Yasalarla gerekli tedbirler alınmaz, cezaların böyle hafif kalmasına devam edilirse sıkça gördüğümüz ve ileride göreceğimiz barbarlığın daniskası. Bir hayvanın bir insana şiddet uygulaması şeklinde görülür, hatta hayvana bile hakaret sayılır. Bunu yapan insan olamaz. aynaya bakınca yüzleri de kızarmaz bunların. Şiddet yanlısı değilim ama eşek sudan gelinceye kadar döveceksin bunları. Hatta eşek geldikten sonra da dövmeye devam edilebilir.
aşağıdaki linkte görülen erkek bozuntularının yaptığı utanç verici bir durumdur. bu tür mahlukların hızla türemesi toplumun duyarsızlılığından da kaynaklanmaktadır.
bu tür durumlarda hiç olmazsa toplumsal sorumluluğumuzu yerine getirmek için ALO 183 aile, kadın, çocuk, özürlü ve sosyal hizmet danışma hattını kullanarak bu kişileri ihbar etmeliyiz.
türkiyede kadına yönelik şiddet tartışılarak girilmekte olan bir kadınlar günü daha geldi. tabi erkek tarafında uygulanan şiddet bu tartışılan. peki bütün erkekler ehlileştirilse bu şiddet bitecek, kadınlar artık rahat edeecekler mi? yoksa asıl şiddeti kadınlar kendierine mi uyguluyor? erkeklerin kendilerini meta gibi görmelerinden dem vuran kadınların kendilerini aynen ticaret metalarında olduğu gibi ambalajlayıp sokağa sürmelrinden bahsediyorum. sonra türlü bunalımlar.
alabildiğine makyajlanıp dekolteji coşturup kendilerini ucuza pazarlamaya erkekler mi zorluyor yani. hangi baba veya koca bu kadarı yetmez dekolteni daaha da abart daha gözalıcı yap makyajını der ki insan içine çıkarken. bunları yapanlar kadınların kendileri sözüm ona özgürlük namına. kendilerini köleleştiren özgürlük...
aldatan bir erkeğğin bu işi birlikte yaptığı bir kadın vardır. yani bir kadını ağlatan yine bir kadın. sonra kadınlar masuma yatarlar pozitif atrımcılık derler. kadı ile erkek eşitse pozitif ayrımcılık niye?
kadınların kendilerine uyguladıkları şiddet yanında bir de erkeğe uyguladıkları şiddet var. şunu en iyi kadınların kendileri bilirler ki keadınlar oyuncudur, yalanda ustadırlar. erkeklere verdikleri türlü eziyetlerdden sonra kadınlıklarını dokunulmazlık olarak kullanırlar.
sonuç: onurlu bir yaşamı elde etmek kadınların kendi elindedir.birbirine kötülük etmekten vazgeçmelidirler.
birincisi, kendi kaşınan kızlar acaba o kız arkadaşının ailesi biliyor mu erkek arkadaşıyla o kızın yaşadığını ve ayrıca o kız hala nasıl o şiddete karşın o evde durabiliyor.kimsesiz mi bu kız?
ikinci grup zaten erkeğin insanlığnın bittiği zamana maruz kalan kadınımız.
şimdi efendim 2 türlü olur bu aslında.
1. bedenen gelişen fakat zihinsel gelişimini geç tamamlayan erkeklerin kadına bedensel hasar vermek amacıyla uyguladığı fiil.
2. kadının bedenine değil de ruhuna,kişiliğine,şahsiyetine şiddet uygulanmaya yeltenilen durumdur.
türk toplumunun olmazsa olmazıdır, gelenektir, görenektir adettendir ki bunun için ne demiş atalarımız kadının sırtından sobayı karnından çocuğu eksik etmeyeceksin de burada soba derken ne demek istemiş atalarımız pek anlayamadım ? belki de soba derken kastedilen kadını sürekli öyle döveceksin ki sırtı hep soba gibi yansın...
dipnot:
bazı durumlarda yapana değil yaptırana bakın.
şiddet yanlış diye kadın ağzına geleni söylerse durum değişkendir.
anında mekan değiştirilmelidir..
ben bu tanımı eksik, daha doğrusu fazla buluyorum.
sorunlara çözüm ararken, temeline inmek daha doğru olmaz mı?
sadece kadına yönelik şiddet demek, yeterli midir? yani, erkeğe yönelik şiddet ayrı bir sorun mudur? bence değildir..
sorunumuz kadına yönelik şiddet değil, şiddet olmalıdır.
bakış açımızı daraltmak, sorunu ortadan kaldırmayacaktır.
şiddeti sadece kadın merkezli tartışmak, köprü yapmak yerine her arabayı vinçle taşımak gibi geliyor bana.
türkiye'de diğer ülkelerden daha fazla görülmesine ve hemen her ailede yaşanmasına rağmen karşılığı olan cezanın pek de caydırıcı olmadığı ve bizzat şiddeti yaşayan toplum tarafından görmezden gelindiği suç türü. pozitif ayrımcılık dendiğinde kadınların eğitim, kariyer, yönetim haklarından malesef daha önce akla gelen çözülemeyen sorun, kanayan yara, ayıp, yüz karası.
kötüdür hem de ço kötüdür. basit bir olay değildir. kadın, toplumun temel taşlarından biridir. 'ana' kimliğinden ötürü kadın gelecektir. şiddetten daha da kötüsü kadınların şiddete alışması, ses çıkaramaması, devletin yeterince kadına sahip çıkamamasıdır. şiddete ses çıkaramayan, 'kocamdır vurur' diyen kadının yetiştereceği çocuk da ilerde baş kaldıramayacak. her baş kaldırdığında anası gibi ezileceğini bilecek. yürekli olamayacak. kadına şiddet uygulamak, onu bastırmak geleceği ciddi anlamda etkileyecektir. şiddetin temelinde eğer kadın çalışıyorsa maaşı, vazifesi, iş saatleri, çalışma arkadaşları gibi faktörler vardır. çünkü erkekten yüksek maaş alamaz, ondan geç eve gelemez ve erkek iş arkadaşları olamaz. eğer çalışmayıp evde oturan bir kadınsa da uçan kuş bile dayak sebebi olabilir. şiddetin kaynağı çoktur ve her neden zincirleme birbirine bağlıdır. sürekli konuşulan ama bir türlü istenilen amaçları ulaşılamayan bu konuda elimi taşın altına sokmak istedim. bitirme tezimde bu konuyu 'kadına yönelik aile içi şiddet araştırması' dahilinde ele alıp nedenlerini, demografik özelliklerini sıralayıp sosyal politikalar üretmeye çalışacağız. umarım faydası olur.
kültür seviyesiyle alakalı olmayan tamamen ruhsal yönden hastalıklı insanların başının altından çıkan acizlik ,şerefsizliktir!!! iki üniversite bitirmiş şerefsizlerde bulunmaktadır kadına el kaldıran hatta agzını burnunu kıran sırf istedikleri olmuyor diye.bunun okulla kariyerle alakası yoktur . yaptıktan sonra pişmanda olur bunlar ama işte bir kere böylesine caniliği yapan asla uslanmaz birdaha birdaha yapar eğer kadın kanarsa yalanlarına. bu insanlar sorunlu insanlardır . ciddi şekilde destek almaları lazımdır.