thomas hobbes un "homo homini lupus" (insan insanın kurdudur) deyişinden hareketle, kadın özgürlüğünün önünde en büyük engelin yine kadın olduğu, kadın ezilmişliğinin ve dışlanmışlığının aslında daha çok kadının tutumundan kaynaklandığını, en azından çanak tuttuğunu ileri sürebilecek öğreti olmamış bir öğreti.
boşa söylenmemiş sözdür. kadınlar birbirlerini rakip olarak görürler. sürekli bi kıskandırma çabası. her şeyin "en" i bende olsun düşüncesi..
hani derler ya kadınlar niye şiir yazamıyor falan. işte o ara kadınlar rakiplerini alt etme derdindeler.*
aklıma nazlıcanla halis toprak geldi. kız 18 yaşında adam 70 lerdeydi yanlış hatırlamıyorsam. hiç o yaşta 70 yaşında bi kadınla evlenen erkek gördünüz mü? göremezsiniz. kadının derdi de burda aşk değil zaten onu hepimiz anladık. peki ne kadının derdi? diğer kadınlardan üstün olmak. o nazlıcan dediğimi hatırlarım. kafam kadar mücevherler takmaya başlamıştı evlendikten sonra. kıyafetleri her şeyi değişmişti.
kadın sevdiği adamı da rekabete dahil eder. zenginliğiyle, yakışıklılığıyla ya da işte neyi varsa onunla hava atar.
bi yerde okumuştum: gelin-kaynana kavgası var da damat-kayınpeder kavgası niye yok? diye soruluyordu. cevabı bu söz işte.
bi kadın bi erkeği aldatırsa erkek bırakıp gider. ama kadın öyle mi? filmlerde görüyoruz, hemen çocuk yapma girişimi başlıyor. çocuk yapacak eşini de o kadına yar etmeyecek. bak yine kadına karşı bi rekabet var. adam kimsenin umrunda değil.*
kadınlar kankam dedikleri kadınlara her şeylerini anlatırlar. en mahremlerini bile. amaç yine ego tatmin etmektir. işte bunu yapmayın. ne kadar güvenseniz de her insanın nefsi var. sonra kankamla kocam beni boynuzlamışlar diye hönkürürsünüz.
bununla ilgili son bişe daha söylicem. kadın süsleniyor, açılıp saçılıyor falan ya. hah o işte erkek için değil.* bunu tahmin etmek çok da zor olmasa gerek. gerçi bunu kabul eden kadın henüz göremedik.
diyeceğim o ki kadınların yaradılışında vardır bu, anormal değildir. ama her şeyin de fazlası zarar.