Ekseriyetle şairler erkektir. Kadınların duygularını daha çok davranışları ile ifade etmesi, her ne olursa olsun erkeklere oranla hayata daha bağlı olması etken olabilir.
Ulan divan edebiyatında erkek şairler erkek çocuklara olan aşkını anlatıyor da kadın mı anlatamayacak bana kalsa hep yazılan olsun ama yazan da olabilir.
"Ah, kimselerin vakti yok
Durup ince şeyleri anlamaya
Kalın fırçalarını kullanarak geçiyorlar
Evler çocuklar mezarlar çizerek dünyaya
Yitenler olduğu görülüyor bir türküyü açtılar mı
Bakıp kapatıyorlar
Geceye giriyor türküler ve ince şeyler
"Memelerinde biraz irin, biraz balık ve biraz gözyaşı
Bir dev oluyorsun deniz deniz deniz
sisin dere ağızlarından sokulup akşamları
Fındıklarımızı basıyor
Neyleriz kararan tomurcukları
Çocuklarımıza yalvarıyoruz: Aç durun biraz
Tecimenlere yalvarıyoruz:
Bir "Hotel" bir gizli evlenme az çiziniz
Bir banka az çiziniz bir yalvarma
Bizden size ve sizden dışardakilere
Ah, kimselerin vakti yok
Durup ince şeyleri anlamaya
Baba evleri, ilk kez girilen ırmağa dönüş
Toprağa tutku, kendinden dolayı
Kulaklarımızı tıkıyoruz: Para para para
Kulaklarımızı açıyoruz: Kavga kavga kavga
Sorar belki biri: Kavga ama neden kavga
Komşumuza sonsuz balta, karımıza yumruklar içinde
-Bilmiyoruz neden kavga.
Sonra kasabanın cezaevinde
Silgimizi göz önüne yerleştiriyoruz
Günlerimiz iterek genişletiyoruz
Yer açıyoruz karılarımızı düşünmeye
Bizsiz geçen menevşeyi düşünmeye
Durup ince şeyleri anlatmaya
Kimselerin vakti olmasa da
Okulların kadın öğretmencikleri
Tatil günlerini çoğaltsalar da
Kutsal nemiz varsa onun adına
Gözlerimiz için bağlar dokusalar da
Birikimler ve çizgiler gitgide gitgide
Açmaya ilkyaz çiçekleri
Bir gün birileri öte geçelerden
Islık çalar yanıt veririz"
Boş değildir, yorumsuz kalmayandır
Derin duygularla hislere yolculuktur, anlam
Anlama , anlamlıya en büyük misalimdir
Gizemli gözlerinden aldığım ilham
içtiğim su gibidir dudakların
Verdiği ölümsüz aşkın şerefine
Melekler imrenir , fanilerden virane
Nutkum tutulur, ruha huzur saran ellerine
Cefakâr olsun bedenim,
Kul olsun tüm derde kedere
Kalbi sana attıkça , bu beden sağlam
Sen fani isen, kulluğum bana hazine
Gözyaşlarımın tanesi yoluna düşecekse
Kör olana dek aksın acımaz zerrem
Çölde göreceğim serap sen isen
Can verene dek vatanım çöl, gelmesin kimse
Ak budur ya olmuş basit bir laf
Simana duyduğum neşem müzikal sanat
Ver yansın senin olmadığın dünya
Cihan cehennemin olsun pekâlâ
Sevi'ye ferman verir yegane gülüşlerin
Adına mühürlü kelepçe tutulur kalbe
Gözlerime parıldayan tutku dolu gözlerin
Ebedi mihrap olur doğan güneşe..
Şiirlerimden birinin yeterli olduğunu düşündüğüm konudur.
Geçti ömrüm iklimden iklime
Yuva yapıp kaç paket cigaranın bacasında
Yorgunum, kahvem çamur gibi
Batmaya da razıyım, artık beni anla
Yeter ki sen beni
Hiç yazamayacağım bir romanın kollarına atma.
Didem Madak.
Sana büyük caddelerin birinde rastlasam
Elimi uzatsan tutsam götürsem
Gözlerine baksam gözlerine, konuşmasak
Anlasan
Elimi uzatsam tutamasam
Olanca sevgimi yalnızlığımı düşünsem-hayır düşünmesem
Senin hiç haberin olmasa
Senin hiç haberin olmaz ki
Başlar biter kendi kendine o türkü
Yağmur yağar akasyalar ıslanır
Bulutlar uçuşur geceleyin
Ben yağmura deli buluta deli
Bir büyük oyun yaşamak dediğin
Beni ya sevmeli ya öldürmeli
Yitirmeli büyük yolların birinde ne varsa
Böcekler gibi başlamalı yeniden
Bu Allahsız bu yağmur işlemez karanlıkta
Yan garipliğine yürek yan
Gitti giden…
Gülten Akın.
Kimdi o kedi, zamanın
eşyayı örseleyen korkusunda
eğerek kuşları yemlerine,
bana ve suçlarıma dolanan?
Gök kaçınca üzerimizden ve
yıldız dengi çözüldüğünde
neydi yaklaşan
yanan yatağından aslanlar geçirmiş
ve gömütünün kapağı hep açık olana?
Yedi tül ardında yazgı uşağı,
görüldüğünde tek boyutlu düzlüktür o
ve bağlanmıştır körler
örümcek salyası kablolarla birbirine
sevişirken,
iskeletin sevincini aklın yangınına
döndüren, fil kuyruğu gerdanlıklarla.
Yine de, zaman kedisi
pençesi ensemde, üzünç kemiğimden
çekerken beni kendi göğüne,
bir kahkaha bölüyor dokusunu
düşler marketinin,
uyanıyorum küstah sözcüklerle:
Ey, iki adımlık yerküre
senin bütün arka bahçelerini
gördüm ben!