tanrı'nın biz erkeklere bahşettiği en yüce canlıyı "kullanma" kılavuzudur. aslında bu tip bir kılavuza hiç mi hiç gerek yoktur.
bilinenin aksine hatun denen varlığın damarına sıkı sıkı basılmalı yetmezse asılınmalıdır. evet basıldığı takdirde sizi hayattan soğutabilir veya sol kulağınızı -ki ne hikmetse hep oradan vururlar- hasarlı bi hale getirebilecek ses tonlamalarına sahip olabilirler. lakin bu hatunun çekiciliğini gösterir. şahsım adına konuşuyorum; utanan, sıkılan hatundan çok feci ego yükseltebilirsiniz. onu öyle bir kıvama getirebilirsiniz ki egonuz tavan yapar tavan! ama bunun zevki çokta uzun sürmez. çünkü çekişme yoktur, hırçınlık yoktur, öpüşürken dahi şehvet hissetmezsiniz. dahası karşınızda muhalif yoktur.
ama ters hatun oldu mu tadından yenmez. kora kor mücadele eden, sürekli sorun çıkartabilen, feminen duyguları ağır basan hatun kısmısı her zaman şahsıma daha bir seksi, daha bir tatlı gelmiştir. bu hatun türü sizi zorlar, sürekli kafa yormanızı sağlar, beyni ve kıvrımlarını her daim açık tutar. çünkü sürekli sağlı sollu -özellikle sollu- kontra atağa çıkabilen biri vardır karşınızda. ne demişler başarıya giden yol çiçekli yollarla süslenmez. bu hatun bir başarı simgesidir ve ona giderken çile çekmek mübahtır, zorunludur. hele ki bu şahsiyeti bir de elde edin. elini tuttuğunuzda kalbinize ve daha bilumum uzuvlarınıza bir ağırlık çöker. sevişmek ne hacet, göz göze gelmek adamı bin bir süründürür. sevişirken, haydi bi de doggy yapalım diyebileceğiniz bir hatun değildir. o ne isterse o olur, siz kölesi olursunuz ve prensesi doyurmaya gayret edersiniz...
bir de hatunun g noktasına basma mevzusu var. bunu bulmak kılavuzlarla mümkün olabilecek bir şey değildir. bunun için en iyi yol kadınınızı tanımalı ve denemelisiniz.
abazanlar açısından "kadınları kullanma kılavuzu" anlamına gelebilecek manzum ya da nesir eser. acayiptir ama bu kadınların bazıları da. misal canı sevişmek ister. gözüne kestirdiği karşı cinse aşık oldum ayaklarına yatıp aşkım, canım, cicim çeker. yiğitçe dese olmaz. senden hoşlandım hadi beni becer. erkeklerde yok mu böyleleri? elbette var. keşke hep tencere yuvarlanıp kapağını bulsa. aşk, sevgi, arkadaşlık, dostluk denen kavramlar yerlerde sürünmese, dillere pelesenk olup içleri boşaltılmasa.
-çok basit bir soru. Iıı kadınlar ne ister.
/Yar..mın ucunu...
Şimdi burandan anlaşıldığı gibi kadınları anlamaz klavuzu, kadınlar ne ister vs. gibi hedeler ve hödöler saçmalıktır. Kadınlara nazik olun, onlara kadın olduklarını hissettirin. inanın onlar sizi anlayacaktır.
Anlamazlarsa eğer (bkz: can yücel)'inde dediği gibi. Seke seke geldim ben/s.ke s.ke gidiyorum.
ne demek kadın kullanma kılavuzu? ben kendime eş olacak, hayatı paylaşacak kadın değil robot arıyorum demek. böyle yaklaşıp da kendini kandıranlar hep ağlıyor sonunda. allah'ın adaleti işte...
ilgi, pembe yalanlar, para ve birazda anlayış diye düşünüyorum fakat pekte tecrübem yok.*
- yeter artık selçuk çok kızgınım sana lütfen konuşma benimle.
