kadınların birlikteliğe başlamadaki en önemli etkenlerden biri budur zaten.
her ne kadar saf görünseler de siz sanıyor musunuz ki bunlar bizdeki yanlışı, kendilerince doğru olmadığını düşündükleri şeyleri görmüyorlar. bir şeyleri başarma arzusuyla tutuşup gelirler, başaramazlar ise erkeklerin hepsi aynı bunlar odun etiketini yaftalarlar, yok başarırlar ise seferi kazanmış sezar edasıyla ortalıkta gezinirler ve olan gel gör ki yine bizlere olur.
tabi ki istisnalar müstesna değildir fakat durum bu yarenler.
hayatıma giren hiçbir erkeği yontmaya çalışmadım, öylesine özgür öylesine kendi haline bıraktım ki onu zaten yontulmuş gibi davrandı bana.
ama zaman geçti, baktı ben gerçekten böyleyim içinden bir ayı çıkardı hepsi.
ay çok ayısınız.
SEVda değil bir zorunluktur. kusura bakmayın ama bazılarınız tam ayısınız evet kalbiniz güzel olabilir ama bazı huylarınız s.kmde değil tavırlarınız bizi ayar ediyor. e bide sevince bırakmak istemiyoruz değiştirmeye çalışıyoruz. ama değiştirmeye çalıştıkça bizler değişiyoruz malesef.
Türkiye 4.zamanın sonunda toptan yükseldiği için hem genç hem de yüksek bir ülke. Bu nedenle akarsular yüksekten akıyor ve asindirma güçleri fazla. Türkiye eski bir ülke olsaydı yer haraketleri yaşanmış ve bitmiş olsaydı akarsular düz vadilerde akacak ve asindirma yapamayacaktı.
Insan da akarsu gibi yaş aldıkça tecrübe sahibi oluyor ve yontmayi bırakıyor. Bizim insanımız genç ve bu nedenle olgun olmadığı dönemde eşini degistirecegini sanıyor ama insanlar değişmiyor.
sonunda "e hani nereye gitti bu?" yüz ifadesine bürünecek kızdır..
her ne veya nasıl olursa olsun sözde değil özde kezbındır..
bi yaşa kadar karşılıklı alışveriş baabında güzel olması şartıyla çekilir..
o bi yaşı geçtikten sonra zaten türevleri gibi umrunuzda olmayacak kızdır..
Bir tanesi de hayatına girdiği andaki haliyle kabul etmez.
"ben seni böyle sevdim" diyen bile gün gelir bir huyunu değiştirmeye çalışır. Ulan ben bu huyu sonradan almadım, seninle tanıştığımızda da vardı. Neyin lafını yapıyorsun?
Dünyadaki en büyük otorite kadındır.
imparator da olsan arkanda bir kadın vardır. Kadın bu vesileyle hükmeder erkeğe.
Değil midir ki, Hürrem, şehzade bogdurtur.
üstünlük kurma çabasından farklı bir şey değildir. özellikle türk kadınlarında var bu zaten. kendi tatmin olmamış egolarını, karşısındaki erkeği kul köle yaparak tatmin etmeye bayılırlar. erkek, onların istediği gibi biri olmadığı zaman çekicidir aslında. yontulduğunda tüm çekiciliğini bu yüzden kaybeder. ortada bir amaç kalmaz. mis gibi hazır oğlan. itici evet. garip kafalar gerçekten.
Kadınlar erkeklerle değişeceklerini ümit ederek evlenirler. Erkekler ise kadınlarla değişmeyeceklerini. Böylece her biri kaçınılmaz hüsrana uğrar. ---Albert Einstein---
Genelde erkek kısmısı olarak odun olduğumuzdan mütevellit, birlikte olduğumuz kadınlar bizi yapı olarak düzeltmeye çalışır. Zira hayatlarında bir odun olarak değil, normal insan olarak bulunmamızı isterler. Bu durum genelde bundan ibarettir.
Bir tülü sonuca varılamayan ve kadınlara yetmeyen durumdur. Her şey güzel gider bu sefer kadın değişmeye başlar. Istekleri değişir bilmem ne. Ve sonuç olarak kusurlu taraf erkek olur. Kadın kendini baskı altında hisseder ve ayrılmak ister. Erkek kim ki zaten? Seversin tekme yersin. Sevmezsin küfür yersin. Fedakarlık edersin yetmez. Herşeyini verirsin yine kadının gözü dışarıdadır. Hay ben böyle işin ya.
Mini baskılarla, triplerle alışkanlıklarını, yaşayış tarzını, düşüncelerini yontma, değiştirme adeta oyuncak bebeği giydirip süsler gibi oynayıp sonunda da; "sen çok değiştin eskisi gibi değilsin" çıkışıyla olayı sonlandırdığı süreçtir.
Aman diyeyim birinin sizde köklü değişikliklere yeltenmesi durumlarına ihtiyatlı yaklaşın sonun başlangıcına girmeyin.
Erkeklerde de bulunan sevda.
Sivrilen her bir davraniş ilişki süresince törpülenir,törpülenmeli.
Yoksa insanlarin birbirine tahammulu kalmayabilir. Bir olmaya calismak boyle bir sey.