Bir şey diyeyim mi enfes bir filmdir, dadından izlenmez. Pacino ne yaptın sen yahu dedirtir. Özellikle o tango sahnesi ile favori ilk beş filmimden biridir. izlerken kadın kokusunu hissedeceksiniz.
gençken bebek bakıcılığı yaptığımda bebeğin annesi ve babası geceyarısı bebek uyurken gelip sabaha kadar bakmamı istediler. diskoya gideceklerdi. kadın tek yapman gereken parfümümü sıkıp bebeğin yanında yatman demişti. annesinin yanında uyuduğunu sanması için. gerçekten hiç uyanmadı. oysa uyansa da sevsem diye heveslenmiştim.
Al pacinonun gözleri görmeyen emekli bir askeri canlandırdığı film ve bu rol için 6 ay kör gibi yaşayarak rolüne hazırlanmıştır. Özel ve güzel filmdir.
Bahar gibi kokar.
Yazın açan limon çiçekleri gibidir. insanın o kokuyu alıp, ipe dizip kolye yapası gelir.
Baharın gelişini bir kadının kokusundan anlarsın. Sanırsın ki omuzlarında binbir çeşit çiçekler yeşermiş, bahar bahçe olmuş.
Çıplak omuzlarına dökülen saçlarını omuzlarının üzerinden şöyle bir geriye doğru atarsın. Saçları ile omuzlarının kokusu havada sevişerek yayılır.
Usulca yaklaşıp burnundan derin bir nefes alırsın...
aylarda bir, sevgilim olmasa da, ona sarıldığımda deli gibi içime çektiğim kokudur. belki fark ediyor da bir şey demiyor, belki daha fark ettirmemi bekliyor, belki de bir dahaki sefer fark ettiririm...
herhangi bir insan kokusuyla eşdeğerdir. bu kadar da abartmaya gerek yok. heh ama şunu belirtmem gerek ki, sadece memelerin kokusunu kastedersek, baya iyi ve tahrik edici olduğunu söyleyebilirim. o da büyük bir ihtimalle östrojen hormonundan dolayıdır.