kadin olmanin zorlugu cografyaya gore degisen bir icerige sahiptir. Bununla birlikte gunumuzde genel anlamda kadin olmanin zorlugu, 21.yy'da her turlu esitlik ve ozgurluk teranelerinin ilan edilip ilkesizlikler ilkesi postmodernizmin de otesinde (mesru olan-olmayan) her tercih bicminin "mesru" oldugu iddiasina sahip dunyada, esasen meselenin bu kadar net olmadigini hatta pek cok yonuyle de hak, ozgurluk, istismar gibi kavramlarin iddia edildiginin tam aksine oldugunu farkedip bu sartlara yada bu sartlarla mucadeleye uygun bir yasam tarzini benimsemektir.
Mevzunun ozu soyledir ki; gunumuz dunyasinda iddia edildigi gibi ozgur, guclu, bireysel haklari korunan vb. niteliklere sahip bir kadin olarak yasamak ile adi gecen kavramlardan mahrum birakilmis bir magdur olarak yasamak ayni yolda adimlamaktir.
Finish cizgisi bir ucurumun kenari olan yarisi kazanmanizla kaybetmeniz icice gecmis bir yapidadir.
Kadin olmanin zorlugu "kadin olma" yarisina giren her kadin icin kazanirken kaybetmektir...
Kadin olmanin zorlugu kimi zaman yaptiklarinizin kimi zaman ise cinsiyetinizin unvaniniz olmasi fekat ikisinin de sizi tatmin etmemesidir. (etmemesi kanaatimce de normaldir)
Or:kadin yonetici, yonetici kadin
2. sizden bariz daha çekici bir kadının olduğu ortamda, birinden hoşlanmak.
adamların hepsi o bariz güzel kadının peşindedir ve adam sittin sene size bakmaz,
baksa da red edilmiştir hırs yapmıştır bakar. sizden çekici kadınların olduğu ortamlardan uzayın.
- kendinize bakın (bakımlı olun)
- güzel olun
- oturmasını kalkmasını bilin (nerde nasıl hareket edeceğinizi bilin)
- kültürlü olun
- hemen her konuda konuşulabilin. (konuyu bilmesenizde karşınızdakini dinlemeyi ve ilgilenmeyi bilin)
- dırdırcı olmayın
- kendi kendinize yetin (maddi manevi)
- ağlak olmayın
- kaprisleriniz olmasın
tek istediğiniz sevdiğinizin yanında olmak olsun...
tüm bunları yaparsanız asla yaranamazsınız!!
zaten sorun bunları yapabilmeniz...
sakın yapmayın.
mükemmel kadın olmayın!
zorluklarla boğuşan, muhtaç, ağlak, beceriksiz, konuşkan, dırdırcı, dinlemesini bilmeyen biri olun.
değerinizi bilen çıkar.
aksi halde yanlız kalır kadın olmanın zorluklarıyla boğuşmaya devam edersiniz.
erkeklerin anlayamayacağı şeylere katlanmaktır. pms, hamilelik, vs gibi. onlar ancak yorum yapabilirler, o da yanlış olur. en azından çekmediğin acı konusunda, susup oturmayı bileceksin efendi.*
Bu forum başlığı altında yazılan pek çok şey hatalıdır. Temizlik, ütü, bulaşık vs rutin ev sorumluluklarını insan kendi başına yaşıyorsa veya evli değilse ya da partneri yoksa zaten kendi halletmekte. Dolayısyla bunun cinsiyetle pek bir ilintisi yok. Hele ki günümüzde ekonomik koşullar bu konulardaki cinsiyete dayalı sorumluluk payaşımını iyice silikleştirmektedir. Ancak evledikten sonra kendisini kocasının hizmetçisi olara hisseden kadınlar, bu durumu zorluk olarak görmemeli, bir tercih olarak ele almalıdır.
koca mevhumuna gelince, sanırım karı mevhumundan farklı değildir. karı ya da kocanın anlayışsız olanına anlayışsız insan denir.
kadın olmak zordur, çünkü kadınlar kafalarında kendilerini 1-0 geride görmekte, hayatta herşeye bu noktadan yaklaşmaktadır.
bazen öylesine zor olur ki kadın olmak...
sonbaharda, ağaçta yaprak olmak gibidir. rüzgara, yağmura, solmaya karşı direnirsin. tutunmaya çalışırsın dallara.
