çok ikircimli bir harekette bulunmaktır. kadın ile erkek eşittir denilir ancak durum hiç öyle değildir. sosyal yaşantı hep kadınlar kayrılarak düzenlendiği gibi hukuktan tutun iş hayatına kadar her eylem ve söylem kadınları kayırmaya yöneliktir. hal böyle olunca nerede eşitlik ve insan hakları diye söylemeden geçemiyor insan.
kadın erkekten önce emekli edilir, kadın ile erkek boşandığında tazminat nafaka ne varsa erkek sömürülür, kadına türlü türlü izinler verilir vs.
iş hayatında da durum öyle kadın götünü kaldıramaz, erkek eşek gibi çalışır ama kadın daha değerlidir.
feminist hatunlar da anca boş boş dolaşıp ''bayan değil kadın yeaaa'' diyerek salaklık yapsınlar.
madem eşitlikten yanasın tüm bu haksızlıkları da dile getir o zaman desen ama ya ya derler. tabi canım ne var bunda siz duygusalsınız.
ayrıca kadınların ezildiği tek nokta bazı öküz erkeklerin münferit hareketleridir ki burada toplum değil birey cezalandırılmalıdır.
1) evet kadın erkekten önce emekli edilir. çünkü kadın sadece çalışan değildir. annelik gibi, ev hanımlığı gibi toplumun işten saymadığı pek çok görevi vardır. ve fiziksel olarak erkeklerden daha güçsüzdür.
2) iş hayatında götünü kaldırmadığı ama hep değerli olduğu koca bir yalandır. pozitif ayrımcılık yapan ya da çalışanını cinsel obje gibi gibi gören işverenler dışında hiç rastlamadım erkeklerden daha az çalıştıklarına. eşek gibi çalıştırıyorlar maşallah. üstüne evde çalıştıkları da cabası.
3) feminist hatunların ''kadın''kelimesi yerine kullanılan ''bayan''kelimesine kızmaları da gayet normaldir. çünkü kadının cinsel ilişkiyi yaşamış dişiyi çağrıştırmasından kaçıştır bayan kelimesi. ve gitgide muhafazakarlaştırılan bu topluma yavaş yavaş öğretilmiş bir kelimedir. ( bkz: ne diyem mahmut mu diyem ) diye şaşıranlar aslında bu karşı çıkıştaki mantığı anlamaz, feminist bıdırdanması gibi bakarlar olaya.
4) kadınların ezildiği tek nokta ''bazı'' erkeklerin münferit öküzlüklerinden ibaret değildir. ayrıca kadına şiddet göründüğü kadar olmamakla beraber, sadece fiziksel olarak uygulanmaz bu toplumda. özgürlüklerini elinden almak, baskı yapmak, konuşturmamak, aşağılamak... olarak zuhur eder ki bu çok yaygındır. hatta şurda bile mahalle baskısı kurarlar sadece siz görürsünüz. sözlük- sokak-ev-iş farketmez.
tüm bu anayasal haklar da pratikte işe yaramayan bir çeşit rotbalans ayarıdır. ve;
kadınların daha fazla ezildiği gerçeğini değiştirmez.
yurdum insanının tarihi adeta 2 gün önce ve güllük gülistanlık şartlarla başladı zannetmesinden kaynaklı bir düşünce tarzı ve "eleştiri". elbette ki bundan sonra yüzyıllarca pozitif ayrımcılık yapılması gibi bir beklenti içine de girmemek lazım, ama şu memlekette yüzyıllar boyunca süregelen zihniyet ve yaklaşımları ve bunların günümüzdeki gündelik hayata olan etkilerini iki dakika olsun düşünmeden "kadınları neden kolluyoruz?", "azınlıklara neden bazı haklar sağlıyoruz?", "engellilere niye birtakım avantajlar sağlıyoruz?" gibi ucuz eleştirel tavırlar içine girmek kolaycılıktır, kafayı fazla yormaya üşenmektir.
1) kadının erken emekli edilmesini ''ama kadınların başka görevleri var.'' diye açıklamak saçmalıktır. bu mantık kendiyle çelişir ki o zaman kadınlar çalışmasın zira 60 yaşından sonra mı annelik yapacak diye bir soru çıkar ortaya. ayrıca kadın kadar erkeğin de sorumlulukları vardır.
2) kadın iş hayatında ezilmez. sorumluluk çok verilmez. kadın mesai bitimi 5 buçuksa o saatte çıkmasına kimse bir şey diyemezken erkeğin iş varsa çıkması ayıp sayılır. evde çalışmayan erkek ise o erkeğin saygısızlığı o kadının kötü seçimidir. bu münferit bir olaydır kimseyi bağlamaz. toplumu bununla yönlendiremeyiz. ona bakarsan evini boşlayan kadın da vardır. yani bir istatistik mi var bu konuyla ilgili hem olsa ne olacak.
3)kadının dişiliğinin ön plana atılırak kullanılmasına. miniler giydirilip adeta eti gösterilerek pazarlama malzemesi olmasına ses etmeyip bayan kelimesine takmak saçmalıktır.
4) dediğim gibi kurallar ve yaşantı kadına göre düzenlenir. öküz bir erkeğin kadına kaba davranması beni ilgilendirmez. o erkeğe cezalar artmalıdır. bundan dolayı ben negatif ayrımcılığa niye uğrayayım.
ha bir de benim gibi düşünenlere ayı kaba kadın ruhundan anlamıyor, biz inceyiz nariniz diyecek bir milyon kadın feminist bulabilirim.
(bkz: hak verilmez alınır) kadınların işine gelmediğinden ve sosyal ya da iş alanındaki, arzu ettikleri eşitliği çalışıp-çabalayacak kadar mücadeleci olmadıkları için kendilerine lütuf mahiyetinde hakim güç erkekler tarafından verilen sus payıdır pozitif eşitlik. aklı başında ve gerçekten eşitlik isteyen bir kadın pozitif ayrımcılık denen hedeyi kendine hakaret gibi görür.
