akıl kelimesinin kökeninden başlamak gerek bunun için:
araplar çölde yere bir kazık çakıp, develerinin arka ayaklarından birini iple bu kazığa bağlarlarmış. ip, devenin kaçamayacağı kadar kısa ama dolaşabileceği kadar uzunmuş. işte bu ipe "akl" denir arapçada.
insan zihninin bir yetisine de bu adın verilmesi, "gönüle gem vurduğu için"dir. yani akıl, gönlün emniyet sübabıdır. akılla ilgili bu kadar teknik bilgiden sonra, allah'ın kadın yada erkekleri değil de, kulları vardır. dolayısıyla, akıl konusuna cinsiyetçi bir yaklaşımla bakmak, yanıltıcıdır. ne kadınlar ne de erkekler birbirlerine göre, daha az yada daha çok akılldır. modern felsefenin tabula rasa'sı herkes için eşit şartlarda işler.
kadınlarda her ayın 1 haftası regl dönemi ile geçer. bu regl döneminin 3 gün öncesi ve sonrası da regl dönemine hazırlık ve regl dönemi sonrası sendromuyla geçirilerek bu özel günleri düz hesap 15 güne tamamlarlar. görüldüğü üzere bir ayın 15 günü hassas, sinirli, alıngan, ağlak, dikkati dağınık, bakımsız, paçoz, çirkef, ağrılı, sancılı bir şekilde geçirerek yarım akıllı olduklarını kabul etmeseler de kanıtlarlar.