bir el hareketiyle, bir anlık bakışıyla, bir heceye yaptığı vurguyla kadın gibi kadınla kadınımsı kız çocukları arasındaki farkın görülmesine neden olan kadındır...
kadın gibi kadın derken? adam gibi adam, kadın gibi kadın. böyle ayrımlarla zaten çizgi kendiğilinden çiziliyor, adam adamlığını, kadın kadınlığını kabullendirmeye çalıştığı sürece mücadele ve kabullendiriş kavgası sürüp gidecektir.
kadın portresi; cilveli, fingirdek, erkeğin arkasına sığınmış ya da görünen, sömüren , asalak, verici. bunun yanısıra güzel olması gerekmektedir, genel temayüllere göre.
insan olmak-olmaya gayret göstermek bu denli zor mu? ot kafalılar sizi.
bir kaç paragrafa sığdırılamayacak kadar donanımlı kadındır. ama üzerinde durmamız gereken noktaları açıklamak gerekirse, maddiyata önem vermez, maddiyat sadece gündelik yaşamda işleri kolaylaştırabilmek için bir araçtır onun için, dünya'da bulunuş amacı mutlu olmak ve mutlu etmektir, sever, çok sever hemde, alev alev yanan bedeninin ateşine dokunamasan bile bakışlarıyla öyle bir yakar ki yüreğini, ne denizlerin hırçın dalgaları durdurabilir aşkın ateşini, nede göllerin durgunluğu sakinleştirebilir aşktan mest olmuş bedenini. kadın gibi kadını seversen eğer, bir daha asla diğer kadınlara kadın gözüyle bakamazsın, ''karşı cins'' der geçersin, olgundur ve ne istediğini bilir, yeri gelir yaramaz bir kız çocuğu gibi ufak yaramazlıklarla seni tatlı bir sinire sevk eder, yeri gelir bir anne edasıyla sorunlarına ortak olur, sarar sarmalar seni, elmas madeni kadar değerlilerdir, ama kadın gibi kadın, adam gibi adamla birlikteyken değerlidir, ve değerini yalnızca onlar bilirler, severim hepsini, delice hemde.
