Ülkemizin günümüzde
hiç dinmeyen kanayan yarası. Liderler kendi götlerini pohpohlamak için yerleştirecek mabatlarını yerleştirecek taht ararlarken, ülkenin sorunlarını teğet geçiyorlar malesef.
Ülkemizin günümüzde
hiç dinmeyen kanayan yarası. Liderler kendi götlerini pohpohlamak için yerleştirecek mabatlarını yerleştirecek taht ararlarken, ülkenin sorunlarını teğet geçiyorlar malesef.
ülkemizde içinde yapmacık ve şovenist bir duyarlılık bulunduran olay.
herkes kınıyor, herkes yok efendim yapılması 'tüü kaka' diyor, bunlar için eylemlerde falan bulunuyor sonra aynı kişi kalkıp, bu şiddetin alasını yapıyor.
son olarak özgecan protestosuna katılıp ardından cansu kaya'ya aynısını yapan canilerden gördük bunu.
birinci ve kalıcı çözümü eğitim ile oluşacak iken kısa vadede etki işin yaptırımlar arttırılmalıdır.
..e SON!! sloganı ile gerçekleşen her vahşete dur demek istesekte içimizdeki canavarlara bunları anlatmak hiç kolay değil. Caydırıcı cezalar olmadığı sürecek. senelerdir üçüncü sayfa haberlinde kaybolan cinayetler, son dönemlerde gün yüzüne çıkmaya başladığında bile yokluğunu hiç hissettirmedi.
bir cani tarafından hayatımız son bulsun istemiyoruz!
cengiz han 3202359343492 kadının ırzına geçtiğine göre ? ee o saygı duymayacakta ben mi duyacam.
ha birde moğol diye biliyoruz ama yine de sen bilrsin.
--spoiler--
Kadın dövmek maalesef Türklerin Arap kültürü ile tanışmasından sonra başlamış bir olaydır. Türk kültüründe, örfünde kadın her zaman el üstünde tutulur. Cengiz Han'ın eşi için söylediği "Ben sizin Han'ınızım. Bu da benim Han'ım" sözüyle dilimize yerleşen "hanım" (Han'ım) kelimesi bile bunu gösterir. Kadın evin hanıdır...
--spoiler--
altında birinin diğerine üstünlük kurması yatıyor ayrıca ataerkil toplum şiddet eğilimini daha da fazla gösteriyor. bu erkeklerle sınırlı değil bazı toplumlarda kadınlar da ataerkildir.
türkiye' de dayak yeyince ne güzel vurdun diyen kızlar bile çıkar. yada bunu bir tür erkeğin güç gösterisi olarak algıylayıp vay be ne güçlü erkekmiş kodu mu otturuyor gibi düşünen de çıkar, buradan her şey çıkar yani.
Videosunu izledim.
dayağa karşıyız fakat bu kadın dövülür adı altında youtube'da bir videosu var açtım izledim. kadın ve kocası arasında geçen diyaloğu aktarıyorum efenim.
+bana dedi ki ben bir bucuk milyar kredi kartı çektim peki sen Sen bir milyar yedi yüz elli milyon sen , sen para çekmişsin sen bu parayı ne yaptın.???
- efenim eve gittiğim zaman her şey kapanıyor...
+ senin anan geldi getti getirdi bana verdi al bunu şunun içinde yap ki şifa olsun , ben hatta içmedim.
- bi konuşmama izin verir misin
+ palavere bırah bırah bırah bırah.
Bu konuda hiç ummadığımız ve çok yakınımızdaki insan sandığımız eşşeklerden çıkıyor caniler, malesef artık bu önüne geçilemez caniliklere adım başı rastlıyoruz artık...
çok üzücü.
27 yaşında yan ofiste çalışan 2 yıllık da olsa 2 farklı dalda 4 sene yüksek öğremin görmüş adamın savunduğu eylem.
bu zamana kadar normal bi insan gözüyle bakmıştım ona. işler değişti.
