aşık oldukları erkeği ennn yakışıklı, ennn efendi, ennn düzgün, ennn kültürlü, ennn dürüst adam sanmaları. bu ennnlerin, aslında başkalarında olduğunu görmeleri.
KARŞıLARındaki erkeği "her kadını elde edebilecek bir erkek" olarak algılayarak, etkilenip hayran kaldıktan ve aşık olduktan sonra, bu algılarını erkeği çevresindeki tüm dişilerden sakınıp, kıskanmak için bir sebep olarak görmeleri de bu yanılgılardandır. kısa bir zaman için eğlencelidir, ama zaman geçtikçe can sıkma ihtimali ortaya çıkar.
sanırım bu hissiyatları kadınların "erişilmez" ya da "herkesin sahip olmak istediği ama sahip olamadığı" markalara olan ilgilerine benzer bir şekilde çalışıyor. kötü tarafı, bunu erkeklere karşı sadece başlarda hissedebilmeleri. daha sonra, yanlarındaki adam 7.500 dolarlık bir kürk olmadığı için çok ciddi ve çocuksu bir kaybetme korkusu yaşıyorlar.
hoş, kürk de iki vakte kadar bir kenara atılıyor ya... kim bilir, erkekleri de böyle kenarlara atıyorlar da itiraf edemiyorlar.
(benzetmem kimsede bir ampul yakmasın. önemle rica ederim. genel bir eleştiri bu. özel değil.)
gereğinden fazla duygusal olup aşkın varlığına inanmaları.
yaw yok öle bişi bırakın bunları, sizin aşk dediğiniz şey üreme eyleminin ön hazırlıklarıdır olsa olsa.
istediğinde öptürme, musait mekan /zaman yakalandığında verme bakalım, eser kalıcakmı o en yüce duygunun insanı sevgiliden.
kadınlar, g.tü iyi kollayın, kaptırmayın ki yanılgıya düşmeyesiniz.
bir erkeği kendilerine bağlamanın birsürü yolu var sanmalarıdır.. yok efendim geriye çekilmek, yok seksapelini kullanmak, yok ailesiyle tanışmak, sürekli arayıp sormak, mesaj atmak vs vs. değil kardeşim değil.. samimi ol.kapris yapma.. kibirine yenik düşme.. o adamda neleri sevdiğini keşfet önce.. ve sonra bulduklarına sarıl.. onun sende sevdiklerini ondan kaçırıp durmakla ne elde edeceksin azcık düşün..
sadece dürüstlükle ilişkinin yürüyeceğini sanmalarıdır.. tutku sanki sadece bir bisküvi ismidir onlar için.. şirinlik yaparak, küçük çocuk sesiyle konuşarak ve saçmasapan kıskançlıklarla adamı bunaltarak herşeyi halledeceğini ve kendini de ideal sevgili sanmalarından kurtulmaları asla mümkün değildir. çünkü bu lanet huylar nasıl bir format yapısıyla işlemişse içlerine ve kimden, nasıl, ne zaman öğreniyorlarsa artık, ne yapılsa faydasızdır. en kısa yoldan terkedilmeleri farzdır.
bir erkeği bekletmeyi, burnunu sürtmeyi, ilgisini çekmek için saçmalamayı ilişkinin tek çıkar yolu sanıp, kendi yetersizliklerini görmeyip, erkeğin gücünden rahastız olup, üste çıkmaya çalışmak en sık rastlanan hatalarındandır.
bir erkeği sırf farklı olduğu için sevebilen, erkekteki özgüvene, doğal güce, flört yeteneğine, ve kişiliğindeki oturmuşluğa aşık olabilen, ama ilişki başlar başlamaz o erkeği, değiştirip yönetmeye kalkan, bu olmayınca hırs yapan, yok olursa da; sen artık o aşık olduğum güçlü adam değilsin diyip terkeden kadınların yaptığı bu eşsiz marifete hata demek çok yetersiz olacaktır.
bir ömrü gerçek aşkı bulmaya adadıktan sonra, ve incelik sahibi, sevme gücü olan, tutkusunu zaptedemeyen, hayatına birşeyler katacak, gücüne tapabileceği bir erkek bulur bulmaz; ben aşktan korkuyorum, seni de kendimi de üzmek istemiyorum tripleriyle bu ender fırsatın içine etmeleridir. bölelerine bol şans dilemekten başka yapacak bişey yoktur. meşe odunu bile kar etmez.
kendi hayatlarını tamamen aşık oldukları erkleğe göre ayarlamaları... bu uğurda ailelerinden, arkadaşlarından, sosyal ortamlarından ve hatta kendilerinden bile vazgeçecek bir aşamaya gelmeleri.
seni seviyorum' un yeteceğini sanmalarıdır.. bir kadın bir erkekten nasıl güç, şevkat bekliyorsa, erkek de kadından, kadınsı güdüler, mimikler bekler. ama bunu gereksiz ve abartılı bir şirinliğe dönüştürüp, 24 saat çocuk sesiyle konuşup, çocuksu pijama takımlarıyla gezen kadınlarda vardır. bir erkek kadınının yanında şımarabilmesini ister ve sever..ama çizgiyi ayarlamak gerekir..