kendini ve diğer erkekleri de iyice anlamaktan geçer aslında. bir keşiftir, öğretidir. aşağıda yazdığım kitapları okursanız büyük ölçüde çözersiniz. ama pratiğe geçerek tam olarak anlayabilirsiniz.
a. schopenhauer-kadınlara dair-aşkın metafiziği
david deida-erkeğin özüne giden yol
neale donald walsch- tanrı ile sohbet 2 (kadın-erkek ile ilgili kısım)
kadınlar duygusal, ayrıntılı, özverili, fedarkar, karmaşık insanlardır. Erkekler basit tek düze, kadınları anlamaya çalışamayan malesef bencil insanlardır.
Bu kadar karmaşık yapıyı bu kadar sade bir yapının anlamasını beklemek mi ben bir kadın olarak vazgeçtim. Bir gün bir kadınla erkeğin kavgasına tanık oldum. Erkek kapıyı görmüş kavga alevlenmiş. kadın kapının ardını görmüş önlem almış. Adam küplere binmiş de binmiş. ama hanımı bundan bunu yaptım değince ona hak vermiş.
siz siz olun bir kadını dinlemeden yargılamayın... O sizin gördüğünüzü sandığınız kapının ardında sizi bekliyordur.
kadınların ağzından çıkanlar ile anlatmak istedikleri çoğu zaman farklı şeylerdir. Özellikle kızgın olduklarında.
mesela:
k-sana kaç kere dedim bunları buraya koymayacaksın diye.
e+farketmemişim (telefon elinde uzanarak)
k-lavaboyu tıkadığının farkında mısın? gel bi bak meyve kabuklarını nereye atmışsın.
e+öyle mi? dalmışım soyarken.
k-dalmışım, farketmemişim. farket o zaman. far-ket!
kadın aslında bu diyalogda: aşkım bırak o telefonu ve yanıma gel, biraz bana ilgi göster. seni çok özledim. bugün ne oldu biliyor musun?...(1000 kelime) demek istiyor.
millet yakında gidip uzaya yerleşecek bunlar hala 'kodonloro onlomok' bunca zamandır bunca insan bir şeyi anlayamıyorsanız, o artık konunun anlaşılmazlığından değil sizin üstün zekalı oluşunuzdan kaynaklı demektir. maşallah.
Beyler, bizim hatamız onlara olması gerektiğinden fazla değeri verip onlarında bizim gibi insan olduklarını unutmak. Yok kadınları anlayamazsın yok öyle yok böyle. Yalan bunlar. Bunları söyleyen kişilerde genelde kadınların dilinden anlayamayan, hayatta tek bir sevgilisi olmamış tiplerdir. Oysa ki kadınlarda bizim gibi insandır ve sevme, sevilme duyguları vardır. Bizden daha iyi olarak tuttukları eli bırakmamaya daha çok gayret gösterir, ilişki bitiminde (narin canlılar oldukları için) daha çok üzülürler.
sizi uzun uzadıya hep yeni kapılar ve yeni koridorlara sokan bir labirenttir. açılan kapılar yeni bir yol yeni bir kapı ve yeni bir anahtar verir. açılan bir kapı daha aynını tekrarlatır size. sabrınız ve sevginiz karşılığında yeni bir kapı , yol ve anahtara sahip olursunuz. vazgeçmeye kalktığınızda geri dönmek için ne anahtariniz vardır nede bir kapı. sadece yolunuz vardır uzun uzadıya...
Sadece Kadınları değil, genel olarak insanları anlamaya çalışmak için vaktinizi harcamayın. Sadece boşa vakit kaybedersiniz. Şu an böyle düşünmüyorsanız olsanız bile, 80 yaşına geldiğinizde benimle hemfikir olacağınızdan eminim.
ilkokuldayken bir kızı dövmüştüm.
babam haberi aldığında bana çok kızmıştı hatta benimle haftalarca konuşmadı.
babam beni hiç tanımadığı bir kıza tercih etmişti.
aradan epey bir zaman geçtikten sonra babam benimle konuşmaya başladı. babamın her şeyi unuttuğunu düşünüyordum ama babalar hiçbir şeyi unutmaz.
bana iki yıl sonra bu olayı hatırlattığında, işlediği cinayeti bilmeyen bir katilin şaşkın bakışlarıyla süzdüm onu.
babam ilkokulda dövdüğüm kızı unutmamıştı ama ben unutmuştum.
evet dedim.
tanımadığın bir kız benden daha değerliydi diye de devam ettim.
gülümsedi.
-kadınlardan daha değerli bir şey varmı baba senin için?
böyle bir adamın elinde büyüdüm işte.
belki de bu inancından dolayı ne anneme ne de ablama kızdığına şahit oldum.
babam o gün bana kadınların üstündeki tanrısal gücü göstermişti.
çocuk yaşta yaşadığım bu olay da benim onlara bakışımın temellerini oluşturdu.
dut yapraklarının üstünde dolaşan tırtıllar, zamanı geldiğinde, bir dala çöker ve bir koza örerek kendilerini bu kozaya hapsederler, sonra o kozanın içinde bütün varlıkları erir ve ancak doğanın bildiği bir sihirle eriyen o varlık yeniden biçimlenir, koza yırtıldığında bir kelebek çıkar içinden.
kadınlar da erkeğin kibriyle yaralandıktan sonra kendi içine saklandığı gizi orada eriyerek kaybolur, kozasını yırtar ve ortaya bambaşka bir kadın çıkar.
bu, öfkeyle intikam almak isteyen bir kadındır.
eğer erkeğin kibriyle değil de sadakati ve sevgisiyle karşılaşırsalar bu kez o kozadan oynak bir kadından sadık bir eş çıkar bazen ürkek bir genç kızdan tutkulu bir yosma çıkar ortaya.
çeşit çeşittir onlar; kimisinin dudaklarında böyle karadut tadı vardır,kimisi bu kadar güzel kokar, bazısının gülüşüne tutulursun, bazısı savrulan saçlarıyla dikkatini çeker.
onlar her yerdedirler, her yanda; başınızı çevirdiğinizde bir ışık bulutunun içinden çıkırlar karşımıza.
onlar göründüğü andan itibaren bütün duygular, bilinen ne kadar duygu varsa hepsi, saklandıkları köşelerden kuytulardan çıkarak biz erkeklere doğru çılgın bir koşu tutturur; hepsini tadarsınız, en yakıcı olanları, en baharatlıları, en lezzetlileri.
ve, onlar gözyaşı demektir.
acı çektirir ve acı çekerler.
onlar değerlidir.
an gelir yaptıklarına anlam veremezsin, şaşar kalırsın.
çünkü şaşılacak şeyler yaparlar.
haklı gerekçeler bulursun kendince ama sebebini sadece onlar bilir.
kleopatra değildir onlar, dokunduğun mara hari değildir, konuştuğun messelina da değildir, hürrem sultan'a hiç benzemezler.
her biri başka bir kimliktir. her kozadan başka bir kelebek çıkar.
ve benzetilmeyi sevmezler.
her biri hayata başka bir biçimde dokunur. o yüzden onları anlamamız zordur. birini çözsek diğerinde takılır kalırız.
dedim ya, her biri başka bir kimliktir. sırlar sokağıdır içleri. aslında onlara nemli gözlerle bakabilen biri ancak en büyük sırrı çözebilir. bu, kocaman yürekleriyle kendileri olmaya çalışmalarıdır.
