Şimdi şunu düzeltelim:
Kadınlara uygulanan ayrımcılık.
işlemci= haklar
Bu sizin işlemcinize overclock yaparak yeni işlemciye yetişmeye benzer. işlemci daha hızlı olur ancak overclock hem işlemcinin ömrünü kısaltır hem de overclock geri çekilirse o işlemci yine diğer işlemciye göre daha az performanslı olur. Onun yerine o işlemcinin aynısını alamaz mısınız? Şimdi overclock zaten zor bir işlem değil "pozitif" ayrımcılıkta zor ama diğer seçeneğe göre daha kolay ne de olsa 2-3 yasa ile belirtmeden yapılıyor. Ama o işlemciyi yükseltirken para harcıyacaksın yani bir sürü yasa yapılacak bir kısmı kabul edilecek bir kısmı edilmeyecek uygulanması var çok zor iş. Ancak kesinlikle doğru olan bu.
Eşitsizliği ayrımcılıkla çözemeyiz. Ayrıca bu "pozitif" ayrımcılığı kim uygulayacak? Erkekler tabii. Onlar istemezse yine eşitsizlikler ortaya çıkacak.
O yüzden eşit haklar çıkartılıp iyi uygulanılırsa sorunlar çözülür.
--spoiler--
...Erkekler zaten eksik kromozomlarıyla sıkıntılı iken...
--spoiler--
Bu "pozitif" ayrımcılık anayasa ile tam güvence altına alınmış değil yani tüm güç bu konuda erkeklerin elinde. Bunu uygulayacak cinsi sonda sövmek ile ne başaracağınızı sanıyorsunuz? Bu hareketler birisine benziyor ama neyse.
bizim kadınımız rahata alışmış, bunun hakla hukukla alakası yok artık.
pozitif ayrımcılık gün olur da biterse, hepsi sudan çıkmış balığa döner.
şu memlekette artık ekstrem durumlar dışında kadın erkek çoğu alanda eşit, hemen hemen hepsi istediği kadar eğitim hayatını devam ettirebiliyor ve birçoğu da üniversite mezunu.
bir sormak lazım kaçında bırakın aile geçimini "kendini geçindirme" kaygısı var? %3, %5?
en iyi olanı; 2 bin ben alıyorum 5 bin alan bir adamla evlensem geçiniriz kafasında.
zengin koca arayanları, koca bulunca evde göt büyütme hayali kuranları falan hiç saymıyorum bile.
ataerkil toplum erkeği paranın köpeği yapmış, bütün yükü onun sırtına yüklemiş, hamster gibi çarkın içinde koşturup duruyor.
bu ülkede kadın olmak zor derler bir de. bu ülkede insan olmak, insan gibi yaşayabilmek çok kolaymış gibi.
Anayasadaki “ Kadınlar, çocuklar, yaşlılar ve engelliler gibi özel surette korunmayı gerektiren kimseler için alınan tedbirler, eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz. “ maddesi ile hayatımıza girmiş kavram.
Tabi bu madde eşitlik ilkesine aykırı görülüp değiştirildi ama “ kadına pozitif ayrımcılık “ lafını herkesin diline pelesenk ettiler.
Gelgelelim bizim ülkemizde -bizim gibi ülkelerde- teorik olarak böyle kavramlar söz konusu olsa da katiyen sosyal hayatta can bulmaz.
Kadını rahatsız edecek şekilde göz hapsine almak,
Kadının gücünü azımsamak,
Kadınları çalışma hayatında kısıtlamak,
Kadınlara -kendi arzuları sorulmadan- görevler yüklemek,
Kadınların -yine arzusu sorulmadan- doğurganlığını ön planda tutmak veya bir süreç için engel olarak görmek pozitif ayrımcılık değildir.
Sizin pozitif ayrımcılık diye nitelendirdiğiniz şeyler adab-ı muaşeret kuralları içinde değerlendiriliyor genelde.
Edit:
Bir etikete tabi tutulmadan önce şunu belirtmek isterim:
Elbette kadının “ fıtratından “ ötürü -kendi arzusu dahilinde- gebelikten sonra izin kullanabilmesi “ doğaldır “ fakat kimse çıkıp diyemez ki “ kadınların önüne -özellikle özel sektörde- iş hayatında evlilik, doğum vs gibi durumları sebebiyle set çekilmiyor. “
Doğal olana doğal diyebildiğimiz zaman, eşit şartlarda yaşayabileceğiz.
sen kendi çabanla ayakta duramazsın, dur elinden tutayım demektir. ayrıca gerek yok böyle şeylere, engel koymayalım yeter. emek veren hak ettiğini alsın, ihtiyacımız olan şey adalet.
