dışarı çıkarken makyaj yaparsınız eve geldiğinizde uyumadan önce temizlemek, toniklemek, nemlendirici sürmek zorundasınızdır.oje sürersiniz 2 gün sonra bozulur silip yenilenemek zorundasınızdır. saçınıza fön çekersiniz yağmur yağar ve siz saçlarınızı yıkayıp tekrar fön çekmek zorundasınızdır. tüm bunlar bakımlı kadın sorunlarıdır.hiç üşenmeden yapılır.
Zorluklarına rağmen; dünyadaki en güzel şeylerin bir tanesi. Zira çoo..ook eski dönemlerde hristiyanlıkta kadınların erkekleri baştan çıkarmasından mütevellit kadınların şeytan oldukları düşünülürmüş ve kadınlar yakılırmış. Kadın olmak günahla dolu doğmak anlamına geliyormuş. Kadınların cazibesi ve alımlılığı o zamandan beri başa bela...
ilk ergenlik dönemlerinde başlayıp, yaşlanarak süreklilik arz eden, her türlü psikolojik sorunla tanış olmak!... (ağır depresyonluların büyük yüzdesi kadındır.)
dünyada şartlar değişmedikçe bu durum hiiçç değişmeyecek!...
ameliyatla mümkündür eğer isterseniz. onun dışında erkeğin sorumluluğunun onda birini almaz kadın alamaz. daha kolaydır erkek olmaktan. kendi kendini devamlı ajite eder kadın. bu kisvenin altında istediği her şeyi kolaylıkla elde eder. savaşların çıkması bile kadınlar yüzünden olmuştur evvel zaman içinde. her şey göründüğü gibi değildir. erkeğin her şeyi yaptığı yapabildiği izni olduğu sanılır , yanlıştır. kadın her şeyi avucunda tutar aslında erkeğe zincir bağlayan o zincirleri kıran da kadındır.
sürç-i lisan edersem affola ama her tanımlamada olduğu gibi yine 3 kelime ile olaya derinlik kazandırayım. kadın olmak; kutsal olmak, 1-0 önde olmak, stratejiyi teorikle destekleyip pratikte muhteşem şekilde uygulamaktır.
sürtük olmakla tertemiz, narin bir yaratık olma arasında ince mi ince çizgide ustalıkla taraf seçip yönü bulabilme sanatıdır.
kadın değilim; öyle olduklarını biliyorum sadece. eksilemeyi düşünen açık bir şekilde entrymden ne anladığını da yazarsa sevinirim, cidden merak ettim buradan ne anlam çıkarılacağını.
zekasını kullanmayı bilecek kadar usta, güzelliğini pazara sunmayacak kadar asil, tüm zorluklara rağmen ayakta kalabilecek kadar güçlü, nasıl davranması gerektiğini bilecek kadar akıllı, her işin üstesinden gelebilecek kadar becerikli, ahlaki ve manevi değerlerin kıymetini bilecek kadar onurlu, sevmeyi bilecek kadar yürekli, çekip gitmeyi bilecek kadar gururlu, duruşu ve bakışıyla soylu olmaktır.
asıl ince nokta, bütün bunlar görev değil meziyettir.
kadın olmak;
yalnız başınıza yaşıyorsanız, yalnızca erkekler tarafından değil, aynı zamanda kadınlar tarafından da aşağılanmayı göze almak demektir. çünkü yalnız yaşama hadsizliğini ve gücünü göstermek demek, bir kadın için, erkeklere potansiyel av olmak, avlaştırılırken aynı zamanda toplumun kendisinden beklediği her baskı unsuruna boyun eğmiş diğer kadınlar tarafından yapıştırılan fahişe damgasıyla, bu tip kadınların kocaları için de potansiyel bir "tehdit" oluşturmak demektir.
kadın olmak,
tecavüze uğrayıp, sana bunu yapan hayvan evladıyla evlendirilmek, babanın alnındaki kara lekeyi, senin başına kaderin yazdığı başka bir kara lekeyle aklamak! demektir.
kadın olmak,
birçok toplumda, daha çocuk olamadan evlendirilmek demektir. büyük büyük teyzelerinin iki örgü yaptıkları saçlarıyla basma fistanlarının altında henüz adet olmamış ve seksek oynamaya doyamamış bedenlerinin, kendilerinden yaşça büyük adamlara, beşi bir yerdelerle satıldığını bilmek ve içeriden içeriden incinmek demektir.
kadın olmak,
kadınlar tarafından bekaret baskısıyla yetiştirilmek, henüz 9 10 yaşlarındayken bisikletten düşünce canı acıdığı için değil, "bekaretime bir şey oldu mu acaba" diye ağlayıvermektir...
tanrı'nın bana bahşettiği en nadide hediyelerden birisidir.
"bir kadını ağlatırken çok dikkat edin,
çünkü tanrı gözyaşını sayar!
kadın erkeğin kaburgasından yaratıldı,
ayaklarından yaratılmadı,
öyle olsaydı ezilirdi;
üstün olmaasın diya başından da yaratılmadı.
ama göğsünden yaratıldı, eşit olsun diye..
kolun biraz altından, korunsun diye..
kalp hizasından, sevilsin diye"