sabahları makyajsız dışarı çıkmak kadar korkunçtur kadın olmak.
jiletle kıllarını alırsan, gitgide sertleşen kıllarla baş etmek zorunda kalırsın. ağdaydı, epilatördü derken bir yol tutturursun zamanla kendine.
muayyen günlerinde yarım yamalak yaşamaktır biraz da. hiç öyle reklamlarda göründüğü gibi mutlu etmez bizi pedler.
ama gene de biz gülümsemeye çalışırız çenemizde sırıtan koca bir sivilce ile. kapatıcımız bitmiştir çünkü. iyi bir kapatıcı pahalıdır.
sürekli farklı kıyafet giymek isteyen kadın bünyesi sürekli alışverişe çıkmak zorundadır.
bir gün bakımsız olsa, günü kötü geçer. aklında hep aynadaki görüntüsü vardır. dışarı çıkmadan saatlerce aynaya bakmıştır. çoğu zaman vaktini bu şekilde boşa harcar. verimli kullanamaz.
rujunu tazelemek zorundadır.
çorabı düşünce çekmek zorundadır. kaçınca uhulamak.
boyu kısa ise eğer, canı acısa da topuklu giyer kadın. acı çekmek rutinlerindendir.
gözyaşlarını çoğu zaman tutamaz.
kilo aldıkça sevgilisi sürekli laf eder. aldatılma korkusuyla yaşayıp, paranoyaklaşabilirler.
otobüsler de ford yapamazlar. ford un kurbanı olurlar.
arabalarında iseler eğer, minibüsçülerce, seyir halinde iken sıkıştırılırlar.
kadın, anne ise çocukları düşünmek zorundadır. bu durumda kendi bünyesine daha az zaman ayıranları tespit edilmiştir. özeldirler.
saçlarının boyası akar. "akmış boya ile dolaşacağımıza ölürüz daha iyi!" olayı devreye girer.
parfümleri biterse güne başlayamazlar.
ayakkabılarına göre çanta almak zorundadırlar.
ojeleri bozulunca yeniden sürmek....
ve bunun gibi bir sürü şey daha...
zihinler sürekli dolu ve karmaşık. kadın olmak bazen çok sıkıcı.
altımda şort, saçlarım dağınık, rüzgara karşı çıkayım dışarı. soluk rengimle güneşe atayım kendimi. hiç bir kimyasal kullanmadan yaşayayım. küfürler edeyim rahatça. olduğum gibi sevileyim. o kadar kendimi düşünmeyeyim ki insanlar için çalışayım sürekli. ama hayır olmuyor işte... bazen olmuyor.
"kadınsan yerini bil!" diye oturtturuyorlar seni. sen gene odanda bir köşede, kırmızı ojeni sürer buluyorsun kendini. istemiyorum oje sürmek artık. bunun sonu pek aydınlık değil...
kadın olmanın zorlukları çoktur.zaman aşamasına dizersek geçmişten günümüze belgesel tadında size bunları anlatmayı bir borç bilirim.
0-6 yaş arası hanım hanımcık bir kız olmanız beklenir.genellikle aile büyüklerinden "hanım kızlar öyle oturmaz", "hanım kızlar öyle yemez" diye diye bütün kızların beynini öhhöm öhhöm "hanım kızlar küfretmez" kuralını çiğniyordum neredeyse.
bundan sonra ilkokul çağları başlar. kızlarımız ip atlar, topta sadece; can, istop, yedi kiremit vb. gibi orta yollu oyunlardan oynayabilir. fotbol gibi tamamen erkek oyunları kızlara göre değildir denerek kızlarımız bir güzel aldatılır.
lise çağlarında kızlar kesinlikle sevemez. sevsede belli edemez ederse kaşar damgasını yer oturur.zaten aileleri ayrı bir sorundur. erkek evlat istediğini yapabilirken kızın masumane bir hoşlantısı bile namus meselesi olur.
bunları geçelim.kızımız bu evrelerde ya büyür adam olur yada kaşarlı bir.. öhhöm öhhöm neyse şimdi büyüyen, gelişen, beynini olan kızlarımıza örnek verelim:
nedir kadın olmanın zorluklarına? asıl burda değinilmeli:
heray kadın olmanın getirdiği, insanın beynini durduran bir ağrı çekerler.
