kadın şairlerimizin şiirleri

entry12 galeri0
    1.
  1. Bir hikayemiz var mı?

    (bence var.../ yoksa bu hasret neden tüter...)
    imgelerin izdüşümünde dansa kaldır beni
    uyuklayan bedenimi uyandır
    yüreğimi uçuklatan satırlarına sarıldım
    hadi beni yeniden kandır

    hala çocuğum sevdalarda
    yalpalayarak yürürsem yüreğinde,
    ayağım takılıp da düştüğümde adını sayıklarsam,
    mimiklerim çıldırırsa seni görünce,
    beni bağışla
    her şeyin sebebi hasretindendir

    hangi geceydi,
    her gece miydi susuzluğum sarılmalara...
    gökten üç elme düştüğünde,
    biri de bana değmiş miydi...
    kaç yaşında fark ettim
    unuttum
    hatırladım kadın olduğumu...
    hangi şarkı kesti göbek bağımı,
    bağladı beni hayata...
    beni bu soruların cevaplarından tutar mısın...

    gecenin bilmem kaçı
    aklımın kaçışı
    sorgu sual dinlemiyor saatler
    önce hangimizin yüreğinde yıldız kaydı...

    tuttuğum dileklerde unuttum kayıplarımı
    kime baksam üzgün
    ağlamaklı
    yaralı
    haydi gel
    şu uzaklığın kopçasını tek bir hareketle çıkart üzerimden
    şehveti bir bıçak gibi sapladım bedenime
    göğüslerim değil,
    yüreğim dirileşiyor
    sana öyle bakma demiştim,
    beynim tahrik oluyor

    zaten kandıramadım geceyi
    gündüzün koynuna girmek için hızla geçiyor
    gecelelerde benim gibi sevgilim
    sabırsız
    isyankar
    laf dinlemez
    işin ucunda sevda olunca,
    saatleri bile saymıyor...


    ama sen.../...bir hüzzam makamında uyut beni
    adını sayıklayan dudaklarımı ıslat
    gözlerimi güldüren renkli düşlerine sarıldım
    haydi.../...bana hikayemizi anlat

    Pelin Onay
    2 ...
  2. 2.
  3. Kim Olduğumu Henüz Bilmiyorsun

    Cüneyt Ayral'a

    kim olduğumu henüz bilmiyorsun
    kendini yaralamış biri
    yaşamını ikiye bölmüş
    ..........
    ..........



    Lale Müldür
    2 ...
  4. 3.
  5. düşü ne biliyorum

    kimdi o kedi, zamanın
    eşyayı örseleyen korkusunda
    eğerek kuşları yemlerine,
    bana ve suçlarıma dolanan?

    gök kaçınca üzerimizden ve
    yıldız dengi çözüldüğünde
    neydi yaklaşan
    yanan yatağından aslanlar geçirmiş
    ve gömütünün kapağı hep açık olana?

    yedi tül ardında yazgı uşağı,
    görüldüğünde tek boyutlu düzlüktür o
    ve bağlanmıştır körler
    örümcek salyası kablolarla birbirine
    sevişirken,
    iskeletin sevincini aklın yangınına
    döndüren, fil kuyruğu gerdanlıklarla.

    yine de, zaman kedisi
    pençesi ensemde, üzünç kemiğimden
    çekerken beni kendi göğüne,
    bir kahkaha bölüyor dokusunu

    düşler marketinin,

    uyanıyorum küstah sözcüklerle:
    ey, iki adımlık yerküre
    senin bütün arka bahçelerini
    gördüm ben!

    nilgün marmara
    2 ...
  6. 4.
  7. zamanında hiç anlaşılmamış şiirlerdir; pek çok kadın şairimiz edebiyat çevrelerinden dışlanmış ve ne yazık ki hak ettikleri değeri ve saygıyı ancak ölümlerinden sonra görebilmişlerdir...
    1 ...
  8. 5.
  9. yontusal bir dinginlikle sıralarım
    sözcüklerimi vasat bir yere
    bu duyumlanmaz imgeleme -
    taşkınlıktan ırak mı ırak

    ah! ya benim ele geçirilemez coşkularım
    varolamamış henüz
    biçimleyemediğim
    neredesiniz siz ey bilinçsizliğin bilinçleri
    varılamaz yengisinden sonra
    ulaşılır esriklik alanları?

    bir uçuş diliyorum salt kanat
    gökyüzünün üçgen bir köşesinde,
    bir tozlaşma... miriabilis bir jalapa'da
    görsün her gözenek ait bana
    süresiz dolun ve sonsuz bir ay
    patlaması tüm içkinliğimde

    bildiğimi biliyorum çemberimi
    yarıçapları oturtsam bir kez özeğe -
    ve eğretilikten arınmış parçacıkların
    uyumsuz hiçbir üstüstelenişi düşünülemez

    bu uyumlar elaçıklığıyla ulaşacak hep
    çembere...

    kuşkusuz mu?

    (bkz: nilgün marmara)
    2 ...
  10. 6.
  11. Şimdi'nin bedeni yok,
    Yontuyor geçmiş bilgisiyle
    gelecek belki olur diye taşı,
    taşını kokluyor
    yontu dağılıyor...

    Şimdi'si yitik
    bundan boyuyor
    boyuyor evine aldığı
    ağacın üzerine tüneyip
    duvarını, tavanını, geçmişi
    ve geleceği ve her yanını;
    dal kırılıyor...

