hemen hemen her özel televizyonun sabah ve öğlen vakitlerini popüler dedikoduculara ayırdığı programlardır.(bkz: kadın programına katıldığı için annesini vuran genç)
kadınlara yönelik olduğu zannedilen dizidir. zannedilen diyorum çünkü bu programlar tüm kadınları işi gücü dedikodu yapmak olan , kim kimi nerde aldatmış, niye aldatmış gibi sorular üzerinde kafa yoran, yemek yapmakla görevli, abidik gubidik şarkılar eşliğinde göbek atan insanlar olarak göstermektedir.
doğru ya bir kadın sanatla, sporla, memleket meseleleriyle ilgilenemez değil mi? bu tür konuların kadın programında ne işi var?
sunucularının kendilerini bilir kişi sandığı, topluma mal olduğunu iddia eden, herkese anam, bacım, kızzzz diye hitap edebilme seviyesizliğini gösteren, toplumdaki bütün cahil cuhelayı toplayıp gözümüze gözümüze sokan, her gördüğümde gözlerimin yörüngesinden çıkmasına sebep olan programlardır.
aptal, ezik, koyun tiplerin gittiği programlardır. yok yani aptal diyorum ama kanıtım var. önce babasından dayak yemiş bir kız çıkartıyorlar programa. bütün millet birlikte ağlıyor. neyse işte, kızı tekrar yolluyorlar. sonra köşeden ismail türüt'ün teki çıkıyor. hep birlikte gülüp oynuyorlar bu sefer. kız eve dayak yemeye geri gidiyor, koca götlü teyzeler de ertesi gün stüdyoda tekrar yer kaplamak için gelmek üzere eve gidiyorlar.
televizyonlarımızda reytingin düşük olduğu vakitlerde yayınlanan hani insanın "ulan bu ne böyle" deyip başka kanala geçtiğinde aynı programın daha kötü bir kopyasıyla karşılaştığı, genellikle kötü, çoğu zaman iğrenç, katılan konuk palyaçoların (palyaçolardan özür diliyorum) kendi reklamlarını yaptıkları ve bunu yaparken ne kadar sahte ve yapmacık olunabilinirin deneyini yaptıkları içler acısı programlardır.
erkeklerin kadınlardan daha dikkatle izlediği programlardır. doğubanktaki hemen her elektronik eşya dükkanında koca plazmalarda seda sayan izlenmesi boşuna değildir herhalde.
kurmaca olaylarla kadınları ekran başına bağlamanın bir yolu.
evet efenim; bu programların yapımcıları üç-beş kişiyi toplayıp stüdyoya getiriyorlar. sonra herbirine oynayacakları rolü anlatıyorlar;
- bak şimdi senin adın fatma. eşin başka bir kadınla kaçmış. bu delikanlı da senin büyük oğlun. eşin murtaza telefonla canlı yayına bağlanacak. tabi aşırıya kaçmadan hakaretleşme serbest. yalnız küfür yok, anlaşıldı mı asla küfür yok...!
sonrasında bu kişiler canlı yayında bir güzel kapıştırılır ve ekran başındaki kadınlar hayretler içinde bırakılır.
sezen aksu bu programlardan birisini izlemektedir, televizyonun başında. bakar ki kadının birisi, yok kocam beni aldatıyo, yok yemeye ekmek bulamıyom deyu derdini anlatıyor. bir süre sonra konuk şarkıcı sahnede pıleybek çığırmaya başlar tıstak tıstak... sezen aksu bakar ki az önce salya sümük ağlayan kadın ''çakkıdı çakkıdı'' döktürmektedir ortalıkta. hemen oracıkta yazıverir çakkıdı şarkısını.
fantastik türkücü konukları olan programlar. aslında bu süpersonik türkücüler için başlık açmak istemiştim, lakin sıçırmaktan korktum. şöyle anlatayım efem: uzun süredir ortalarda olmayan, sesi soluğu çıkmayan, 50 yaş üzeri bir türkücü abi yayına konuk olur. siz ekran başında bu zatın kim olduğunu çıkarmaya çalışırsınız, amma velakin program sunucusuyla o kadar samimidir ki sanırsınız askerlik arkadaşları, sunucunun "ah hilmi abiyle biz şurada birlikte çalışmıştık değil mi hilmi abi ay o kadar oldu mu yahu?" cümlelerine anlam veremezsiniz. tabii bu sırada, programın diğer konukları da yerlerini almışlardır. eşşekkle bile ilişkiye girebilen ama bütün çalışmalara rağmen bir türlü kendi eşiyle ilişkiye giremeyen bir adam ve dertli eşi ve onların dertlerine derman olmak için yanıp tutuşan, istanbulun türlü kenar mahallelerinden itinayla toplanmış ev hanımları stüdyonun farklı yerlerine serpiştirilmiştir. neyse efenim konumuz bu değil, türkücü konuğu anlatacaktım ben. şimdi, programın bir yerinde telefonla bir teyze bağlanır ve gelininin ona türlü işkencelerle dünyayı dar ettiğini anlatır. stüdyoda hararetli bir tartışma başlar, herkes teyzeye akıl verir, millet birbirine girer falan. tam telefondaki teyze yeniden konuşmaya başlayıp, "gelinim.." dediği anda o ana kadar köşesinde sus pus oturan türkücü konuk, orkestraya ufak bir göz işareti yapar ve birden " gelini, geliniiii, türkmen geliğniiii" diye türkü söylemeye başlar. ortam bir anda durulur, alkışlar eşliğinde tempo tutulur. ya da ne bileyim, kzına koca arayan başka bir teyze konuk olmuştur programa, telefonla bağlanan talipleri dinlemektedir. tam telefondaki taliplerden biri, "şöyle mayış alıyorum, burda kendime ait gecekondum var" diye söze girdiği anda türkücü konuk, orkestraya yine işaret verir ve birden "çahmak çahmayya gelidikk, gızın alımaya geildiikk, vıy vıy" diye çığırmaya başlar. herkes sahneye doluşup göbecik atmaya başlar. işte ben bu her sözcük sonunda, en olmadık anda zart diye türkü okumaya başlayan bu konukları anlayamadım arkadaş, bambaşkalar.
saçma dormattaki programlardir.
şöyleki;
--bune lan--
-özgürcüm 4 dk miz var çabuk anlat.
+tmm ebru hanim
+ben karim için 2 kere intar ettim onu cok seviyorum
+asla ayrilmak istemiyorum*
+ben onu bu kadar çok severken onun beni istememesini hazmedemiyorum.
-tmm özgürcüm süremiz bitti yarin bir başka konuyla sizlerle olacaz efendim *
ve herkesin oynadiği, oynak bir müzik eşliğinde programin kapanişi,
--bune lan--
esra ceyhan gibi bir fenomen yaratmış olan programlardır.
şimdi aynı yolda müge anlı ilerlemektedir.
hayretle takip edenleri, hayretle takip etmekteyiz.
illa bir tane seyirci teyzenin yorum yapmasına izin verilir.teyzeciğimiz de kendine önemli bir hak veriliyormuşçasına aslan kesilir. birde garip garip teyzeler vardır beline parlak birşeyler takıp kendinen geçercesine oynayan. kadın programlarının bir vazgeçilmezi de erkek seyirci sayısının çoğunluğudur.
