evrimsel olarak yaşamın iki amacı vardır. üremek(neslini, genlerini aktarmak) ve hayatta kalabilmek. erkek neslini devam edebilmek için bir dişiye ihtiyaç duyar, ve çocuklarının bakımı-büyütülmesi için yüklü bir kaynak ayırır, sorumluluk altına girer. Bunun karşılığında ise kadından yalnızca sadakat bekler. Bunun nedeni de başkalarının genleri için kıt kaynaklarını harcamamak istememesidir. Günümüz modern toplumlarında da evlilik denilen sözleşme ile taraflar birbirlerine tam da bu yüzden sadakat sözü verirler. Evlilik ise özellikle erkeği büyük bir sorumluluk altında bırakmakta ve kaynaklarının önemli bir bölümünü paylaşmasını salık vermektedir.
Kadının kocasından başka birinden çocuk yapması ise hem evrimsel içgüdülerle hemde genel insani değerlerle bağdaşmamaktadır. Erkek için kaynak israfına yol açacağı için bu durum bir nevi dolandırıcılık bile sayılabilir.
Ancak kadın evli olmadığı ve ilgili erkeğin kaynaklarını kullanmadığı müddetçe istediği kişiyle birlikte olup elbette çocuk yapabilir. Yeter ki taraflar durumun farkında olsun ve herhangi bir aldatma durumu söz konusu olmasın.
Sonuç olarak temel kıstas dürüstlük ve kaynak ilgili ilgilidir ve şeffaf olunduğu müddetçe kişisel ahlaki seçimlerin yargılanması anlamsızdır. Ancak toplumu ilgilendiren sorunlarda kişisel özgürlüğün sınırı da şüphesiz başkasının zarar görebilme ihtimali olan yerdir.
Istedikleriyle sevişebilirler. Çocuk yapmadan sevişmeyi ögrenmelidirler. Zira olduktan sonra istedikleriyle sevişemeyebilirler, zaman ayirmak zor olur.