önce kadınların kendilerini anlayıp sonra bizlere anlatmasıyla gerçekleşebilecek şey. yani imkansız. çünkü kadınlar ne istediklerini bilmezler. kendileri için neyin doğru olduğunu anlayamazlar tek başlarına. kadınlar daha duygusal, sevgiye daha açık zannedilir ya yanlıştır bu. öğrenilmiş sevgiden başka bildikleri anlayabildikleri bi sevgi yoktur. *
hayatın anlamını çözmeye çalışıp kişinin kendini ilime, bilime ve fenne vermesinden çok daha zor bir uğraştır... buna bulaşan kişinin yol yakınken vazgeçmesi yerinde olur kanaatindeyim... (bkz: zararın neresinden dönsen kardır)
adamın birisi bir lamba bulmuş. lambadan cin çıkmış.
- dile benden ne dilersen. demiş.
adam da
- kıbrıs türkiye arasına 4 şeritli köprü istiyorum. demiş.
cin,
- o dediğin imkansız başka bir şey dile. demiş.
bunun üzerine adam cin'e
- bana kadınları anlat, nasıl bir yaratıklardır, nelerden hoşlanırlar, vb.. demiş.
cin bunun üzerine
- adamım senin köprü kaç şeritli olacaktı. demiş.
kadınları anlamaya çalışmak
kumar oynamaktır,
kendini kaybedersin,
sen hep kaybedersin
kadınları anlamaya çalışmak,
bir kediyi havaya atarak,
yazı tura oynamaktır,
o hep dört ayak üstüne, "tura" gelir,
sen "yazı" da ısrar eder, bile bile kaybedersin..
kadınları anlamak; "bir erkek cinsel çeşitsizlikten ölmez ama bir kadın duygusal yetmezlikten ölebilir" degildir de nedir!?. buna benzeyebilir. yok eger benzemiyorsa da boş verilebilir. hepsi olabilir öte yandan hiçbiri olmayabilir.
demem o ki; benzer olabilirlikleri ve benzer olmayabilirlikleri ve tüm bu olasılıkları bağdaştırıp karşımıza çıkan anlam bize neyi ifade ediyorsa, kadını anlamakta aynı şeyi ifade eder.
erkeklerin geri duruşları yukarıda anlatılan sebeplerdendir. henüz beri gelene rastlanmamıştır.
kadinlari anlamak: "pi" sayisini anlamak gibidir.
3 u bilirsin 3,14 u de bilirsin ama 3,14'ten sonraki sonsuz kombinasyonu asla bilemezsin, anlayamazsin...