bu kokuyu alabilmek için bir kadın ile uyumak gerekiyor.
evlenmeden kadın koklamak ve hatta kadın kokusu almaya teşebbüs etmek islam ve yahudilik dinlerince yasaklanmıştır.
al pacino'nun inkar edilemeyen karizmasının, inanmayanlar için bir kez daha kanıtlandığı film.o meşhur tango sahnesinde, kör olduğu için kendisiyle dans etmekten korkan kadinin belini kavrayıp ona güven vermesi ve kadını resmen sahiplenmesi, filmin en güzel ve tekrar tekrar izlenmeye layık nadir sahnelerinden biridir Bence.
Gariptir.
Anlatamıyorum ve asla anlatamayacağım belki bu fenomeni. Kadın kokusu be abi. Kolay mı?
Cins-i latif... Kokusu da kendisi gibi latif işte. Tropik güzel bir Meyve gibi kokmaya çalışırken başaramayıp çok daha güzel kokmuş gibi sanki. Anlatamıyorum.
Parfüm kadın tenine edilmiş en büyük hakarettir mesela.
Ve buna mukabil, bir kadının en güzel hali, en doğalı olan ev halidir. Hani şu fil yahut ayıcık desenli pijamaları, renkli topuk çoraplarıyla en doğal haliyle var olduğu zaman dilimi var ya, işte o zaman diliminde yaşayabilirim mesela. Başka bir zamana yahut mekana ihtiyaç duymam o anda.
Güzeldir kadın, latiftir.
Güzel olmayı başarabilmek de ayrıca maharettir.
Ve maharet de şüphesiz ki iltifata tabidir.
kadının parfüm kullanmadan hormonlarından dolayı salgıladığı kokudur. bir nevi sekse davettir kadın doğasında. lakin günümüzde çok kalmıştır böyle kadınlar. çünkü çoğunluğu o kullandıkları parfümlerle doğal kokularını bozmaktadır.
ama her zaman değil. kimi zaman. bazen yani. duştan çıkıp hazırlanana kadar, o iğrenç makyaj malzemelerini suratlarına sürene kadar, allahın diktir ettiği yerdeki tarlalardan toplanan güzel kokulu çiçeklerin özünden yapılmış parfümleri sürene kadar geçen süre içinde aldınız aldınız. yoksa nah alırsınız. ondan sonra ya çiçek kokarlar ya böcek.
Maalesef pek çok kadın bu muhteşem kokuyu parfümle bastırıyor. Bir an erkek olabilseler de işledikleri hatanın büyüklüğünü fark etseler, kadın kokusunun yaşam gibi koktuğunu algılayabilseler, o parfüm denen bulaşıkları sürerler mi hiç üzerilerine. Anlayamayanlara heceleyerek tekrar etmeli “yaş-am” gibi koktuklarını.
Sözün kısası erkeği cezp eden, aklını başından alan kokudur. Erkek daha ilkokulda öğretmeniyle başlar ve devam eder: ilk, orta, lise, üniversite derken sınıf sınıf koklar. Hangimiz askerlikte sabah sporundan dönen Albay kızının kokusunu unutabilir? çıtır stajyerden, alımlı müdireye kadar iş arkadaşlarımıza ne demeli? Ofiste açılan camdan içeri giren Rüzgarın taşıdığı o rayiha burnumuza ulaştığında gözlerimizi kapatıp derin derin ciğerlerimize çekmez miyiz! ya Markette manav reyonundaki şeftali aromasını öz kokusuyla bastıran yan yana meyve seçtiğimiz kişiye ne demeli! Kimin nesi kim bilir? Belki bir anne, belki bir eş ya da bir bacı; toplu taşıma araçlarında, sokaklarda, düğün-derneklerdeki pek çokları gibi.
hiçbir kadının kokusunu alamayanların, bu kokuyu duymuş şanslı adamlara abaza ithamında bulunacağı kokudur.
kadın
gün kokar.
yanından geçtiği deniz kokar.
dağ havası kokar.
kurşun kalemin ucunda kırılan parçalar kokar.
Yazda üzerine yağan yağmur, güzde parkın bir yerine düşen ölmeye yüz tutmuş yaprak, kışta bir çocuğun ilk defa kar görmesi, baharda toprağın cemresini öpmek kokar.