Eşitlik ilkesi ile ters düşendir. Bu iki cins sadece kanunlar karşısında eşit olmalıdır. Onun haricinde eşitlik söz konusu değildir. Evrim boyunca erkek; savaşan, üreten, gelişen taraf olmuştur. Kadın ise sadece güzelliğini kullanıp, erkekleri etrafına toplamak suretiyle içlerinden en güçlü olana kendini dölletmiştir. Gelişime gerek duymamıştır. Bundan ötürü Erkek; güç, zekâ ve sayısız alanda kadından üstündür ve öyle de kalacaktır. Evrimin sonucudur bu, değişmez. Hak hukuk olarak eşitlik peşinde koşmak gerekir ki günümüzde feminize olmuş kanunlar sayesinde erkekler bunu sağlamaya çalışmalı. 1 gün evli kaldığı karısına nafaka ödemek zorunda kalan siz değilsiniz karılar. Bizi anlayamazsınız.
otobüste feminik kılıklı kadınlara yer vermiyorum Ama ne zaman böyle tatlı mı tatlı, dünyalar güzeli, hanım hanımcık bi kadın görsem anında veririm yerimi.
bu pozitif ayrımcılık sözlükte de aldı başını gidiyor.
mesela (bkz: kiraz dudak) isimli yazar, birbirinden saçma 182 entari girmiş. Ben ise Bol bilgi içerikli, tanımlar girmeme rağmen o kadın diye bir ilgi görüyor.
sadece o yazar değil az önce onun nick6 yı gördüm o yüzden onu örnek verdim.
Herkes hayatını kendi için yaşarsa, kendi için okur, kendi için çalışır, para kazanır ve kendi için güçlenirse herkes ayarını bulur.
Ama bana bu kadar yeter, daha iyi olmuyorum. Kadınlar benim seviyeme insin güçlenmesincilik komplekstir. Kadın senin seviyeni geçtiyse sen de kendi ayarındakini beğenmiyorsun. Bu da senin sorunun.
Kendiniz için yaşayın, insanları aşağı kendi yanınıza çekmeyin. Zamanla pozitif ayrımcılığın da kadınların da sizi kötü anlamda etkilemediğini farkedersiniz.
Bunları kadın hastalıkları ve doğum stajında ve adli tıpta tanıştığım hocalarımdan öğrendiğim ve karşılaştığım birçok vaka ve hastalardan yola çıkarak yazıyorum. Öncelikle bunu belirtmeliyim.
Günümüzde kadınların artık eş seçme konusunda başarısız olduğu ortada. Evlilikler çok kısa sürüyor ve aldatma oranları oldukça fazla. Aldatma olayında ise eskiden sayıca erkekler fazla iken şu an kadınlarda da yaygın olarak görülür oldu. Evlilik dışı çocuklar ve tecavüzlerin sayısı da bir o kadar fazla.
Bunun sebebini düşünelim. Eski yıllardan bu yıllara ne değişti de böyle olduk?
1) Öncelikle medya diyoruz çünkü şu anda televizyonlardaki dizilerde aile yapısını tamamen hiçe sayan senaryolar ve olaylar var. Hayatımızda korkunç olarak gördüğümüz olayları televizyonda sürekli gördüğümüz için sıradan kabul etmeye başladık. Bu apaçık ortada.
2) internetin yaygınlaşması. Böylece erotik ve şiddet içerikli görüntüler ve sesler hepimizin evine ister istemez giriyor.
3) Kadınlara uygulanan pozitif ayrımcılık ile kadınların iş hayatında ve toplumda yavaş yavaş erkeklerle tamamen eşit getirildiğini görüyoruz. Bunun sebebi nedir?
Sebebinin, az önce saydığım 2 sebep olduğunu düşünüyorum. Şiddet ve cinsel istismara maruz kalan kadınlara destek olmak için eğitim ve kariyer konusunda ayrıcalık uygulanmaya başlandı.
Bunun sonuçları da fazla zaman geçmeden ortaya çıktı. Güç kazanan ve kendine güveni artan kadınlar oluştu. Buraya kadar sıkıntı yok.
Sıkıntı şurada başlıyor ki; kadınlar güç kazandıkça bununla yetinmeyip daha fazlasını elde etmeye çalışıyorlar. Hırs ve rekabetçi doğası gereği şu anda erkeklerden daha fazla çalışıyorlar. Evini umursamadan sadece iş hayatına odaklanmış oldular. Bu yüzden şu anda çocuk yapan ailelerin işi çok zor.
Eş seçimi de zorlaştı. Biliriz ki her kadın; kendinden, bedenen zihnen ve maddi anlamda güçlü bir erkek ister. Şu anda kadınlar erkeklerden daha üst bir statüye kavuşmaya başladığı için kimseyi beğenmez oldular. Beğendiklerinden de sıkılıp daha iyisini bulmak istiyorlar. Tabiki bunun faturasını şu an boşanma davalarında ödüyoruz.
Yalnız kalan erkek ve kadın nüfusu arttıkça anormal cinsel tercihler ve suçlar arttı. Bunu da haberlerden duymaktan bıkmış olduğumuzu düşünüyorum. Buna psikolojik hastalıkların artışı ve depresyonun yaygınlaşması da dahil.
Sonuç olarak; pozitif ayrımcılığa karşı değilim fakat bunun abartıldığı ortada.
en sık gördüğüm toplu taşımada yaşanandır. eğer ki hanım kızımız şık giyinmiş, saçı makyajı düzgün ve de prenses edasıyla toplu taşıma aracına biniyorsa -özellikle otobüs ve minibüs- orada ona mutlaka yer veren bir erkek olur.