genelde yedekte bir eleman bulundurmalarından kaynaklanabilir. ve de eğer kızımız güzel ve zekiyse zaten mantıki yönünü de geliştirmiştir. aşk acısı çekmek saçma gelebilir. acı çekmeye konsantre olamıyordur.
erkeklerin ağlaması yadırganırken kadın istediği yerde rahatça ağlar taşıdığı acıyı bi nebzede olsa hafifletir.
aşk acısından kurtulmak için yaptığımız yöntemler farklı olduğundan süreci atlatmamız daha kolay olabilir.
gerçi erkekler de hemen başkalarının kollarına atarak kendini bu durumu sindirirler. (bkz: bu dahil bütün genellemeler yanlıştır)
doğrudur efendim. kadınlar ayrılığı daha çabuk atlatır.
kadın bekler, sabreder.
kadın elinden gelen herşeyin daha fazlasını yaparak ilişkisi için uğraşır.
kadın en son noktaya gelinceye dek hep sevgisi, sevgilisi için çabalar.
ve kadın, ilişkisi bittiği zaman "elimden geleni yaptım." diyerek vicdanı rahat yoluna devam eder. ama kadın bekler. son ana kadar bekler. erkeğinin elini hiç bırakmaz. erkeği onu bıraktığı zaman işte artık yapacak hiç birşey kalmamıştır geriye. kadın bunun bilincinde olduğu için atlatır.
bu durum, kadının unuttuğu anlamına asla gelmez. kadın atlatır lakin unutmaz.
ben 1 senede unutamamışken o 1 senede çocuk bile yapmış. diyorum zaten kalıcı olmak için böyle kevaşelerin geçmişini sikmek lazım diye. nefes alıp vermeleri bile deli ediyor beni. .
'' dur gitme efe''
siktir insanlığımı öldürdün amk. arada iyi kızlar da yandı.
yok abi, ya hiç aşk acısı çekmiyor bunlar ya da duygularını ruhlarının en derinlerine saklıyorlar. bugüne kadar hiç sırf bir adama aşık olduğu için içerek sabahlamış bir kadın görmedim ben.
kadınların önceden söyledikleri 'fotoğrafta böyle çıkmış ama normalde çok tatlııı' hikayesinin aksi durumuna kendini inandırıp acıyı yoksaymasıyla desteklendirilebilen hipotezdir. Önceden ilahmışcasına tapınman ne varsa bir idiot emsali taşır artık.
bunun sebebi kadinlarin ayrilma surecine gelene kadar, erkeklere nazaran, cok daha ince eleyip her detayi dusunmeleridir. kesin olarak karar vermisligin rahatligidir o cabuk atlatma sanilan durum.
kesinlikle doğru bir tespittir. erkek mantığıyla yaşıyormuş gibi gözüktüğü için hep içine atar duygularını, kız ise sağda, solda anlatır genelde, arkadaşlarıyla paylaşır. bir şeyler yapar illaki. sonuç olarak erkeğin içinde patlar.
çünkü kadınlar aşk biterken aşık olunanla birliktedrler, onlar sonuna kadar savaşırlar, bittiklerinde ise bırakırlar.. ve acı onlar için uzun sürmez, çünkü sizinleyken ona alışmıştır, siz yokken bitmiş yada artık acı eşiği çok had safhalara kadar yükselmiştir.
bu durumun sebebi kadınların iniş çıkışlara, duygu değişimlerine alışık olmasıdır. bu alışıklığı sağlayan da regl-dir. bir kadın her ay regl olur ve regl dönemlerinde yaşadıkları kötü hissiyatları, 1 hafta sonra atlatabilmektedir. kadınları o dönemlerde huzursuz, huysuz, aksi, mutsuz, depresyonda görebilirsiniz fakat regl bittikten sonra tam tersi bir durumda olabilmektedirler. fakat erkeklerde böyle bir alışmışlık durumu mümkün değildir. bu yüzden kadınlar duygu değişimlerine alışıktır ve daha kolay atlatırlar.
bütün genellemeler gibi bu da yanlıştır. bu biraz karakter meselesi, biraz da ilişkinin süresi, sevginin yoğunluğuyla ilgili bişey. bi de yaşla da ilgisi var tabi. 20 yaşında aşk acısı başka türlüdür, 35 yaşında farklı. eğer karamsar depresif bir tipseniz daha çok acı çekerseniz, yok daha iyimser, gamsız bir tipseniz daha kolay atlatırsınız. 5 yıllık ilişkiye çok üzülünür ama 3 aylık ilişkiye o da ilişki mi diye bakılabilir. bisürü etken var yani.
bu durumun sebeplerinden bir tanesi de kadınların istediği zaman kendini avutacak bir erkek bulabilmesidir. şimdi gerçekleri konuşalım, bir kadın ihtiyacı olduğu anda -herhangi bir ihtiyaç- bunu karşılamak için çok rahat erkek bulabilir, tabi bu erkekler geçicidir bunu kadın da bilir erkeğin kendisi de, bir nevi çıkar ilişkisi olur ama sonuç olarak kadın acısını unutmuş, erkek de arkadaşlarına anlatacak anılar edinmiş olur. kadının bulduğu erkeğin ne tür bir erkek olduğunu az çok anlamışsınızdır, neyse.
aşk acısını sadece kendisinin çektiğini sanan erkek önermesidir. "bunun kadını erkeği yok, insan işidir bu", diye uyarmaya gerek yoktur bana kalırsa. denemek isteyen var ise buyurabilir ama.
