ilk önce insan evladı gibi derdinin ne olduğu sorulmalı. eğer insan gibi sorulduğunda hala imgesel konuşmalarına devam ediyorsa, o halde yapılacak şey de bellidir.. şiddete başvurmalıyız. ilk olarak, kadının midesine sert bir diz geçirilir. dizi mideye yiyen kadın, ellerini karnına götürerek öne doğru eğilecektir. tam öne eğilirken yüzüne tükürüp, ardından kafayı burnuna gömmeliyiz. burnunun kırıldığından emin olduğumuzda da sert bir tokatla onu yere yapıştırmalıyız. aman sakın o narin erkek ellerinize zarar vermeyin tokat atacağım derken haa! mümkünse elinize bir koruyucu alın. unutmayın ki kadınlarımız narin çiçeklerdir ve onların kafasını bir gülü koparırcasına koparmalıyız. döverken kibar olun, o bir bayan unutmayın!! sonra acıyla bağırıp ağlayan kadından ne duymak istiyorsanız duyacaksınız. giderken yerde kıvranarak size: ''hayvan!!'' diye bağıracaktır. siz de kafasına bir tekme atıp yolunuza devam edin.
düz düşünmemekten geçer. erkekler oldukları gibidirler. ne söylemek istiyorlarsa onu söylerler. ayrıntıya veya dolaylamaya ihtiyaç duymazlar. ama kadınların anlatmak istedikleri emin olun ki sadece söyledikleri kadarla sınırlı değildir.
düz mantık düşünmeyeceksiniz. şöyle ki iki erkek konuşurken aralarındaki diyalog neyse odur.
-yalnız kalmak istiyorum
-peki
ama iki kadın
*ya ben biraz yalnız kalmak istiyorum
-neden canım derdin ne? dur sana çay yapıyım ne yapabilirim....
yani yukarıdaki kadın yalnız kalmak istiyorum dediğinde aslında senin ona ekstra özen göstermeni istiyordur.
gelin kaynana olaylarında da bu böyledir.kaynana geline bir kelime eder, ama gelin bu kelimeyle neler denmek istediğini anlar köpürür. garibim adam birşey anlamaz ne oldu ki acaba diye aval aval bakar...
yada erkeğin en yakın arkadaşı olan adam, aslında art niyetsiz olarak kadına bir kelime eder. kadın kelimelerin altındaki şifrelemelere o kadar alışkındır ki o kelimeden kendisine edilmiş binbir çeşit hakeret anlamı çıkarır...
işin özü şu ki erkekler o kadar rahat, o kadar yalan söylemeye gerek duymadan yaşar ki, kadınların hayatındaki yalanları, entrikaları yada duygusal karmaşıklıkları çözmeleri neredeyse imkansızdır....
her kadın birbirinden çok farklı karaktere sahip olduğundan, bir tanesini anlamak asla hepsini anladığınıza işaret değildir. en çok düşülen hatada budur... bu hataya düşmeyin, her tanıştığınız kadını çözmeye çalışın yeter... bir tanesi çikolataya bayılır, bir tanesi nefret eder... bir tanesi köpeğe, kediye maskaralık yapar; diğeri gördümü karşı kaldırıma geçer. falan-filan...
ne yazık ki olmayan yoldur. lakin, biraz zorlamak, hafiften diş sıkmak, böyle kırılma noktasına kadar gerilmek gibi eylemlerin sonucunda anlayabiliyorsunuz. *
(bkz: ben denedim)
(bkz: isteyince oluyor)
basit düşünmek.
örnek vermek gerekirse; bir kadın illa ki pırlantayla mutlu olmaz, başkasının bahçesinden gizlice kopardığınız bir çiçek ya da sokak satıcısından aldığınız kağıt helva onu sevindirmeye yeter.