"kadın programları" olarak nitelendirilmelerine rağmen eli aylak erkeklerinde birebir iştiraki ile gerçekleşebilen topluma mal olmuş tv kanallarının gündüz kuşaklarını koparmak adına yaptıkları zaman zaman kontrolden çıkabilen genel sosyal yaşantıya tezahür eden programlardır.
--spoiler--
o beni sikti, diğeri domalttı, eniştem videoya alıyodu görüntüleri.
tam o sıra ilkokul arkadaşım geldi, o da yengemi seviyordu.
tam o ara ikisi sevişmeye başladı sonra hepimiz tren yaptık ve titreyerek boşaldık.
insanı, memleketin halini düşünmeye iten programlardır. kadınlarımız ne ara bu kadar boş kaldı da, boş işlerle uğraşır oldu. bizim annelerimiz evde de otursalar, her zaman oyalanacak bir şeyler bulurdu. ama son dönemde gördüğüm kadarıyla evde oturan kadınlarımızın buldukları şeyler, gereksiz dedikodular, aile içi geçimsizlikler ve koca. tabi ki kadın programları, evlilik programları sayesinde.
ve günümüz programlarını izleyince anlıyorum ki, bu zamanın kadınları gerçekten kadın değil. ya da annelerimiz kadın değil de daha üstünde bireyler. karar veremedim.
gerizekalılar ve manyaklar için yapılmış, mallar için kurgulanmış, memleketteki ruh hastası kadınların alayı davet edilmiş gereksiz programlar. (bkz: kadın dergileri)
hiç izlemediğim asla izlemeyeceğim, zaten anlayamadığım kadınlarla ilgili o kadar program? algılayamadığım yegane yaratılmış olanlarla ilgili bir sürü saçmalık,zayıflık bencillik belirtisi gösteren programlar...
hafta içi evde kalma gafletinde bulunan bünyelerin beynini siken programlardır. gerekli bence, kadınlarımıza meşgale sonuçta. ama bize göre değil, bizim için değil..
kadınları boş şeylerle oyalayan, düşünmelerini değil sadece izlemelerini amaç edinmiş programlar. düşünemesinler, bi beyinleri olmasın mantığıyla hazırlanmış klişeleşmiş şeydir.
boş televizyonun boş dünyasından biridir. kanayan yara olarak da nitelendirilebilir. dedikodu olayının nerelre kadar uzanabiliceğinin bir göstergesidir. zaten bu sayede asıl gündemde olması gereken herşey bir kenara atılır. insanlarn kafasını öyle boş şeylere yormamaları için kısacası düşünmemelerini sağlamak için yapılan tuzaklardan birisidir.
illa bir tane seyirci teyzenin yorum yapmasına izin verilir.teyzeciğimiz de kendine önemli bir hak veriliyormuşçasına aslan kesilir. birde garip garip teyzeler vardır beline parlak birşeyler takıp kendinen geçercesine oynayan. kadın programlarının bir vazgeçilmezi de erkek seyirci sayısının çoğunluğudur.
esra ceyhan gibi bir fenomen yaratmış olan programlardır.
şimdi aynı yolda müge anlı ilerlemektedir.
hayretle takip edenleri, hayretle takip etmekteyiz.
saçma dormattaki programlardir.
şöyleki;
--bune lan--
-özgürcüm 4 dk miz var çabuk anlat.
+tmm ebru hanim
+ben karim için 2 kere intar ettim onu cok seviyorum
+asla ayrilmak istemiyorum*
+ben onu bu kadar çok severken onun beni istememesini hazmedemiyorum.
-tmm özgürcüm süremiz bitti yarin bir başka konuyla sizlerle olacaz efendim *
ve herkesin oynadiği, oynak bir müzik eşliğinde programin kapanişi,
--bune lan--
fantastik türkücü konukları olan programlar. aslında bu süpersonik türkücüler için başlık açmak istemiştim, lakin sıçırmaktan korktum. şöyle anlatayım efem: uzun süredir ortalarda olmayan, sesi soluğu çıkmayan, 50 yaş üzeri bir türkücü abi yayına konuk olur. siz ekran başında bu zatın kim olduğunu çıkarmaya çalışırsınız, amma velakin program sunucusuyla o kadar samimidir ki sanırsınız askerlik arkadaşları, sunucunun "ah hilmi abiyle biz şurada birlikte çalışmıştık değil mi hilmi abi ay o kadar oldu mu yahu?" cümlelerine anlam veremezsiniz. tabii bu sırada, programın diğer konukları da yerlerini almışlardır. eşşekkle bile ilişkiye girebilen ama bütün çalışmalara rağmen bir türlü kendi eşiyle ilişkiye giremeyen bir adam ve dertli eşi ve onların dertlerine derman olmak için yanıp tutuşan, istanbulun türlü kenar mahallelerinden itinayla toplanmış ev hanımları stüdyonun farklı yerlerine serpiştirilmiştir. neyse efenim konumuz bu değil, türkücü konuğu anlatacaktım ben. şimdi, programın bir yerinde telefonla bir teyze bağlanır ve gelininin ona türlü işkencelerle dünyayı dar ettiğini anlatır. stüdyoda hararetli bir tartışma başlar, herkes teyzeye akıl verir, millet birbirine girer falan. tam telefondaki teyze yeniden konuşmaya başlayıp, "gelinim.." dediği anda o ana kadar köşesinde sus pus oturan türkücü konuk, orkestraya ufak bir göz işareti yapar ve birden " gelini, geliniiii, türkmen geliğniiii" diye türkü söylemeye başlar. ortam bir anda durulur, alkışlar eşliğinde tempo tutulur. ya da ne bileyim, kzına koca arayan başka bir teyze konuk olmuştur programa, telefonla bağlanan talipleri dinlemektedir. tam telefondaki taliplerden biri, "şöyle mayış alıyorum, burda kendime ait gecekondum var" diye söze girdiği anda türkücü konuk, orkestraya yine işaret verir ve birden "çahmak çahmayya gelidikk, gızın alımaya geildiikk, vıy vıy" diye çığırmaya başlar. herkes sahneye doluşup göbecik atmaya başlar. işte ben bu her sözcük sonunda, en olmadık anda zart diye türkü okumaya başlayan bu konukları anlayamadım arkadaş, bambaşkalar.
