tahrik olduklarında kendilerinden bağımsız hareket eden ve büyüyen bir şeyi önlerinde hissetmenin verdiği hissiyata şaşkınlıkla karışık hayran olurlardı sanırım.
hiçbir şey yapamazlar. bi gün çok az. bi günde hiçbir halt yiyemez. "doğru düzgün kullanmayı" bile öğrenemez. bizim karaköy´e yollanan tayfaya - ki onların doğduklarından beri çükleri var- bi sorcaksın, bana derhal hak verirsin. belki bi fotoğrafını çeker. ya da bi kız arkadaşına gider "aaaa nermin ben de çük çıktı, bana bi kere versene" der ve böylece erkeklerin ıstırabını birdenbire anlayıverir. çünkü o "kadim dostu" nermin, büyük ihtimalle "aaaa canım ne şeker şey, gel al, senden mi değerli?"...demeyecektir. bizim kız, "nermin" in şimdiye kadar hiç tanımadığı "triplere girdiğini" kaydececektir. belki o olur, başkaca da bi durum olmaz.
1 gün içinde onu taşımanın ve ona sahip çıkmanın ne kadar zor birşey olduğunu anlarlardı.
...ve çükü olan herkesin her istediği zaman onu kullanamadığını, istediğinde vermeyen kadının, erkek bünyesinde nasıl stres yaptığını öğrenirlerdi.
1 gün süre içinde de illaki meraktan denemek isteyecektir ve sadece istediği için, istediği kişiyle birlikte olamayacağını anladığında o çükün ne kadar büyük bir yük olduğunu anlarlardı. *