bir birey oldukları için ayaklarının üzerinde durmaları gerekir buda çalışmak demektir.yemek çeşitlerini bilmeleri gerekir.pilav yapmak için pirinci önceden ıslatmak, kuru fasulyeyi bir gece önce sıcak suya koymaları gerektiğini unutmamalıdırlar. en büyük sorunları da ne pişirsem derdidir. günümüz çağında iyi geliri olan bir kadın evine haftada bir( eğer zengin bir beyefendi ile evli değilse, eğer zengin bir koca varsa geç kardeşim okuma bunu) temizlikçi tutabilirken normal şartlardaki bir kadın kendi evini kendi temizler, parasıyla da çoluğuna çocuğuna üst baş alır. biraz elit kesimden gidelim ve yardımcı geldiğini düşünüp kadınımızın üzerindeki baskıyı azaltalım.
birde bakım derdi vardır evli/bekar tüm bayanların sorunudur. buna tonlarca para harcanıldığına mı yanalım kendimizi kılıktan kılığa soktuğumuza mı??
bir değişiklik istiyacı duyan her bayanın ilk adresi kuafördür. saç baş-kaş bıyık vs. bu gibi işlermler için kuaför ideal mekandır. saçın uzunluğu kısalığı beğenilmediği gibi rengide değişime uğrar. föndü maşaydı boyaydı derken saçlar bir güzel yanar. tabiki pırasa gibi saçlarla gezilmeyeceğine göre bir sonra ki durak kozmetiktir. saç şampuanı, saç kremi, bakım kürü derken saçlara bakım sağlanır. ama birde vücut bakımı vardır. nemlendiricisiydi, deodarantıydı, parfümüydü derken hesap kabarır.makyaj mazlemesi desen onlar zaten ateş pahası. geçelim burda amaç bütçeyi dengelemekte.
kendisine bakmayıp salaş salaş gezen bayanlar çoktur. ama sevgilisi yada kocası olan her kadın bu saydıklarımızı yapar. erkekler terli bile bize seksi gelebilirken * biz bayanlar terli ve kıllı kesinlikle iç açıcı olamayız.
erkekler genellikle bu duruma şaşırır. ya bu kadınlar da hiçmi akıl fikir yok diye düşünürler. işte diğer bir zorluk erkektir.
bir erkeği idare etmek emin olunki çok zordur. nerde esip gürleyeceği belli olmayan bu tür kadınlar için bir muallaktır. bizlerin kendimizce geliştirdiğimiz diğer bir sıtratejide: saçı uzun aklı kısa moduna sarmaktır. ama bilmezlerki hayır dediklerini yaptıklarını. burda fazla detaya girmemek gerek.
her ince detayıda bayanın düşünmesi gerekir. erkek genellikle sevgiliyken "bilmem sen bilirsin, sen karar ver" söylevleri çekerek ufaktan sorumluluk kaçakcılığı yaparken evlendikten sonra bu hat safaya ulaşır. bkz: "bana ne" yada "annene sor"
bunların yanında en büyük zorluk şiddettir. tanıdığımız yada tanımadıklarımızca şiddete maruz kalan bir çok kadın vardır. erkekte fiziksel olarak kendini koruma gücü mevcut iken kadında bu ruhsal ağırlıktadır. ruhumuzu koruyabildiğimiz gibi bedenimizi koruyamayız. bedenine sahip çıkmak başlı başına bir zorluktur zaten. dışarıda fikri ve zikri pislik olan bir sürü hayvan varken bir kız çocuğu, genç kız ve kadın olmak çok ama çok zordur.
hiçbir zaman, hiçbir yerde, hiçkimseye karşı içinden geldiği gibi konuşamamak ve davranamamak. içindeki lanet sesin durmadan "acaba yanlış anlaşılır mı?" ya da "acaba doğru olanı mı yapıyorum?" diye sorması.
kadın olmanın zorluğu pek çoktur, evini çekip çevirmek, anneliğin hakkını vermek, kocasını her anlamda elinde TUTMAYA ÇALiŞMAK ve mutlu etmek istemek v.s Ama benm kanımca en önemlisi 16 yaşından itibaren her ay mutlak suretle kan ile verdiği savaştır. bir erkek olarak söyleyebilirimki, çok zor bir durum ve ben olsam hayatta bu ızdıraba dayanamam. bunun yanında birde o hastalıgından gelen asabılıkle herkesle arasını acması. gercekten cok zor bır durum, KADINLAR hepinizi kutluyorum ve allah sabır versın dıyorum...