Özgecan cinayeti infaal uyandırdı duyarlılığımızı artırdı diyoruz. Herkes aynı şeyi savunup kadına şiddete hayır diyor. Fakat aynı sav üzerinden kendi dünya görüşleri çerçevesinde suçu bir başkasına atıyor. Maalesef buda fikir şiddeti kendini sorgulamayan suçu hep başkasına arayan şımarık çocuklara döndük hepimiz.
Oysaki görmemiz gereken bir gerçek var kadına şiddet bir insanlık suçu ve insanlık problemi. Kadına şiddetin tarihi 3000 yıl önceye kadar gidiyor. Buluntular erkek mumyaların kemiklerinde %9-20 kırığa rastlanırken, Kadın mumyalarda bu oranın %30-50 olduğunu göstermiştir. Eski Roma yazıtlarında erkekler kendilerinden izinsiz oyunlara katıldıkları, zina yaptıkları için eşlerini cezalandırmak, boşamak ve öldürmek hakkına sahip olduğu yazılmaktadır (Aslan 1988). Yani bu sorun yeni değil insanlığın başlangıcından beri var ve anlaşılan mağara adamlığından bir milim ilerlememişiz.
Peki, bu sorun din, dil veya ırkla mı ilgili? Hadi bu verilerde bakalım.
ABD'de her 90 saniyede bir kadın tecavüze uğruyor (ABD Adalet Bakanlığı, 2000).
Almanyada 40 bin, Fransada 500 bin kadın şiddet mağduru. ingilterede her yıl ortalama 150, isveçte ise 52 kadın dövülerek öldürülüyor. Avrupa Amerika pis tu kaka deyip islamiyetin yaşandığı idda edilen ülkeleri paklamaya çalışmıyorum sıra onlara da gelecek. iran'da bir kadın kendi tecavüzcüsünü öldürdüğü için idam edilebiliyor. Mısır tecavüz ortalamasında birinciliği elden bırakacak gibi değil, Türkiye'nin hali malum, Afrika ülkelerinde tecavüz neredeyse nefes almak kadar normal. Demek ki sorun inanç sistemleriyle, ırkla, coğrafyayla, kültürelde ilgili değil.
Maç izlemeye tribünlere gidersiniz normalde eli yüzü düzgün beyefendi görünümlü olan, iş yerinde beyefendiliği ile tanınan veya bir gazetede kadın erkek eşitliyle ilgili yazı kaleme alacak olan, almış olan veya namazında abdestinde olan cumaları kaçırmayan orucunu tutan ve bunun gibi birçok zevat başlar hep bir ağızdan tüm kadınları rencide edecek küfürlere. Ne karşı takımı kendi takımlarının karısı yapmadıkları kalır(evli bir kadın olmak kötüymüş gibi), ne maç gecesini gerdek gecesi ilan etmedikleri nede karşı takımın taraftar ve oyuncularının en kutsalına annesine küfür etmedikleri nede kadının cinsel organını kendi küfürlerine alet etmedikleri kalır sorsan bunlar adamdır.
Bu sorunun olduğu her yerde Erkek tek ortak nokta neredeyse. Çağımızın erkeklerinin mağara adamlığından kurtulamama sebebi nedir acaba? Benim ilk aklıma gelen Erkeğin ihtiyaçları konusu tutturmuşuz en aydınından en cahiline erkeğin ihtiyaçları var diye. Farkında olmadan kadına şiddete kendimiz kapı aralıyoruz. Yok, kardeşim nefes almak yemek, yemek gibi bir ihtiyaç değil. Uçkuruna sahip çıktığı için zafiyet geçirip ölen erkek daha kayıtlara geçmedi. Asıl bunu söyleyenlerin beyninde karanlık noktalar var. Erkeklere ne zaman ki hayvani duygularını törpüleye bilmeyi öğrete bilirsek bu sorundan o zaman kurtulabiliriz.
3000 yıldır başarılamamış bir şeyden bahsediyorum ama bu veriye sığınaraktan bu imkânsız diyemeyiz çabalarsak en azından bu vahşeti minimuma indirebiliriz. Tüm bu çabalara rağmen kadına şiddete başvuran taciz eden tecavüz eden sayısının 0 olacağı garanti altına alınamaz işte tam da burada suç ve ceza sistemi devreye girmeli. Tacizci afişe edilmeli mümkünse belirli bir süre kimliğinde yazmalı tacizci olduğu. iş yerinde afişe edilmeli ki bu adam görünümlü kendi içgüdülerine hâkim olamayan adama karşı herkes tedbirli olsun. Tecavüzcü ise en büyük ceza ise hatırı sayılır bir süre hapis yatması ve hadım edilmesidir diye düşünüyorum. Gelelim Özgecan örneğinde olduğu gibi hem tecavüz eden hem de masumun canına kıyana bence hem adım edilmeli hem de ibreti âlem için idam edilmeli. Diyeceksiniz ki ya kısas? Kısası hak edecek uygulayacak kadar düzgün Müslüman olalım önce.
'özgecan aslan' vahşetinin ardından 5 gün geçti. aslına bakarsanız bana daha uzun gibi geliyor. sorsanız 1 ay derim. belki medyada çok geniş yer bulması belki sokakta çok konuşulması belkide başka nedenler. olayın vehametini bir kez daha kaleme alıp kimsenin canını sıkmak istemiyorum.
bu olayla ilgili ne günlük hayatımda ne de sözlükte tek bir satır konuşmadım/yazmadım. ilk duyduğum andan itibaren sanki bir yakınımmış gibi şok durumundayım. gerek ülkemizde gerekse dünyada bu ve buna benzer bir çok olaya tanıklık ettik. fakat diğerlerinden farklı olan ne? bilemiyorum. olayın gerçekleştiği günden bu yana konuyla ilgili tek bir kelime dahi ağzıma almadım. büyük bir şaşkınlıkla olanları takip ediyorum. medyada yazılanları, sokakta, çarşıda, pazarda, iş yerinde konuşulanları dinliyorum ve bolca gazete okuyorum. kamuoyunun tepkisini içten içe izliyor, benim kadar nefret ediyorlar mı? benim gibi onlarda failleri öldürme duyugusuyla yanıp tutuşuyorlar mı? diye gözlemliyorum. garip bir ruh halindeyim. şuana kadar tek bir kelime söylememiş olmama rağmen kendimi yorgun hissediyorum. bu yaşanan olay zihnimi çok yordu. şiddetli bir üzgünlükte var sanırım. bir çok soru soruyorum kendime. mesela; bir insan insana bunu nasıl yapabilir? cevabı sapkınlık olabilir, cinsel açlık, uyuşturucu, şiddet eğilimi, eğitimsizlik vs vs.
vahşet üstü bu olay sonrası bir birey olarak ben, kadına yönelik şiddet haberleri duyunca ölüm yoksa korkmayacağım, taciz tecavüz yoksa rahatlayacağım, yakma kesme biçme yoksa mutlu olacağım. bu toplumda yaşayan ve yaşamakta olan ben, şiddeti artık çok fazla umursamayacağım düşünebiliyor musunuz? üzülmek için arayacağım kriterlere bakar mısınız? ölüm, tecavüz, yakma, kesme, işkence yoksa üzüleceğim bir neden de yok. malesef kadına şiddetin anormal bir ruh hali, gücü veya kontolü elinde bulundurma tedirginliği, erkeğin iktidar egosu olduğunu düşünmeyen biri daha var aranızda. benim o. toplum bu fikri bana enjekte etti. yaşadığım ülkenin kültürel ve ahlaki yapısı beni bu anlayışa entegre etti. şuan içinde bulunduğum ruh halinin çok berbat olduğunun farkındayım. ve buna neden olan toplumsal gerçeklikle yüz yüzeyim.
