispatları olarak yaşarlar hep. gerek maddi gerekse manevi kişinin birikimlerini ve kendisini bir kımıl zararlısı gibi kemirir durular.
sahip oldukları tek özellik olan doğurganlığı sadece kendilerine yontup bencilce insan soyunun devamini tek başlarina sagladiklarini sanirlar. kadinlarin asıl psikolojisi erkekler yanlarından gittiklerinde tek başlarına savunmasız kaldıklarında ortaya cikar, kendi acizliginin farkina varan dişi bunye haddini bilir ve hemen sığınacak bir liman arar yakınlarında. daha önceleri yanında koruyucusu oldugunda " tü kaka" dediği şeyler artık kendisi için bulunmaz bir nimet bile olabilir çoğu zaman. dünyaya ve hayata şekil verdiklerini iddia eder dururlar cahilce. hatta büyük bir çoğunluğu dünyanın kadınlar tarafından yönetilmesi gerektiğini savunur. tarih boyunca en kanlı savaşların sebebi ,yahut kaybedilen zenginliklerin, makamların, ülkelerin ve hatta çoğu zaman kaybedilen hayatların sebebi hep kadınlar olmuştur.
kadinlarin dunyayi biz yonetsek super olurdu düşüncesi bir gün gerçekleçecek olursa eğer kan govdeyi gotururdu kesin. herkes elinde beyzbol sopasi ile gezerdi.
charles darwin eşek kafasının sözüne benzer bir cümlecik. nitekim kendisi kadınlar için köpek benzetmesi yapmakta ve şöyle demektedir;
"...sizinle ilgilenecek biri, bir köpekten daha iyi oyalayabilecek, ev ve evin sorumluluklarını alacak biri..." (charles darwin-charles darwinin otobiyografisi 1809-1882, orjinal kitapta sayfa 232-233)
ikiside geri kalmış ve zavallı bir zihniyettir.
kadınlar değerli varlıklardır. temizdir, güzeldir, ruhu sonsuza kadar yaşayacaktır. insandır.
erkeklerin de çocuk yapmaktan başka bir işe yaramaması ile eşdeğer durumdur. hoş, kadınlara böyle bakanlar çocuk da yapamaz o ayrı. en azından kadın sperm bankasından da çocuk yapar, erkek sıkıysa yumurtlasın.
dogurmak da insan neslinin devamidir, dogurganlik tanrisal bir yetidir kimine gore. bu durumda kadinlar dogurmaktan baska bir is yapmasa bile, insanlik icin yapilabilecek en buyuk seyi yapiyorlar, insanligin her seye ragmen devamliligini sagliyorlar.
kadınların hayata dar bir çerçeveden baktığını savunan, at gözlüğü takmış bir yazarın ifadeleridir. geri kalmış zihniyetin bir ürünüdür malesef... belki de yetiştiği çevrede kadınların bu durumda olmasından kaynaklı bir durumdur ama yine de zavallıdır bu düşünceyi savunan.
dip not: bir erkek olarak bu cümleleri kuruyorum hadi buna da şaşır.
...
Bir kadın hayattır aslında.
Çünkü hayatın içinde olan her şey ancak kadınlar olduğunda anlam kazanıyor.
Yemek yemek, su içmek bile.
Bir kadının elinden içtiğiniz suyla kendi kendinize bardağı doldurup içtiğiniz su arasındaki lezzet farkını anlayabiliyor musunuz?
Anlıyorsanız ne mutlu size. Anlamıyorsanız, ne yazık ki yaşamıyorsunuz.
hayat normal sartlarda, dogumdan, yaslilikta olume varan surecte yasananlari kapsar. hamilelik ve dogum bu surecin 9 ayindan olusmaktadir. doguma gelene kadar ve dogumdan sonrasi icin hicbir ture ozgu yasam amaci tanimlanmamistir. insan cinsiyeti her ne olursa olsun, yasamini sorgulamaya basladigi andan itibaren varligina amaclar belirler. dogurmak elbette bunlardan biri olabilir. ancak bir cinsiyetteki tum populasyona genellenemeez. ayrica salt tek amacada sinirlandirilamaz varlik.
kadınlar ile erkeklerin fiziksel farklılıkları vardır sadece. buraya kadar bütün yobaz veya modern olsun herkes hemfikirdir. peki bu kadını ikinci plana atan, insan değil muamelesi yapan yobazlar neye inanıyor? fiziksel dünyaya mı? manevi dünyaya mı? gerçek yer ahiret, burası yalan, tek gerçek maneviyat diyenler sevgili yobazlarımız elbette.
ama diğer taraftan kadınları fizik farklılıklarına göre ezmeye çalışanlar da onlar. eee bu ne perhiz bu ne lahana turşusu oluyor o zaman. kendi içlerinde bile tutarlı değiller.
'kadınlar, başka bir işe yarar mı yaramaz mı? yoksa kadınlar bir işe yaramalı mı yaramamalı mı? sorularından da önce kadınlar, bir işe yarasın diye mi doğurur? sorusunu kendi içinde çözmesi gereken bir yazarın yapmış olduğu önermedir.
genellikle doğuda sıkça görülen bir durumdur.kadın bir doğum makinesi gibi görülür. eğer makine bozuksa yedek makine* alma suretiyle tamamlanan trajikomik olaydır.