erkeklere karşı oluşturulan bir savunma kalkanıdır.
gerek aile, gerekse sağdan soldan kadınlara, erkeğe sıkıntı vermezse değerinin olmayacağı öğretilmiştir. bu da kadınların mutlu olmasını engeller. yok yere sorun çıkartmak zorunda hisseder kendini. ki bu zamana kadar ki deneyimleri de bunu öğretmiştir.
ayrıca erkek de ilişkide kendini güçlü ve ihtiyaç duyulan konumda görmek ister yani ''aşkım şunları dolaba kaldırır mısııııın'' olayının öyle dur lan şunu kullanayımdan çok daha büyük anlamları vardır.
velhasıl, hepsi bizim boktan toplum yapımız yüzündendir.
edit: E kardeşim öylede odun gibi mi olacaksın? Yeri gelecek yardım edeceksin, yeri gelecek yemekleri sen yapacaksın, yeri gelecek bulaşıkları sen halledeceksin. O kadın hiç mi hasta olmayacak? Bir işi olmayacak? Evin bütün yükünü kadınlara bırakmayın beyler. Bazı arkadaşların babalarıda bu fikirdeyseler azıcık annelerine bakarak ne kadar kötü olduğunu anlarlar.
Egolarindan ileri gelir genelde cirkin ve aptal olanlarin boyle bi durtusu vardir. Cirkin guzel ayirt etmeden her kiza yuruyen erkekler yuzunden cirkin ve aptal kizimiz kendini bisey olarak gormekte ve egosu icin erkekleri kullanmaya calismaktadir. Zaten akilli belirli bilgi birikimine sahip kulturlu kizlar ne kadar guzel olurlarsa olsunlar boyle bi amac icine girmezler bunun sacma oldugunun farkindadirlar.
neredeyse bütün kadınlarda bulunan ve hiç bitmeyen genellikle karşıdaki erkeği kendilerinden zayıf gördüklerinde doruk noktasında çıkan ego tatmin durumudur.
kadın dediğin varlık tamam baş tacı, cennetin yapıtaşı olsa da ikinci sınıf bir varlıktır, erkeğin korumak ve kollamak vazifesi varsa kadınında yaşamak ve yaşatmak öncelikli görevidir.
bu bağlamda olması gereken şey, egolardan sıyrılıp tekil karakterler olarak yaşama mücadelesinde ortak rol almaktır, ancak günümüz şartları göz önünde bulundurulduğunda post modern gavatların gün yüzüne çıkmasıyla birlikte paranın kokusunu alan kezbansu erkeğini nasıl kullanacağını önce kafasında tasarlar ve planlar.
ardından işleme koyulur, giriş kısmında sevgi gösterisi ve evet evetçi role bürünen kezbansu gelişme kısmında kendini geri çeker ve erkeğinin ona, o henüz düşünmeden yapması gereken görevler belirler. bunları tasarlar ve günlük yapılacak iş sıralamasındaki yerine koyar.
alışveriş için ilgi para esnasında, ayy aşkım yirim ben seni çooğk yakışmış bu duymak ister. evde iltifat, yatakta sınırsızlık mutfakta aşkım şunu yukarı dolaba kaldırır mısın ister.
bazen de kedi götünü görmüş yara sanmış muhabbetinde olduğu gibi ufacık bir şeyi büyütür tırnak ucu kadar olan bir şey, hiv virüsü çaresizliğine bürünür. imkansızlığın sınırlarını zorlar ama gene de belirli bir eşiği geçtikten sonra kezbansu yatışır ve kullanma merakı giderilmiş bir şekilde normal hayat akış çizgisine geri döner, climax kısmında ise;
her kezbansu da olduğu gibi aile sorunları vardır yada mutlak bir panik atak en ufak zıtlıkta ve çatışmada berkecanla arasına girer. bazen o kadar yükselir ki bu dağları ben yarattım sen bana keyif vermekten başka bir işlevin olmayan bir teddy bear'sın moduna girer kezbansuyumuz.
sonuç kısmında ise çatışmaların devamlılığı ve çirkinleşmeye varan bir gidişatla birlikte ayrılık mevcuttur.