Kadınların zamanın bir veya belli başlı dönemlerinde kendilerinin dikkate deger olmadıkları düşüncelerinden hareketle baş vurduları yollar, girişimler ve baş koydukları hedeflerdir.
Memnuniyetsizlik, kendinden memnun olamama ve nihayetinde coğu zaman değişim için zihniyete değil görsel değişime ve bu çerçevede yaratılacak algıya kendini mecbur hissetmek alınacak olumlu yanıtlardan kendisini besleyen bir yanılma ihtiyacına, psikolijisine dayanır.
Basit bir anlatımla kişi kendisini inandırmak ve kandırmak için gösterdiği çaba ile beraber alacağı olumlu geri dönüşe muhtaçtır.
Bunun bir eksiklik oldugunu ve bunu en azından kişinin fark edip kabullenmesi gerektigini düşünüyorum. Yani insan eylemlerinin amacında kendisine samimi olabilmelidir. Doğru cevabı kendine söylemekten imtina etmemelidir.
Ekleme; filozoflar kadının yanıltıcı olduģu kadar da yanılan olduklarını söylerler. Zira kadın kendi kurgularına, olmasını istediklerine, oyunlarına karsıdakini inandırmak isterken inanan vesilesiyle bunlara inandırılan kişidir de aynı zamanda.
Demek ki kadın, yanılgıya gönül vermiş olan kişidir.
Edit; bir arkadas yalnizca kadinlarda yok, erkekler de vardır demiş. Günümüzde cinsiyet davranıslarında bir takım benzerlikler olduğu ve erkeklerin kadınları bazı meselelerde taklit ettikleri doğrudur.
Cinsel yönelim baglamında olmasa da mantıksal açıdan, izledikleri yollar bakımından kadınsılaşmış erkeklerden söz edilmektedir yaklaşık 200 yıldan beridir. Hak veriyorum.
