en derin filozoflar bile kadınların hiçbir seyi kendi elleriyle elde edemeyeceklerini söyler.
ekseri kadinlar akillı geçinirler, kurnaz gorurler kendilerini fakat ne bedensel ne beyinsel ustünlük sahibi olmuslardır tarihten bugüne değin.
simdi bir eşitlik türküsü tutturmuşlar. o insaflı ve iyilik sever erkeklerin açtıģı yoldan gittikleri halde, minnettarlığı bir borç bilmeden.
insan haklari adi altında vicdanlari yumuşamış veya bu dogrultuda nihai emeli kadın sömurmek olan erkekler olmasaydı sefilliklerine ve koleliklerine kaldiklari yerden devam edecekti kadınlar. bu kaygan zeminde kendiliğinden iki ayağınin uzerinde durmaktan aciz olan kadınların haketmedikleri hak ve ozgürlük elbisesi üstlerine oldukca bol gelmekte.
şunu basitce su yolla gorebiliriz.
bir kurumda, muessese de zaman doldurarak müdurluk veya ust bir seviyenin pozisyonunu isgal eden kadınlar insanlara nasil davranmaları gerektiğini bilmeden hareket ederler. bir unvan bile onlari rayından çıkarmaya yetebilir ve bunu taşımak yerine, onun üstüne çıkar ordan emirler yağdırırlar pek onemsiz şeyler için olsa bile.
Bu başlığı açan ve bu düşüncede olanların kadın hareketleri üzerine okuması. Erkekler bir anda akıllanıp kadınlara haklarını ya da özgürlüklerini vermedi. Üstelik bu özgürlük verme konusu da baya geri kalındığının göstergesi.
Herkes eşit doğar. Kadın da erkek de eşittir. Şimdi erkek kaba güç ile kadının üstünlüğünü almış ve kölesi yapmışsa bu barbarlıktır. Ancak tarihte kadının erkeğin kölesi olduğu bir dönem yok. ilk çağlarda kadının Doğum sonrası çocuğa bakması sonucu erkeğin avcı - toplayıcı olarak kadına ve çocuğa bakması var. Üretim yapmaya yani toprağı ekip biçmeye başlayınca ise üretim araçlarının kendi çocuklarına geçmesi için anaerkil sistemden ataerkile geçilmiştir. Bu konu için sürüyle akademik makale var. En iyilerinden biri Tayanç ve Tayanç’ın yazdığıdır.
Yani kadın ilk çağda bile köle değildi. He hakları konusuna dönersek, dediğim gibi kadınlar bu hakları almak için oldukça mücadele etmiştir. Türkiye’de kadın hareketleri üzerine özellikle son yıllarda yazılan tezler çok önemli.
Son olarak kadının erkeği değil ama erkeğin kadına borçlu olduğu çok şey var. Buna inanmayan annesi ile konuşabilir.
Esit derecede birbiri ile cikar saglayan bir irkin 2 cinsidirler.
Ozgurlukleri mi ?
Esittir.
Haklari mi ?
Esittir.
Sadece bunu kavrayacak bir gelenek yada kurumda degillerdir.
Turkiye'de sadece sunu kavrasak bile ne guzel durumlara geliriz ama olmuyor iste.