kadına yönelik şiddet bu ülkenin terörle kafa kafaya götürdüğü en büyük suç aslında. gerçi suç olarak pek kanunlarda yer almıyor.
karakolda kameraları görüp pişkin pişkin sırıtarak bir yandan da kadın döven polisler mi dersiniz, kocasından tehdit alıp savcılıktan koruma talep edip reddedilen ve ertesi gün sokak ortasında öldürülen mi dersiniz...
hepsi var bu ülkede. sorun şiddetin oluşmasında değil. sorun göz göre göre ona izin vermemizde. yasalarla sorunu kalıcı olarak bitirmeye çalışmamamızda, duyarsız olmamızda aslıda.
suç duyurusunu yapmış bir kadına koruma vermek bu kadar mı zor? siyasetçilerin peşlerinden koşan koruma sürülerinden bir kişi eksilmesi, bir amaç uğruna görevlendirilmesi bukadar mı zor?
ülkemizde sadece 2012 yılı eylül ayında 13 kadın öldürüldü, 12 kadın tecavüze uğradı, 16 kadın yaralandı, dokuz kadın taciz edildi. bu bilgiler kamuoyuna yansıyan, haberlerde çıkan, gözümüzün önündeki bilgiler.
ya diğerleri?
tehdit alanlar?
korkanlar?
baskı altında olanlar?
hiç haberimiz bile yok...
olsada zaten alışkanlıktan olsa gerek gereken ilgiyi, tepkiyi göstermiyoruz.
--biraz istatistik--
öncelikle araştırmaların bazıları yeni bazıları eski onu bildirmek isterim. zaten sorun giderilmekten çok dahada büyüyor, bunun eskisi yenisi farketmiyor diye düşünüyorum.
birleşmiş milletler raporunda yazanlar ise türkiye'nin uluslararası platformdaki şiddet durumunu ortaya koyuyor.
rapordan birkaç parça notu paylaşayım.
-kadınların en çok şiddete uğradıkları yerin ev alanı olduğu yazıyor.
-ev içi şiddet, kadınlar tarafından da aile hayatının doğal bir parçası olarak görülmeye devam etmektedir.
-1259 kadının katıldığı araştırma kadınların yüzde 88.2sinin şiddet ortamında yaşadığını ve yüzde 68inin kocası tarafından dövüldüğünü göstermektedir.
-emniyet genel müdürlüğü tarafından yapılan bir araştırmaya göre, polisin yetki bölgesinde olan ve 2000-2006 yılları arasında gerçekleşen 1091 töre cinayetinde, toplam 1190 kurbanın 480'ini kadın, 710'unu erkektir. cinayetlerin üçte birinin namusla ilgili, diğer üçte birinin aileler arası çatışmalarla ilgili ve yüzde onunun kan davası olduğu ve geri kalan vakaların çoğunun tecavüz, görücü usulü evlilikler hakkındaki anlaşmazlıklar kaynaklandığı belirtilmiştir.
biraz uzun bir yazı oldu. olabildiğince konu hakkındaki raporlardan özet aktarmaya çalıştım. her ay en az 30-40 kadının* zarar gördüğü bir ülkede ve gerekli ilgiyi göstermeyen duyarlılığın zayıf olduğu bir toplumdayız. bilgilenmek önemli.
Ülkemizin bir türlü bitmek bilmeyen, en büyük sorunlarından biridir. ülkemizde yaşayan kadınların büyük bir kısmı kocasının ya da sevgilisinin fiziksel, psikolojik, ekonomik, sözel veya cinsel şiddetlerine maruz kalmakta. uzun yıllardır bir çok dernek ve kuruluş kadına şiddete dur demek için çabalamakta fakat buna rağmen kadına yönelik şiddet bitmemiş daha da artmıştır. kadına yönelik şiddete karşı kurulan kuruluşların da görevlerini tam anlamıyla yerine getirdiklerini düşünmüyorum o da bir başka konu. insani değerlerini kaybetmiş bu kişiler eşlerini hor görüyor, dövüyor ve tehdit ediyorlar hatta bununlada yetinmeyip eşlerini öldürenleri bile var. kendi egemenliğini sağlamak için bu şiddeti uygulayan yobaz insanların ülkemizde ceza almamalarıda akıllara durgunluk veriyor. Bu aciz insanlara kimin ne zaman ceza vereceğini gerçekten merak ediyorum. Gücü bir tek kadına yeten bu insan dışı varlıklara sayfalarca entry girsem bile sinirlerim yatışmaz. bizde böyle yobaz insanlar tarafından şiddete maruz kalmamak için şimdiden tepkimizi göstermeliyiz. susmak bu aciz insanları daha da cesaretlendiriyor. Bu ülke güçlünün güçsüzü ezmesine ne zaman dur diyecek gerçektende merak ediyorum.
