birkaç kadından aynı sonucu alıp da -hadi çok kadından olsun-, bir kadın tarafından aldatılan, hayalkırıklığına uğratılan, güvenleri kırılan kişilerin, o kadına karşı olan güvensizliğini kadının tüm hemcinslerine genellenmesi sonucu oluşturduğu durumdur.
kulağa ne kadar saçma geldiğini biliyorum ama bunu aslında çoğu insan yapıyor. bu düşünce, hem karşıcinse cinsel, duygusal konularda muhtaç olup, hem de "tüm kadınlar böyle zaten, tüm erkekler böyle zaten, alayı fos bunların" denilerek, hesabın "tüm cemiyete" kesilmesiyle insanların aslında ne kadar da dar düşündüğünü gözler önüne seriyor. (bkz: ya sev ya terket) bunları ben tutup, birkaç türkle tanışıp da, tüm türkler kıro, abaza, pis, eğitimsiz diyen turistlere benzetiyorum. ne alakası var?! niye tüm milete yazdırıyorsun suçu?! sen de rus bi bayansın, hadi ben de "natasha" geyiği yapıyim o zaman?! "rus kadınların hepsi şöyle ya böyle ya.." demek pek zor değil benim için. doğru olanı; yalnızca tek bir ya da birkaç örnekle sonuca varılmanın yanlış olduğudur.
herkes kendince düşünüp, anladığından takdir edersiniz ki, bi milyon düşünce, yanlış algı ve yanlış anlaşılma ortaya çıkıyor. bu yüzden, yapılan genellemeleri, toplu tespitleri, anlatılmak istenen, savunulan düşünceyi ve yargılanan kesimi "net" bir şekilde açıklayarak, ayrımlar yaparak anlatınız der ve sözlerimi şu acıklı vecize ile bitirmek isterim: "ne yaparsan yap, anlattıkların karşındakinin anladığı kadardır."
Aradığında açmayan, ne yaptıgını anlatmayı hesap vermek sanan ve kaçan her zaman kovalanır sanan kaşar kadınların sevgililerinde sıklıkla görülen bir hastalıktır... Kovalayan saplantılıdır saplanır kalır, gidense hakedeni aramaya devam eden..
Önce insan. erkek kadın ne farkeder. Kendine inanan karşısındakine de inanır. Farklılıklar güven unsuru olduğunda güvenirlilik gökten zembille inen bir şey değil Akla karayı, erkek ve dişi olarak ayıramayacağımıza göre akıl ve mantık dışı bir söz olup, adil olabilmeyi ve gerçekçiliğimizi devam ettirebildiğimiz kadar güven verebiliriz. Saptığımız kadar da güvensizlik veririz. Düz, doğru bir hatta kalabilmek güven kavramını görecelikten gerçeğe dönüştürür. Bu mücadelenin erkeği, dişisi olmaz dostlarım...
ama yine de siz güvenmeyin, bir fıkra geldi aklıma...
Bir kadınla bir adam trafikte çarpışırlar. ikisinin de arabası mahvolur ama şans eseri ikisi de hiç yara almadan kurtulur. Arabalarından sürünerek çıkarlar ve kadın adama bakıp:
- Çok ilginç! Sen erkeksin ben de kadın. Arabalarımız mahvoldu ama ikimize de hiçbir şey olmadı. Bu belki de tanışıp, dost olup, hayatimizin sonuna kadar huzur içinde birlikte yasamamız için bir işarettir, der.
Müthiş heyecanlanan adam:
- Evet, galiba haklisin, diye cevap verir şaşkınlıkla.
Kadın :
-Bak, arabam hurdaya döndü ama bir şişe şarap sapasağlam. Bu kesin bir işaret. Bu şarabı içip şansımızı kutlamalıyız,' diye devam eder ve şarap şişesini adama uzatır.
Adam şişeyi alır, açar ve yarısını içip kadına verir. Kadın hemen şişenin mantarını kapatıp adama geri uzatır. Bunun üstüne adam sorar:
