Aslında cevabı çok basit olan ama nedense kadınların bu kendilerine ve erkeklere içinden çıkılmaz bir hal yaşattığı sorudur.
Kadınlar istediği erkeği tam olarak bilmediklerinden hiç bir erkek onları tam olarak mutlu edemez. erkekler mutlu ettiklerini zanneder ve bu koca yalana inanırlarken kadınlar hep içlerinde ömür boyu acaba..? sorusunu kendilerine sorarak geçirirler. Böylece farkında olmadan birlikteliklerine bu düşünce imzasını atar ve istekler üzerine huzursuzlukların temelide aslında kadının yaptığı tercihte yanılmış olma düşüncesine yenik düşmesidir.
Kibar olursunuz,esprili olursun zaman içinde Sen nasıl erkeksin biraz ağır ol, tart kendini derler.
Zengin olursunuz, senin paranı yiyeceğime gariban bir seyyar satıcının kuru ekmeğini yiyeydim derler,
Kıllı olursunuz, kılsız isterler,
Kılsız olursunuz babasının kıllarından gururla bahsederler sonrada aman aman sende yok böle iyi deyip ikinci golü atarlar.
MAço olursunuz, hayvan, adi, kaba derler,
Kendilerini koruyucu erkek isterler, koruyunca da aciz miyim ben beni koruma beni bunaltıyorsun artık derler.
Kıskanılınca kızar, kıskanmayınca sevmiyorsun derler.
Yanından ayrılmayan erkeği hayal edip, ayrılmayıncada sinek gibi yapışma az nefes alayım derler.
yatakta harika bir erkek hayal edip, ayın 20 günü baş ağrısı çekerler. 7 günü de karın ağrısı çekerler.
geriye kaldı 3 gün...
vs.. vs.. vs..
Nasıl olacak o zaman erkek?
e varın siz düşünün kadının nasıl erkek istediğini
özgüven sorunları olmayan,hem sevgili hem dost olabilecek ya da aşk bittikten sonra dost kalabilecek,aynı zevkleri paylaşmasa da sizinkilere saygı duyacak,ilginç uğraşları olacak,parası olmasa da kariyeri olacak(işini iyi yapsın para kazanamazsa koşullardandır kim hakettiğini alıyo ki turkiyede)iyi bir okul mezunu olsun olmasın iyi eğitilmis,temiz pak bir insan olmali, takıntılı değil,karakteri oturmuş olmalı, sabit fikirli değil,anlayışlı,sevimli,mümkünse ince uzun atletik yapılı,yalniz kalma haklarınıza saygılı kendi hayatı da olan dolayısıyla sizinkine gerektiğinden fazla ilişmeyen,seven sevilen keyif insani,ilginç, eğlenceli vs. vs. ***
(bkz: götü başı oynamasın yeter)
basit ve özetle: sevmeyi bilen erkek ister. ama o da uzun vadede işlerine pek yaramaz...
nedenlere gelecek olursak biz erkekler sevgimizi "tek noktada toplamak" konusunda kadınlar kadar yetenekli değiliz. bizim, sevmeyi bilenimiz arkadaşlarını da sever, alışkanlıklarını da sever, ailesini de sever... ve hiç bir kadın böylesine sebil bir sevgiyi kabul etmez. dolayısıyla erkeklerin, bu yönünü değiştirmeye çalışırlar. erkekler de dağılan sevgileri arasında "en çok payı olan" kadına karşı biraz imtiyazlı davranır, hayatında normalde vereceğinden daha fazla yer verir. normalden daha fazla ilgi gösterir ama onun da bir sonu vardır. çünkü amper değeri yüksek bu sevgi belli bir sürenin sonunda enerjiyi tamamen sömürür ve devrelerin yanmasına sebep olur. sonrası bilinen anlamıyla "kaçmak" olacaktır. sürüne, sürüne erkek olduğumuz gibi sürüne, sürüne kaçmak...
köpek kadar sadık, kedi kadar minnoş, boğa gibi güçlü, gerçekten gitmesini istemediği taktirde "git" dediğinde gitmeyecek, gerçekten silkelediğinde tekrar ortalıklarda görünmeyecek erkek.
mal erkek ister. istediğinde ya da sinirlendiğinde kızıp bağırıp çağırabileceği, parmağında oynatabileceği, ensesine vurup lokmasını alabileceği erkekleri sever. hele ki türk(!) kadınları.