Aciz insanların yaptığı bir eylemdir. Dışarıya karşı namus namus diye karısını kızını koruyanlar içeride yapmadığı hayvanlık kalmıyor. yazık günah be kardeşim kadınlar bizim her şeyimizdir onlar olmadan bu düzen olmaz. hangi varlık 24 saat ailesine hizmet eder ve sesi çıkmaz ya böyle bir şey var mı yemez yedirir içmez içirir giymez giydirir lan sen gel birde bunun üstüne kadına şiddet uygularsın akla mantığa uyar mı? Kadınlar kutsaldır.
uygulayan asla daha önce kimseye uygulamamıştır, şiddeti hiç sevmez kadına el kalkmaz tezi savunucusudur annesi de bi kadındır hep örneğidir.bunun arkasına sığınır, big big big bu şekilde devam eder..nedense hep bir nedeni vardır ve bu neden sonucu şiddet değildir o. elim, kolum oraya doğru gitti bi keredir.acizliktir efendim acizliğidir.
şimdi tamam kadına şiddet kötü bir şey. bu hadise günümüzün tartışılmaz gerçeği olduğu gibi, es geçilen bir konu var.
bakınız, yakın tarihi göz önüne aldığımızda, kadının şiddet görmesinden dolayı haklı bir taraflılığımız söz konusu. fakat gözden kaçan ve de çifte standartı doğuran bir şey de erkeğe şiddet uygulamak.
en az 24290873593 tane filmde erkeğe tokat atan kadın sahnesine yer verilmiştir. ve kadına şiddete hayır diye çemkiren 12349786239846 tane kadının en az yarısı da bir erkeğe tokat atmış, %95'i de erkeğe atılan tokatın meşruluğuna inanmaktadır.
yalan mı?
erkek aldattı. ve siz (kadınlar) buna şahitlik ettiniz, yahut bu bilgiye haiz oldunuz. bundan dolayı sevgilinizeeşinize tokat attınız. kim yadırgar bu eylemi? söyleyim; neredeyse kime. çünkü inceden inceye bilincimize yerleştirilmiştir kadının uyguladığı şiddet. bir şekilde meşruluk kazanmıştır.
"ama o alt tarafı bir tokat" diye düşünenler; fiziksel saldırının nereden sonra şiddete girdiği konusunda bana örneklerini sunsunlar. ("örn.; 1 tokat: meşru, 2 tokat 1 döner tekme: şiddet, 2 tokat 1 diz darbesi 1 pilav üstü döner: sünnet düğünü" gibi)
kadın-erkek eşitliğinde de 155 ülke arasında 125.sırada mıydık neydik zaten. bir an önce hak ettiğimiz sıraya ulaşmamız lazım vesselam. bunun için en etkili, en ilkel yolumuz olan kadına şiddetin dibine vurmalıyız efenim.
--spoiler--
Hz. Ömer anlatiyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Erkege, hanimini ne sebeple dövdügü sorulmaz." Ebu Davud, Nikah 43, (2147).
--spoiler--
sevişme esnasında az miktarda ise cinsel isteği kamçılamak içindir. fakat sex amacı olmayan bir esnada kullanılıyor ise acizlikten başka bir şey değildir.
şiddet in her türlüsü yanlıştır.Sadece erkeğin kadına yaptıgı şiddet değil, kadının çocuguna, kadının erkeğe, insanın hayvana son olarak insanın insana yaptığı siddet de yanlıştır.
Ayrıca kadının erkeğe yaptığı psikojik şiddet ise kesinlikle yanlıştır ve kınanasıdır.
akp iktidarı süresince yüzde bindörtyüz artmış bulunandır.
hayır, yanlış yazmadım. artık her üç kadından biri değil, iki kadından biri şiddet görüyor diyebiliyoruz.
tıpkı iki kişiden birinin akp'ye oy verdiğini söyleyebildiğimiz gibi...
insan disiliktir, acizliktir, goz yumulandir. kadinlar tarafindan bile ustu ortulmeye calisilandir. sinir, kisi tanimayandir. her yerde her kadinin basina gelme olasiligi yuksek olandir. en acisi normal karsilanandir, karsi cikilmasi gerekendir.
"kadına uygulanabilecek en güzel şiddet; onu şiddetlice sevmektir" lafı kadar yavşakça bişey görmedim. ne zaman bu tarz romantik rumuntuk ifadeler okusam kendimi sulu pekmezi kola niyetine içen saf veletlerden biri gibi hissederim.
bence öncelikli olarak, "kadına yönelik şiddetli yavşaklık" problemi üzerinde durulmalı.
