kadınlar ve düğünler

entry2 galeri0
    1.
  1. "en mutlu günüm" ne kadar da yoz. işte bir kadın için kendi dudaklarından, kendi düğününün tarifi bu üç sözcüklü tamlamadır. hakeza çevredeki kadınların da düğüne bakışı budur "en mutlu günü" ama bir erkek için algı böyle olmuyor. yani o günün mutlu olunacak bir gün olmadığını söylemiyorum, hayır kastettiğim bu değil. ama bunu tanımlamak için böyle basit ve buna karşın bu derece derin bir anlamı karşılayan cümlelerimiz yok bizim. hiç bir damat veya ahbabından duymadım ben bunu.

    psikolojide filimlere ve hatta ikinci sınıf yurdum dizilerine konu olan şu "çocukluğa inmek" ve bu kasıttan imgelem ile bakarsak olaya, biz erkekler çocukken superman gibi bir süper kahraman olmayı, kadınlar ise muhteşem ve görkemli bir düğünü hayal ederler. bizim hayalimiz, yer şekimi kanunun keşfiye beraber son bulurken, kadınların bu hayali de düğün öncesinde kuaförün işini bitirdiği anda başlar kırılmaya ve sonra da kendi elleriyle kalan kısmını da parçalar kadınlar bu hayalin.

    "saçım çok kötü oldu" düşüncesinin sinir bozuculuğu, salondaki kalabalığın düşüncelerini tahmin edememenin stresi ve pistte koşuşturan küçük çocuklarla beraber(üzerine bir de düğün şarkıcılarının eşsiz performansı) o yıllarca hayali kurulan, bir güne sığdırmanın mümkün olmadığı derecede anlam yüklenmiş olan bu gün, artık ezilmiş ve kırılmış bir gün olarak tarihteki yerini almıştır bile.

    işin daha kötüsü ise şudur ki "en mutlu günüm" olarak tanımladığı ilk evlilik, düğün tarihinin üzerine ikinci, üçüncü, beşinci evlilikleri yapan ve "en mutlu günler" sahibi olan kadın sayısı da günümüz dünyasında azımsanmayacak bir oranla toplum yaşantısı içerisinde varlığını sürdürmektedir.
    2 ...
  2. 2.
  3. en kötüsüde,yıllarca o günü hayal ederek yaşamalarıdır.daha 12 yaşında başlarlar ben evlenirken şöyle olacak böyle olacak diye.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük