Türkiyede kadına da erkeğe de şiddet vardır.
Gözü dönmüş adama da kadına da, nasihat kâr etmez!
Çünkü Adamlar karısından şiddet gördüğünü erkekliğe yedirip söyleyemiyor.
kadınlar ise yaygara ile mazlumları oynuyor.
imamı her ikisi de dinlemez. Bir devlet memurunu hiç dinlemezler.
evlerine gittiler mi aynı terane devam eder.
Nus ile uslanmayanı
etmeli tektir,
Tektir ile uslanmayanın hakkı kötektir.
O dayağı atacak bir devlet görevlisi de ben tanımıyorum.
Arabulucu olarak, mahallenin kabadayısını ortaya getirmek daha akıllıca olup, erkek veya kadın gık dedimi ağzının ortasına çarpmalı ve bu işe tatlı yoldan bir hüküm bulmalıdır.
kadına şiddet olayları suni gündemlerdir. memlekette sürekli kadınlara şiddet uygulanmasına karşın, bu mevzu çok stratejik dönemlerde, insanların görmemesi/duymaması/farketmemesi gereken bir şeylerin olduğu dönemlerde gündem olmaktadır. ayrıca kadına şiddet mevzusunun kökenine indiğimizde, bozulan aile yapısı, kadın-erkek ilişki biçimlerinin gayri islami yapısı, islami evlilik bilincinden yoksun olması gibi sebepleri görmekteyiz. islami bir evlilikte, koca karısını dövmez/dövemez; kadın da kocasının kendisini döveceği bir iş yapmaz. bu bir denge halidir. ancak günümüzde bu denge hali bulunmamaktadır.-istisnalar müstesna-
kaynak belirtilmemiş ama bu karar doğruysa beklenmedik partiden beklenmedik cevap diyebilirim. yazık. artık herkes bu durumun taraflı ve kadınların aleyhine değerlendirilmesini savunuyor. bu gidişle türkiye'deki kadın nüfusu sıfırlanacak. ben artık ona da olumlu bakmaya başladım. yeter ki bitsin bu ayrımcılık.