ben ilkokuldaydım bu konu tartışılıyordu, üniversiteden mezun oldum olacam hala tartışılıyor.
bu kadar 'genel' ve parçalara bölmeden anlaşılmayacak bir 'eşitlik' kavramını, ilköğretim 6 kompozisyon cümlesiyle genelleştirmeye çalışmak kadar saçma bir şey yok olamaz.
Geçtim kadın-erkeği hiçbir insan eşit değildir. Denk de değildir. Çünkü şartlar eşit değildir. Fiziksel özelliği benzer olup da bir kadın babadan zenginse ve bir diğeri merdiven silerek geçiniyorsa ya da bir erkek bedelli askerlik yapıyorken doğuda uzun dönem askerlik yapma mecburiyetinde olan erkek eşit değildir.
Ha bahsi geçen konu pozitif ayrımcılıksa evet, durumuna göre pozitif ayrımcılık olabilir. Bu, olması gereken de bir şeydir; çünkü her ne kadar kendimize laf ettirmesek de fiziksel olarak daha narin, ruhsal olarak da duygusalızdır. Dolayısıyla muaf olmamız gereken işler olmalıdır ve bayanlara saygı konusunda daha çok özen beklenir. Aynı zamanda, pozitif ayrımcılık, sadece bayanlar için de geçerli değildir; dediğim gibi durumuna göre erkeklere de pozitif ayrımcılık yapılmalıdır.
eşitlik kavramını kaba etinden anlamanın sonucu olan önermedir. bahse konu olan eşitlik fizyolojik ya da cinsiyetlerin varoluştan gelen yapısal özellikleriyle ilgili değildir. asıl konu toplumsal eşitsizliktir. kadın ve erkeğin toplumsal cinsiyet rolleri toplumların yapısı ve zamanla değişkenlikler gösterse de neredeyse genetiğimize kodlanmıştır. bu roller avcı erkek ve toplayıcı kadın döneminden itibaren vardır. olması gereken ve bunun için mücadele edilen asıl konu hak ve özgürlükler açısından eşitliktir. senin önünde fazladan bir et çıkıntısı var diye dünyanın kaymağını yiyorsan işte burada bir eşitsizlik vardır.
elbette ki olamazlar! kadın kadınlığıyla erkek de erkekliğiyle özel ve de güzeldir! yeter ki bi taraf kendini üstün görmesin, herkes haklarını ve haddini bilsin!
yapısal açıdan, hormonların getirdikleri açısından 'farklıdırlar' ancak iki cinsiyetin de insan olma eşitliği tartışılamaz. kavram kargaşasından uzak duralım. (bkz: eşit olmak)*