- ama hayatım bende tam şuan da sana baş başa boğaz da bir akşam yemeğine çıkalım mı diyecektim.
- ayy inanmıyorum selçuk sana, harikasın sen...
- mehmet kaybol gözümün önünden hatta mümkünse bir kaç hafta görünme gözüme.
- aşkım beraber uzuun bir alışverişe çıkmaya ne dersin?
- tamam canım sen arabayı çalıştır ben beş dakikaya geliyorum.
kibar olmayın , ay bu ne böyle haşin erkek istiyorum diye postalarlar..hödük olmayın , izledikleri filmlerdeki gibi adamlar isterler..
tüylü olmayın , ayıya benzetirler , tüysüz olmayın gay derler ; sevişmek isteğinizi belirtmeyin abaza derler , sevişme isteiğinizi belirtin aa ne biçim erkek derler vs vs..
* park bravo'nun eski hediyeliklerinden biri. büyük bir merak ve ilgiyle kitabı elinize alıyorsunuz, hey mübarek, sanki hayatın anlamını keşfedeceksiniz, sonra ilk sayfayı açıyorsunuz..... boş! ilk sayfa ve sonraki bilmem kaç sayfa bomboş bembeyaz bir kitap(?). ihtimal, kişilerin kendi tecrübelerini yazmaları için adı, kapağı hazırlanmış bir defter de olabilir. hala var mı bilinmemektedir. **
kadından kadına farklılıklar gösterebilecek hadisedir. her kadın bir olmadığı gibi, her erkekte bir olmaz. bu yüzdendir ki kadını kullanacak beyin erkekte olacağından dolayı, zeki ve karşısındaki kadını tanımış bir erkek her zaman kendi kadınını kullanma kılavuzunu, ona istediklerini yaptırma, anlayabilme, zamanında anlamasını sağlama, sağa sola bakmamasını öğretme, sadece ve sadece benim olsunculuk gibi şeyleri yaptırabilen erkektir. bu tür şeyler heryerde kişinin karşısına çıkan temel sebeplerdir. doğruluğu veya yanlışlığı kişinin kendi içinde araması ve bulması gerekir.
eğer ki şartları kendi koşmaz, kurallarını koymaz, ipleri kadına bırakır ve " ben kadınları kullanma kılavuzu istiyorum " derse, hayatının sonuna kadar kendini pişmanlık duyguları içersinde buluverir. her erkek kadınına gerekli sevgiyi aşılayıp, gerekli hassasiyeti gösterirse belki o zaman kadınları anlamaya gerek bile kalmaz. kadınlar her ne kadar anlaşılamaz varlıklar gibi görünse de halbuki durum asla böyle değildir. basittir kadınlar, sadedir. bir çift göz, kaş, el, ayak, burun ve en önemlisi kalptir. sendeki kalp ondada vardır merak etme. gerektiğinde kalbi olduğunu yüzüne haykırırcasına belli eder.
anlaşılmayı değil her zaman karşısındakini anlamayı seçerler. yok ben kendimi ifade edemem diyorsanız o zaman karşınızdaki insanı da anlamaya çalışmayın efendim. atalarımız ne güzel söylemiş; ne ekersen onu biçersin diye. her şeyi devletten beklemek doğru mu sanki? madem ki kılavuz istiyorsun, al eline bir parça kağıt, bir tane kalem otur yazmaya başla. kolay gelsin..
bazı türk erkeklerinin anlamadığı bir dilden hazırlandığı düşünülen kitapcık. abazalardan ve öküzlerden uzak tutun diyeceğim, halden anlayan neden ihtiyaç duysun o kitaba. abazanlara ve öküzlere okutun bayandan anlasınlar diyeceğim, eşek hoşaftan ne anlar. en iyisi ne ben böyle bi klavuz duymuş olayım, ne de erkek kişisinin kafası karışsın dedirten hede.