eğer tek taş normalde olması gerektiği gibi senin için tek olan bir insana alınsaydı o zaman bir kadın için değeri, ifade ettiği şey büyük olurdu, ama eğer sen* her yatak arkadaşına boncuk dağıtır gibi tektaş dağıtırsan * bu başlığın açılış amacı gibi kadınların manevi değeri değil de maddi değerine odaklandığını düşünürsün.
ve son olarak pırlanta sanılan kadar pahalı değil *büyüklüğüne ve karat değerine göre değişiyor... ayrıca pırlanta kesim camlar da gayet güzel duruyor.
tek taş yüzük modasını çıkartanın merak edildiği durumdur.tıpkı ugg modasını çıkartan hatun gibi.amaç nedir?gösterişmidir?yoksa bişeyden geri kalmamakmıdır?kıskançlıkmıdır?
kapitalizmin empoze ettiği; hayal alemindeki prenses ve tek olma arzusuyla yanıp tutuşan bencil, içi boş, boyalı kadın modelinin rolünün bir parçasıdır. sahnesi sahnesine batıdan ithal bir kültürdür ve klişenin verdiği güven duygusudur. kadın erkek karşısında kendini, taç takma törenindeki bir kral gibi hisseder ve ezilmişliğinin sembolüdür aslında bu. o sırada içten içe intikam alıyordur erkekten ve hükümdarlığını ilan edişidir adeta.
erkek diz çöker, kadın hollanda ineği gibi sırıtır, erkek kutuyu açar, kadın elini uzatır öeeh. karikatür müsünüz lan? bu tip kadınlar genelde, günün büyük bir bölümünü ayna karşısında histerik bir şekilde saçlarını fırçalayarak geçirir. vazgeçin artık şu hollywood menşeli yaşam tarzından.
elmas kartellerinin kadınlar üzerinden yürüttüğü pis kampanyanın derin ifadesidir. kadınlar birbiriyle her konuda yarışta olan varlıklardır. bir tanesi bir moda başlattı mı diğerleri peşinden giderler. hele bu moda pahalı bir şeyse bu bir güç gösterisi haline gelir, gelenek olarak yerleşir.
"para için değil görüntüsü çok şık, kadına yakışıyor" diyen kızlarımıza soruyorum; o elmas ucuz, çok bulunan bir şey olsaydı yine de derin anlamlar ifade edecek miydi? O elmas estetik olduğu için mi arzulanıyor yoksa diğer dişilere "bakın benim sizden daha zengin kocam var, çatlayın, patlayın" mesajı vermek için mi?
allah'ın taşına tapan kızlara bir umut kanlı elmas filmini günde beş vakit izletmek gerekir.
'bizim çocukluğumuzda beş taş vardı ne tek taşı hayatım'deyip atlatılması gereken durumdur. tek taşa aşırı dercede takılıp kalan kadınların ayağına çelme takma fikri de gayet yerindedir kanımca. kafasına bir tek taş atmaktan daha masum en azından. hem düşerken tutarsanız, bak seni kurtardım modunda gururlanabilirsiniz de. hem suçlu hem güçlü olmak gibi.
bu durumun tek taşla alakalı olduğunu pek sanmıyorum. o fiyatta en popüler yüzükler tek taşlar olduğu için adı çıkmıştır herhalde. yani bir erkek aynı fiyata gitse yakutu ya da başka değerli nesneleri barındıran bir yüzüğü alsa kadına, yine aynı tepkiyle karşılaşırdı herhalde. orda anahtar kelime tek taştan ziyade yüzük olmalıydı. nitekim kadının yüzük takması bir erkeğe olan bağlılığının simgesidir ve çoğu kadın da erkeklerin kendilerini sahiplenmesinden mutluluk duyarlar. e tabi bu simge de azıcık pahalı birşey olursa dileyin artık onlardan ne dilerseniz.
parmakta duran "şu kadarcık bir şey"'in toplumsal statü göstergesi olmasına mı yanayım; o tek taşın kanlı elmas filminde işlendiği üzere nice acılarla, nice kanlarla, nice sömürüyle geliyor olmasına mı yanayım a dostlar?
ben bir kadınım, yani başlığın yöneldiği hedef kitledeki bireylerden biriyim; benim için tek taşın derin ifadesi, derin bir tiksintidir, o kadar!*
o taşın çıkarımı sırasında kaç maden işçisinin çalışıp canını kaybettiğni düşünmeden,aslında temiz olanının bulunmasının zorluğunu bilmeden,derinliği tartışalabilecek,gösteriş meraklısı bayanın ticari ifadesidir.
kadınları bilmem ama, özellikle evli erkekler bu lafı her duyduğunda tek taş*ını kaybetmiş gibi olur, içi bürkülür, dişleri kamaş kamaş olur, kapitalizm ve reklam sektörüne bildiği bütün küfürleri savurur.
sadece manevi bir değer ifade ettiğini söyleyip, tek taştan aşağısını paha olarak kabul etmemelerine de sebebiyet veren ifadedir efendim. oldukça ironiktir. her kadın aslında bunun manevi değeri olduğunu söyler ama asla tek taşsız yaşamaz.
tek taş; servetin ve gücün tek bir kişi de, tabii ki kadının kendisinde olacağının taahhüt edilmesine işaret eder, zaten bunu yiyen kadın hemen evet! diyor, ama hiçbir şey kağıtta ve parmakta durduğu gibi durmuyor; netice de kazanan kuyumcu oluyor, kuyumcuya bunu satan aracı, aracıya pazarlayan toptancı (büyük ihtimalle yahudi bir şirket), toptancıya ulaştıran uluslararası maden şirketleri, ve falan filan kazanırken, kaybedenlerse bu halkanın en başında baldırı çıplak karnı içe çekik zavallı bir köle, diğer ucunda ise salak bir çift oluyor genellikle..