    Şimdi'si yitik
    diziyor diziyor notalarını,
    göğe ışık üzerine boncuklarını,
    ucuza getiriyor varlığını
    sonsuzun sessizliğiyle
    sonlunun gürültüsü arasında,
    O bitirince kıyısında gezindiği
    yol çöküyor...

    Şimdi'si yitik
    bundan yazıyor
    yazıyor enine boyuna
    içini ve dışını ve yeri
    ve göğü ve suyu,
    bindiği kadırga
    o inince batıyor

    (bkz: nilgün marmara)
    2 ...
  12. 7.
  13. feryad ki feryadıma imdad edecek yok
    efsûs ki gamden beni azad edecek yok
    tesir-i muhabbetle yıkılmış güzel emma
    virane dili bir daha bad edecek yok.

    kes, varsa alkan bana ey tali-i dunum
    sen var iken alemde beni yad edecek yok
    hakkile bilir zari gönül halet-i aşkı
    mahirdir o fende anı üstad edecek yok

    yareb ne içün zari nigar şu cihanda
    naşad edecek çoksa da bir şad edecek yok

    şair nigar hanım
    1 ...
  14. 8.
  15. Kuğuların ölüm öncesi ezgileri şiirlerim,
    Yalpalayan hayatımın kara çarşaflı
    bekçi gizleri.

    Ne zamandır ertelediğim her acı,
    Çıt çıkarıyor artık, başlıyor yeni bir ezgi,
    -bu şiir -
    Sendelerken yaşamım ve bilinmez yönlerim,
    Dost kalmak zorunda bana ve
    sizlere!

    Çünkü saldırgan olandan kopmuştur o,
    uykusunu bölen derin arzudan.
    Büyüsünü bir içtenlikten alırsa
    Kendi saf şiddetini yaşar artık,
    -bu şiir -
    Kuramadığım güzelliklerin sessiz görünümü,
    ulaşılamayanın boyun eğen yansısı,
    Sevda ile seslenir sizlere!

    (bkz: nilgün marmara)
    2 ...
  16. 9.
  17. ismet özel'in tabiriyle: Kadın şairler aşktan bahsettikleri zaman/ Mangalın küle mahcubiyeti artar..
    2 ...
  18. 10.
  19. zeybek

    `kelepçeyi yüreğinde taşıyanlara inat
    kelepçem bırakmıyor ki zeybek oynayayım` diyenlere

    dışarda fırtına yüklü havalar
    rüzgar nasıl nasıl esiyor canım
    başımın üstünde bahar çağrısı
    sevdaya benzer çılgın bulutlar
    birde bizim şu erkenci kuşlar
    yare selam edin olur mu dostlar

    özlem gözlerinde uzak yıldızlar
    ellerini tutamam tel örgüler var
    kavga büyütülmüş sevgilerdeyiz
    kelepçem bırakmasın gülüm ne çıkar
    bu yürek seninle bin zeybek oynar

    kutsiye bozoklar
    1 ...
  20. 11.
  21. KESTiM KARA SAÇLARIMI

    Uzaktı dön yakındı dön çevreydi dön
    Yasaktı yasaydı töreydi dön
    içinde dışında yanında değilim
    içim ayıp dışım geçim sol yanım sevgi
    Bu nasıl yaşamaydı dön

    Onlarsız olmazdı, taşımam gerekti, kullanmam gerekti

    Tutsak ve kibirli -ne gülünç-
    Gözleri gittikçe iri gittikçe çekilmez
    içimde gittikçe bunaltı gittikçe bunaltı
    Gittim geldim kara saçlarımı öylece buldum

    Kestim kara saçlarımı n'olacak şimdi
    Bir şeycik olmadı - Deneyin lütfen -
    Aydınlığım deliyim rüzgârlıyım
    Günaydın kaysıyı sallayan yele
    Kurtulan dirilen kişiye günaydın

    Şimdi şaşıyorum bir toplu iğneyi
    Bir yaşantı ile karşılayanlara
    Gittim geldim kara saçlarımdan kurtuldum

    Gülten AKIN
    1 ...
  22. 12.
  23. belkide en güzeli:

    Körleşme
    Körleşme diyor telefondaki ses
    bakmadan yürüyüp gidiyoruz
    ırmak yanımızdan akıyor,
    dağıttığımız, boşa gittiğini sandığımız
    sözcükleri bir bir derleyerek
    birgün yeni bir yatak
    açmak için kendine
    umutlanıyoruz
    büyücü değiliz,
    bir solukta
    değiştiremiyoruz
    akarken akarken yanımızdan
    ırmak değiştirir umuyoruz
    Körleşme; diyor telefon
    gözlerimiz:
    ortaya anılar atıyoruz
    insanlar mı kuzular mı
    seçilemiyoruz
    ırmak yanımızdan akıyor
    yatağını zorlayarak, yıkarak bazan
    bakmadan geçip gittiğimiz
    o sislerin pusların içindeki: ah
    geri dönüşlerle yürüyor kimimiz
    düşleri azaldıkça anıları artıyor
    onlar bizim delilerimiz mi
    kilitleyip unutuyoruz.
    durmadan unutmak unutmak unutmak
    teselli. kendimizi koyuveriyoruz
    'Hiçbir şey kaybolmaz'; diyoruz.
    hâlâ körleşmeden söz ediyor telefondaki
    o da susar büsbütün
    lâl-ü ebkem kalırız.

    gülten akın
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük