kadınlar kedi gibidir.
1- kimi fabrika ayarları milletine ırkına kültürüne bakmadan aynıdır. hemen her milletten kadınla tanıştım gördüğüm bu (her milletten hatunla çıktım, ziktim demiyom, tanıştım diyorum sadece)
2- ama bir yandan da tıpkı kediler gibi her biri ayrıdır.
birinciyi yakalarsan bir kediye nasıl bakılacağını öğrenmiş gibi olursun. kedin olur farz et. yani bir kedi ne sever ne ister ne yaparsan cırmalar...ne yaparsan gider halının orta yerine sıçar falan.
ikinciyi öğrenmek vakit alır. onun da bir formülü yoktur. senin kedileri, kedini ne kadar sevdiğine bağlı.
o sevgin ölçüsünde ilgilenir, mutlu etmeye, tanımaya çalışırsın.
kadından kadına farkeder. çünkü kadınlar hakikaten çok değişikler.kimisi anne olmak için doğmuştur kimisi sabah akşam içip gezip eğlenmek için doğmuştur kimi erkeğini değerli hissettirir kimi ise bir okadar değersiz hissettirir. kimi çok iyidir şefkatli ve merhametlidir kimsi ise bir okadar gaddaaar cani ve kötüdür.
fazla ya da az değişkendir ama mutlaka değişkenlik mevcuttur. sizin bu ruhsal olgu ile iletişiminizin başarısı değişkenliği ne kadar tolare edebildiğinize bağlıdır. mesela benim sabırlı bir yapım olmasına rağmen fazla değişkenliği pek kaldıramıyorum, bir süre sonra kaçasım geliyor bu tip kişiliklerden.
sana ihtiyacı olduğunda sezip okşaman gereken ruh. unutursan yatakta istediğin kadar usta ol, bir sabah uyandığında yanındaki boş yastığa bakakalırsın.
Kadın ruhu döviz bürosu gibidir. Bir anda tak diye havaya kalkar bir ejderha gibi tarumar eder her yeri bir anda tak diye düşer yavru kediden daha sevimli olurlar.
Overrated ve edilgen ruh. Erkeği salt güç ve sığınacağı liman olarak görür. Daha iyisini, sağlamını bulduğu anda ona gider. Zerre acımaz, geride ne bıraktığını, nasıl bir yıkıma sebep olduğunu düşünmez. yapı olarak mantık, rasyonel düşünme gibi hasletler yoktur kadında. Duygularıyla hareket eder ve bunları kendince rasyonelize etmeye çalışır. "Serkanı bana çiçek almadığı için terk ettim" Hayır, onun artık yeterince sağlam bir erkek olmadığına kanaat getirdiğin ve ondan daha sağlamını bulduğun için terk ettin. Yalan, dolan, sinsilik, çıkarcılıktır kadın ruhunun temeli. O uğruna şiirler yazılan sevgisi, merhameti sadece çocuğuna geçerlidir. O şairler annelerine yazıyorlar o şiirleri aslında. işte böyle arkadaşlar.
zalimdir.
kadınlarla ilgili çok fazla yakıştırma yapıyoruz biz erkekler olarak:
şefkatli, sevecen, duygusal, a, b, c... bu böyle gider. bunların hiçbiri doğru değil. kadınlar fiziken mükemmel canlılar. güzel bir köpek yavrusu videosunu 1 dakika izleriz ama güzel bir kadının yüzüne bir ömür bakarız. işte bu bizi kör ediyor. görünüşlerindeki o incelik, o güzellik bizi ruhlarında da o güzelliği taşıdıkları düşüncesine itiyor.
yanılıyoruz. yanılıyorsunuz.
şefkat, merhamet, duygusallık erkeklerin hisleridir. kadın güzellemesi yapan arkadaşlar umarım bu gerçekle hiç karşılaşmazlar.
meraklı, subjektif, temkinli olunmayı gerektiren güçlü ruhdur. senle ilgili ayrıntıları senden daha iyi bilebilir. bi de sağı solu belli olmaz bunların. kindar ve acımasız olurlar çoğu zaman. o bakımdan tedbiri hiç bi zaman elden bırakmamak gerekir. nihayetinde egemen olunduğunda çok faydalı, kontrolden çıktığında ise çok zararlı olabilirler.
öyle ilginç, karmaşık, vay efendim termodinamiğin ikinci Yasası falan değildir. Bu abartılar sadece günümüz, modern(?) dünyasında kadınlara itelenmiş kalıplardır.
Kadın ruhu. Biraz açabilir miyiz? Hmm. Demek öyle. Hmm. Demek karışık ve anlaşılması zor. Hmm. Anlıyorum efendim. Evet.
Bakınız, kadınlar bu dünya üzerinde erkeklerle birlikte insan evladının ilk oluştuğu günden beridir yaşıyorlar. Fakat nedense bu kadın ruhu olayı son yıllarda öyle bir patlıyor ki, sanırsın 46 kromozom sahibi xx insanı değil de adeta bir übermensch.
işte ince, kırılgan, amanın minnak kedi can meselesi de bunun bir sonucu. Avcı-toplayıcı yaşantımızda kadınlar yok muydu? Vardı. O zamanki insanlar da homo sapiens türüne mi aitti? Evet. Yahu, ay ruhum daraliye yea deyip de mağarasında kocişkosundan Mamutun butunu özel olarak isteyen kadınlar mıydı peki bunlar? Aksine, hayatın içinde her türlü kapışma ile canlı kalmaya çalışıyorlardı. incelediğim yerden koparım gibi bir düşünceleri, komşunun herifi ona Çiçek almış öküz gibi fikirleri de yoktu.
Neyse. Uzun saçmaladım. Ellerimde çiçekler, kapında sırılsıklam. Ruhunu yidiğim.
Arkadaşım, biz sizi biliriz, siz bizi bilirsiniz. Şu gezegende sadece üreyip duruyoruz. Yapmayın.