ama her zaman değil. kimi zaman. bazen yani. duştan çıkıp hazırlanana kadar, o iğrenç makyaj malzemelerini suratlarına sürene kadar, allahın diktir ettiği yerdeki tarlalardan toplanan güzel kokulu çiçeklerin özünden yapılmış parfümleri sürene kadar geçen süre içinde aldınız aldınız. yoksa nah alırsınız. ondan sonra ya çiçek kokarlar ya böcek.
taze ekmek kokusu gibidir.
ne kadar tok olursan ol, davetkarlıgına dayanamaz illa ucundan, kıyısından koparasın, tadına bakasın, varasın gelir; ki takdir ederim.
Kadın kokusu filminde kadınla tango yaptığı sahne filmde sizi alıp götüren sahnedir. Yıllar sonra aynı kadın o sahne çekiminde duygularını anlatır. Kadın nerdeyse orgazm olmuştur.
Gariptir.
Anlatamıyorum ve asla anlatamayacağım belki bu fenomeni. Kadın kokusu be abi. Kolay mı?
Cins-i latif... Kokusu da kendisi gibi latif işte. Tropik güzel bir Meyve gibi kokmaya çalışırken başaramayıp çok daha güzel kokmuş gibi sanki. Anlatamıyorum.
Parfüm kadın tenine edilmiş en büyük hakarettir mesela.
Ve buna mukabil, bir kadının en güzel hali, en doğalı olan ev halidir. Hani şu fil yahut ayıcık desenli pijamaları, renkli topuk çoraplarıyla en doğal haliyle var olduğu zaman dilimi var ya, işte o zaman diliminde yaşayabilirim mesela. Başka bir zamana yahut mekana ihtiyaç duymam o anda.
Güzeldir kadın, latiftir.
Güzel olmayı başarabilmek de ayrıca maharettir.
Ve maharet de şüphesiz ki iltifata tabidir.